Translation of "üzerinden" in Spanish

0.006 sec.

Examples of using "üzerinden" in a sentence and their spanish translations:

Çitin üzerinden tırmandım.

Escalé la valla.

Hendeğin üzerinden atlamaya korkuyorum.

Me da miedo saltar la zanja.

Uçak bulutların üzerinden uçtu.

El avión volaba por encima de las nubes.

Tom hendeğin üzerinden atladı.

Tom saltó por encima de la zanja.

At çitin üzerinden atladı.

El caballo saltó la cerca.

Köpek çitin üzerinden atladı.

El perro saltó la cerca.

Sığ hendek üzerinden atladı.

Él saltó por encima de la zanja poco profunda.

Tom çitin üzerinden atladı.

Tom saltó sobre la valla.

Tom çitin üzerinden baktı.

Tom miró por encima de la cerca.

Omzunun üzerinden arkasına baktı.

Miró por encima del hombro.

Onlar köprünün üzerinden geçtiler.

Cruzaron el puente.

Ken duvarın üzerinden atladı.

Ken saltó por encima de la pared.

Cookie Kate'nin üzerinden atladı.

Cookie saltó encima de Kate.

İnternet üzerinden ödeyebilir miyim?

¿Puedo pagar por internet?

Biz Tayvan üzerinden uçtuk.

Volamos por Taiwán.

Kilosu 50 cent üzerinden hesaplansa

A unos 50 centavos el kilo,

Bu savaşı teknoloji üzerinden yapıyorlardı

Estaban haciendo esta guerra contra la tecnología.

Uçak Fuji Dağının üzerinden uçtu.

El avión voló por encima del Monte Fuji.

Program dün radyo üzerinden yayınlandı.

El programa fue emitido ayer por la radio.

Köpek bir sandalyenin üzerinden atladı.

El perro saltó sobre una silla.

Tom internet üzerinden kurslar alıyor.

Tom toma clases en línea.

Onun atı çitin üzerinden atladı.

Su caballo saltó por sobre la cerca.

Siyah bulutlar kent üzerinden geçiyordu.

Nubes negras flotaban por sobre la ciudad.

O Amerika üzerinden Avrupa'ya gitti.

Ella se fue a Europa por los Estados Unidos.

O, Paris üzerinden Londra'ya gitti.

Él fue a Londres vía París.

O, su birikintisi üzerinden atladı.

Él saltó sobre el charco.

Mesaj üzerinden, kendini benim yerime koydu.

Y empatizó conmigo a través de un mensaje de texto, nada menos.

şimdi Türkiye üzerinden bir örnek verelim

Ahora da un ejemplo fuera de Turquía

Işte o şemsiyenin üzerinden böyle süzülüp

así se desliza sobre ese paraguas

Ve bir İnternet sitesi üzerinden yayacaksınız.

Y se extenderá por un sitio web.

Lindbergh, Atlantik üzerinden uçan ilk insandı.

Lindbergh fue el primer hombre en sobrevolar el Océano Atlántico.

Çitin üzerinden göremeyecek kadar çok kısaydı.

Ella era demasiado baja para ver por sobre la cerca.

Google Hangouts üzerinden birlikte oyun oynuyoruz.

... jugamos juntos utilizando Google Hangouts...

Web'deki her şey Google üzerinden bulunamaz.

No todo lo que está en Internet se puede encontrar por Google.

- Kızıma dokunma!
- Ellerini çek kızımın üzerinden!

¡Aleja tus manos de mi hija!

İngilizcede 100 üzerinden 90 puan aldı.

Sacó 90 de 100 puntos en inglés.

Bir martı aniden başımızın üzerinden uçtu.

De repente, sobre nuestras cabezas, voló una gaviota.

Yemen üzerinden Habeşistan'dan gelmiş kremalı cappucino var.

que vino de Abisinia via Yemen en el siglo XVII.

Ve yerel ürünleri internet üzerinden satmaya başladı.

y empezó a vender sus productos fabricados localmente en línea.

At onu üzerinden atar ve bacağı kırılır.

se cae y se rompe la pierna.

Bazı youtuberlar sadece bunun üzerinden geçimini sağlıyor

Algunos youtubers se ganan la vida

Ve şimdi Hannibal'ı Apeninler'in üzerinden takip ediyordu.

Y ahora estaba siguiendo a Hannibal de regreso Los Apeninos.

O, Amerika Birleşik Devletleri üzerinden Avrupa'ya gitti.

Ella se fue a Europa por los Estados Unidos.

Çitin üzerinden atlayan beyaz bir köpek gördüm.

Vi a un perro blanco saltar sobre la cerca.

Çocuğun çitin üzerinden atladığını ve kaçtığını gördü.

Vio al chico saltar la valla e irse corriendo.

Mary uzun at kuyruğunu omzunun üzerinden attı.

- Mary se echó la larga coleta sobre el hombro.
- Mary se echó la larga coleta por encima del hombro.

Çitin üzerinden bakmak için yeterince uzun geğildi.

No era suficientemente alta para poder ver por encima de la valla.

Çocuğun çitin üzerinden atladığını ve kaçtığını gördüm.

Vi al niño saltar la cerca y salir corriendo.

Tom filme 10 üzerinden 7 puan verdi.

Tom le dio a la película una nota de 7 sobre 10.

Tüm bu buzun ve karın üzerinden kayıp geçmeliyim.

Debería saltar sobre toda esta nieve.

Belirli değerler üzerinden gitmesini hayal etmek kolay olurdu..

siguiendo los valores revelados, gradualmente...

Diğer karıncalar bu köprünün üzerinden devam ederek tırmanıyor

otras hormigas continúan trepando por este puente

Mareşal, ölmekte olan atı onun üzerinden geçtiğinde yaralandı,

El propio mariscal resultó herido cuando su caballo moribundo rodó sobre él,

- Birçok göçmen Balkanlar üzerinden Yunanistan'dan Batı Avrupa'ya seyahat ediyor.
- Birçok göçmen, Yunanistan ve Balkanlar üzerinden Batı Avrupa'ya yolculuk ediyor.

Muchos migrantes viajan desde Grecia, a través de los Balcanes, hacia Europa occidental.

Birbirinin üzerinden geçen kökler karmakarışık. Derin bir çamur var.

raíces que crecen entrelazadas unas sobre otras. Y hay mucho lodo.

çünkü herhangi biri bağlı bir cihaz üzerinden giriş yapabiliyorsa

porque ¿qué sentido tiene cerrar una casa con llave

O bilgi parçasına son erişilmesinin üzerinden uzun zaman geçti

Si pasó mucho tiempo desde la última vez que accedimos a esa información,

Ücretsiz olarak internet üzerinden bir bilgisayardan bilgisayara arama yapabilirsiniz!

Puedes hacer una llamada de ordenador a ordenador gratis en internet.

Donmuş Tuna üzerinden tüm Karadeniz yolunu yağma ve katliamdan geçirdiler

el congelado río Danubio, todo el camino hasta el mar negro.

Yakında gazeteler kağıda basılmayacaklar. Onlar sadece internet üzerinden kullanılabilir olacak.

Pronto los periódicos no se imprimirán en papel, sino que solo estarán disponibles en internet.

Dün camın üzerinden sürmüştüm, ama sadece dış lastiğim hasar gördü.

Ayer conduje a través de vidrio, pero sólo el neumático se dañó.

Uzağa gitsen bile, telefon üzerinden birbirimizle temas kurmaya devam edelim.

- Aún si te vas lejos, mantengámonos en contacto el uno al otro por teléfono.
- Sigamos en contacto por teléfono, aunque te vayas lejos.

Hadi gidip enkazı bulalım. Batıya, dünyanın en zorlu arazilerinden birinin üzerinden uçuyoruz.

Vamos a buscar esos restos. Recibido. Alpha 6, despegue. Vamos al oeste de uno de los terrenos más difíciles del mundo.

Sonraki bahar, Napolyon'un ordusu Alpler üzerinden İtalya'ya yürüdü. Yolu Lannes'ın öncüsü açtı

La primavera siguiente, el ejército de Napoleón marchó sobre los Alpes hacia Italia. La vanguardia de Lannes abrió el camino

- Onun ölümünden beri on yıl geçti.
- Onun ölümünün üzerinden on yıl geçti.

- Han pasado diez años desde su muerte.
- Diez años han pasado desde que ella murió.
- Desde su muerte han pasado diez años.

Tahta kazıklarla desteklenmiş kampın üzerinden geçen mızraklarla uyanan Romalı birlikler hızla savaş düzeni emri aldı.

Despertados con proyectiles volando sobre las empalizadas, se les ordena a las tropas romanas prepararse para la batalla.

Telesekreterde bir mesaj: "Lütfen beni sonra ara. 18.00'e kadar cep telefonumdan, ondan sonra ise sabit hat üzerinden bana ulaşabilirsin.

Un mensaje en el contestador automático: Por favor, ¡vuelve a llamarme! Entras en contacto conmigo por móvil hasta las 18.00, luego de eso por teléfono.