Translation of "Gök" in Russian

0.005 sec.

Examples of using "Gök" in a sentence and their russian translations:

Gök kırmızıydı.

Небо было красным.

Gök gürültüsü yükseldi.

Гром усилился.

Gök gürlediğinde korkarım.

Я боюсь, когда гремит гром.

- Hayvanlar gök gürültüsü tarafından korkutuldular.
- Hayvanlar gök gürültüsünden korktular.

Животные были напуганы громом.

Bir grup gök bilimci,

Двое астрономов —

Ruh gök yüzüne yükselirken

как душа поднимается в небо

Astronomi gök cisimlerinin bilimidir.

Астрономия — это наука о небесных телах.

- Gök mavidir.
- Gökyüzü mavidir.

- Небо голубое.
- Небо синее.

O, gök gürültüsünden korkar.

Она испугалась грома.

Gök gürültüsünü duydun mu?

Ты слышал раскаты грома?

Gök gürültüsü çocukları korkuttu.

Гром напугал детей.

Gök cisimlerinde amino asitler bulundu,

аминокислоты были обнаружены в кометах,

Uzayda sayısız gök cisimleri var.

В космосе несметное количество небесных тел.

Gök mavisi bir kazağı var.

У него есть небесно-голубой свитер.

Şimşek gök gürültüsünden önce gelir.

Молния предшествует грому.

Şiddetli bir gök gürültüsü vardı.

Ударил резкий раскат грома.

Gök gürültülü fırtınaları sever misin?

Вы любите грозу?

Samanyolu sarmal bir gök adadır.

"Млечный путь" - спиральная галактика.

Tom uzakta gök gürültüsü duydu.

Том слышал вдалеке гром.

Bölgede yapılan araştırmalarda gök taşına rastlanmamıştı

В исследованиях, проведенных в регионе, не было обнаружено никаких небесных камней.

Bu sabah gök gürültüsü ile uyandım.

- Этим утром я был разбужен звуком грома.
- Этим утром я была разбужена звуком грома.
- Этим утром меня разбудил звук грома.

Horus gök, savaş ve av tanrısıydı.

Гор был богом неба, войны и охоты.

Gök gürültüsünü duydum, fakat şimşeği görmedim.

- Я слышал гром, но не видел молнию.
- Я слышала гром, но не видела молнию.

Şimşek genellikle gök gürültüsüne eşlik eder.

Молния обычно сопровождается громом.

Gök gürültülü havada ağaç altında durma.

Не стой под деревом во время грозы.

Arrokoth gök cismi kardan adama benziyor.

Аррокот выглядит как снеговик.

çünkü bir sürü gök taşı da vardı

потому что там было так много небесных камней

Şimşek, genelde gök gürültüsünün ardından meydana gelir.

Гром обычно следует за молнией.

Şimşeğin ışığı gök gürültüsünün sesinden önce gelir.

Вспышка молнии предшествует удару грома.

Dün gece gök gürültüsü ve şimşek vardı.

Вчера ночью была гроза.

- Onun gözleri safir gibidir.
- O, gök gözlüdür.

Его глаза словно сапфиры.

Dün gece gök gürültüsü ve yıldırım vardı.

Прошлой ночью были гром и молнии.

Siyah bulutlar gelen gök gürültülü fırtınayı bildirdi.

Чёрные тучи ознаменовали приближение грозы.

Dünyayı yok edebilecek kadar büyüklükte bir gök taşı

небесный камень, достаточно большой, чтобы разрушить мир

Gök taşıyla ilgili herhangi bir unsura rastlanmadı bile

Элементы, связанные с небом, не найдены

Astronomlar gök nesnelere isim vermek için Latince kullanır.

Для именования небесных тел астрономы используют латинский язык.

Nüzhet Gökdoğan o bir gök bilimci ilk kadın akademisyen

Нюжет Гёкдоган - первая женщина-академик астронома

Cisme veya gök cismine veya bir gezegene baktın mı?

Вы смотрели на объект, небесное тело или планету?

Köpeğim ne zaman gök gürültüsünü duysa masanın altına siner.

Мой пёс забивается под стол, как только заслышит гром.

Tom gök bilimi ve yıldız bilimi arasındaki farkı bilmiyor.

- Том не знает разницы между астрономией и астрологией.
- Том не знает, чем астрономия отличается от астрологии.

Gök gürültülü fırtınalar hem korkutucu hem de heyecan vericidirler.

Грозы одновременно пугают и захватывают дух.

Gök gürültüsü o kadar yüksekti ki birbirimizi güçlükle duyabiliyorduk.

Гром был таким сильным, что мы едва слышали друг друга.

Hava çok sıkıntılı;sanırım kısa süre içinde gök gürleyecek.

Так душно! Я думаю, сейчас загремит.

Oyun sırasında, aniden yağmur yağmaya başladı ve ayrıca gök gürledi.

Во время игры внезапно пошёл дождь, да ещё и с громом.

- Ben bir astronomum.
- Ben bir gökbilimciyim.
- Ben bir gök bilimciyim.

Я астроном.

Onun ani ölümünün haberi, güneşli bir günde gök gürültüsü gibiydi.

Новость о его внезапной смерти прозвучала как гром среди ясного неба.

- O beklenmeyen bir gök gürültüsü gibiydi.
- Damdan düşer gibi oldu.

Это было как гром среди ясного неба.

Gök bilimciler, içinde hiç karanlık madde bulunmayan bir galaksi keşfettiler.

Астрономы открыли галактику, где почти нет тёмной материи.

Tom, bir yıldızın ne olduğunu ve bir gök cisminin ne olduğunu bilmiyor.

Том не знает, что такое звезда и что такое небесное тело.

Tanrı kubbeye "Gök" adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ikinci gün oluştu.

И назвал Бог твердь небом. И был вечер, и было утро: день второй.

- Şiddetli yağmur yağıyor.
- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Fena yağmur yağıyor.
- Tufan gibi yağmur yağıyor.
- Gök delinmiş gibi yağmur yağıyor.

Дождь льёт как из ведра.

- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Şakır şakır yağmur yağıyor.
- Fena yağmur yağıyor.
- Tufan gibi yağmur yağıyor.
- Gök delinmiş gibi yağmur yağıyor.

- Льёт как из ведра.
- Дождь льёт как из ведра.

- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Sert yağmur yağıyor.
- Şakır şakır yağmur yağıyor.
- Fena yağmur yağıyor.
- Tufan gibi yağmur yağıyor.
- Gök delinmiş gibi yağmur yağıyor.

- Идёт сильный дождь.
- Льёт ливень.

- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Dışarıda şiddetli yağmur yağıyor.
- Şakır şakır yağmur yağıyor.
- Fena yağmur yağıyor.
- Tufan gibi yağmur yağıyor.
- Gök delinmiş gibi yağmur yağıyor.

Снаружи льёт как из ведра.

- Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
- Sağanak şeklinde yağmur yağıyor.
- Şakır şakır yağmur yağıyor.
- Fena yağmur yağıyor.
- Tufan gibi yağmur yağıyor.
- Gök delinmiş gibi yağmur yağıyor.

- Льёт как из ведра.
- Дождь льёт как из ведра.