Translation of "Nehrin" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "Nehrin" in a sentence and their portuguese translations:

O, nehrin dibinde bulundu.

Encontraram-no no fundo do rio.

Bu nehrin adı ne?

- Qual é o nome desse rio?
- Como se chama esse rio?

Bir nehrin yakınında büyüdüm.

Cresci perto de um rio.

O, nehrin karşısında yaşıyor.

Ela mora no outro lado do rio.

Kale nehrin diğer tarafında.

O castelo fica do outro lado do rio.

Bu nehrin kaynağı nerede?

Onde fica a nascente deste rio?

Kentimiz nehrin doğu yakası'ndadır.

Nossa cidade fica no lado leste do rio.

Bu nehrin suyu temiz.

A água deste rio é limpa.

Nehrin yanında piknik yapabiliriz.

A gente podia fazer um piquenique à beira do rio.

Bu nehrin adı nedir?

- Qual é o nome desse rio?
- Como se chama esse rio?

Şu nehrin adı nedir?

Como se chama aquele rio?

Tom nehrin karşısına geçti.

O Tom atravessou o rio.

Nehrin üzerinde bir köprü var.

Há uma ponte sobre o rio.

Nehrin en derin yeri burası.

O lago é mais profundo aqui.

Tom'un evi nehrin diğer tarafında.

A casa do Tom é do outro lado do rio.

Her nehrin bir kaynağı vardır.

Cada rio tem uma nascente.

Nehrin iki tarafında ağaçlar var.

Tem árvores em cada lado do rio.

Beni nehrin diğer tarafına götürün lütfen.

Por favor leve-me ao outro lado do rio.

Onlar nehrin üzerine bir köprü yaptılar.

Eles construíram uma ponte sobre o rio.

Biz nehrin yanında kamp yapmaya gittik.

Nós fomos acampar perto do rio.

Nehrin iki mil yukarısında bir köprü var.

Subindo o rio duas milhas, há uma ponte.

Tom bir kano içerisinde nehrin aşağısına gitti.

Tom desceu o rio numa canoa.

- Yolumu nehrin yakınında kaybettim.
- Yolumu nehir civarında kaybettim.

- Estava próximo ao rio, quando me desviei do caminho.
- Estava perto do rio quando perdi o meu caminho.

Tom bizi botuyla nehrin karşı tarafına taşımayı önerdi.

Tom se ofereceu para transportar-nos através do rio em seu barco.

Tom ve Mary nehrin kenarındaki bir evde yaşıyorlar.

Tom e Mary moram em uma casa na beira do rio.

Alaska kıyılarında somonlar, nehrin üst taraflarındaki yumurtlama alanlarına yönelmiş.

Ao largo da costa do Alasca, salmões migram para as suas áreas de postura, a montante.

Tom ve Mary nehrin yanında romantik bir piknik yaptı.

Tom e Maria tiveram um piquenique romântico à margem do rio.

Tom bir yolunu bulup nehrin karşısına yüzerek geçmeyi başarmış.

De alguma maneira, Tom conseguiu atravessar o rio.

İki nehrin bir araya geldiği bir bölgede bir kasaba inşa ettiler.

Eles construíram uma cidade numa área onde dois rios se encontram.

Tom Mary'nin nehrin aşağısına doğru sürüklenişini izlemekten başka bir şey yapamadı.

Tom não podia fazer nada além de ver Mary sendo arrastada pelo rio.