Translation of "İzlemekten" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "İzlemekten" in a sentence and their spanish translations:

Televizyon izlemekten bıktı.

Él está cansado de ver la televisión.

TV izlemekten usandım.

Estoy cansado de ver televisión.

Kuşları izlemekten hoşlanır.

A ella le gusta mirar pájaros.

Kelebekleri izlemekten hoşlanırım.

Me gusta mirar las mariposas.

- Felicja, televizyon izlemekten hoşlanır.
- Felicja, TV izlemekten hoşlanır.

Felicja disfruta ver televisión.

Ben tv izlemekten hoşlanmıyorum.

No me gusta mirar televisión.

Tom, futbol izlemekten hoşlanır.

A Tom le gusta ver el fútbol.

Televizyon izlemekten nefret ediyorum.

- Odio ver la televisión.
- Detesto ver la televisión.

Çocukları oynarken izlemekten zevk alırım.

Me gusta mirar a niños jugando.

Biz TV izlemekten keyf aldık.

Nos gustaba ver la tele.

Sabah üçe kadar TV izlemekten hoşlanıyor.

A él le gusta ver televisión hasta las tres de la mañana.

Tom korku filmleri izlemekten hoşlanır mı?

¿A Tom le gusta ver películas de horror?

çünkü Yahudilerin öldürülüşünü izlemekten keyif alacağını sanıyordu.

porque pensó que disfrutaría con la muerte de los judíos.

Sırt üstü yatıp bulutların geçişini izlemekten hoşlanıyorum.

Me gusta recostarme de espaldas y mirar las nubes pasar.

Tom korku filmleri izlemekten zevk alıyor gibi görünüyor.

A Tom parece gustarle ver películas de miedo.

- Büyükannem TV izlemeyi seviyor.
- Büyükanne televizyon izlemekten hoşlanır.

A la abuela le gusta ver televisión.

Bütün gün televizyon izlemekten başka bir şey yapmaz.

- Él no hace nada más que ver televisión todo el día.
- No hace nada más que ver todo el día la televisión.

Tom TV izlemekten başka bir şey yapmak istemiyor.

Tom no quiere hacer nada más que ver la televisión.

Tom bütün gün televizyon izlemekten başka bir şey yapmadı.

Tom se pasó el día viendo la televisión.

Tom bütün gün TV izlemekten başka hiçbir şey yapmaz.

- Tom no hace nada más que ver televisión todo el día.
- Tom no hace nada más que ver la televisión durante todo el día.

- Ben televizyonda futbol izlemekten hoşlanırım.
- TV'de futbol maçı izlemeyi seviyorum.

Disfruto ver el fútbol en la televisión.

- Annem televizyon seyretmekten nefret eder.
- Annem televizyon izlemekten nefret eder.

Mi madre odia ver la televisión.

- Tom şiddet filmlerini izlemekten hoşlanmaz.
- Tom şiddet filmleri izlemeyi sevmiyor.

A Tom no le gusta ver películas violentas.

- Annem TV izlemeyi sevmiyor.
- Annem TV izlemeyi sevmez.
- Annem televizyon izlemekten hoşlanmaz.

- A mi madre no le gusta ver la TV.
- A mi madre no le gusta ver la televisión.
- A mi mamá no le gusta ver televisión.