Translation of "Hâline" in Russian

0.007 sec.

Examples of using "Hâline" in a sentence and their russian translations:

Bir nevi takıntı hâline gelmişti.

Это даже стало походить на одержимость.

Adeta kutsal aşkın nişanı hâline geldi.

оно стало эмблемой монашеской любви.

Gözümü ayırmak istemiyorum, sarmal hâline geldiğini görebilirsiniz.

Не хочу отрывать глаз от этой змеи, видите, она свернулась.

Gözümü ayırmak istemiyorum. Sarmal hâline geldiğini görebilirsiniz.

Не хочу отрывать глаз от змеи, видите, она свернулась.

Sarmal hâline gelip kafalarını öyle geriye çekmeleri

Когда они отводят голову назад и сворачиваются,

Sarmal hâline gelip kafalarını böyle geriye çekmeleri

Когда они отводят так голову и сворачиваются,

19. yüzyılın büyük ticari çeşitliliği hâline geliyor.

настолько он был хорош на вкус.

Ama bunu bir meslek hâline getirmek istemedim.

Но я не хотел, чтобы это стало моей профессией.

Ve bu benim gibi doktorların konusu hâline geliyor,

и является прерогативой таких врачей, как я,

En bolluk içinde yüzen sularından biri hâline getiriyor.

что создает один из самых богатых подводных миров на планете.

Ve sadece etrafında olarak bile onun taşıyıcısı hâline geliriz.

мы становимся её разносчиками, даже просто находясь поблизости.

Yani dünyayı daha iyi bir yer hâline getirmek demek.

стремление сделать наш мир лучше.

- Rüşvet Rus kültürünün bir parçası hâline geleli çok oluyor.
- Rüşvet uzunca bir zaman evvel Rus kültürünün bir parçası hâline gelmiştir.

Взятка давно стала частью российской культуры.

Bu muhtemelen akıllıca. Gözümü ayırmak istemiyorum. Sarmal hâline geldiğini görebilirsiniz.

Умное решение. Я не хочу отводить взгляд от змеи. Смотрите, она свернулась.

Öyle ki bu adeta kişisel ve profesyonel kimliğim hâline geldi,

Настолько хороший, что я считаю одним из своих личных и профессиональных качеств

Ama hangisinin peşinden koşmalı, denemeli ve bir meslek hâline getirmeliydim?

но какой из них мне следовало развивать и сделать своей профессией?

Ve dünyayı daha iyi bir yer hâline getirecek bir şey.

и делает мир лучше.

Dünyayı daha iyi bir yer hâline getirmek için birlikte çalışmamız gerek.

Нам надо работать вместе, чтобы сделать мир лучше.

Dünyayı daha iyi bir yer hâline getirmek için ne yapabileceğimize odaklanmalıyız.

что мы можем сделать для других людей, и как сделать этот мир лучше.

- Ben resmen alkolün kölesi olmuşum.
- Alkolün kölesi hâline gelmişim.
- Alkolün kölesiyim.

Я раб алкоголя.

Kışın sunduğu zorlukları avantaja çevirerek o uzun kuzey gecelerinin hakiki hâkimleri hâline gelmişlerdir.

Обратив зимние невзгоды в свою пользу, росомаха стала настоящим хозяином этих долгих северных ночей.

Sarmal hâline gelip kafalarını öyle geriye çekmeleri, saldırıya ve ileri atılmaya hazır oldukları anlamına gelir.

Когда они отводят голову назад и сворачиваются, это означает, что у них есть сила броситься вперед и нанести удар.