Translation of "Doğu" in Portuguese

0.007 sec.

Examples of using "Doğu" in a sentence and their portuguese translations:

Ben doğu yakasındanım.

Eu sou da Costa Leste.

Kentimiz nehrin doğu yakası'ndadır.

Nossa cidade fica no lado leste do rio.

Angela Merkel Doğu Almanya'da doğdu.

Angela Merkel nasceu na Alemanha Oriental.

Tokyo'nun çevirisi "Doğu başkenti"dir.

Tóquio significa "a capital do Oriente".

Ben doğu çömlekçiliği ile ilgileniyorum.

A cerâmica oriental interessa-me.

Akraba kayırma doğu ülkelerinde yaygındır.

Nos países do oriente, o nepotismo é generalizado.

Yani bu bir  doğu-batı hattı.

Isso significa que... esta é a linha este-oeste.

Kuzey güney olacak doğu batı olacak

será norte sul será leste oeste

Çevirdim, "Tokyo" "Doğu sermaye" anlamına gelir.

A palavra Tóquio significa "capital do oriente".

Bir Alman doğu bilimcisi bunu ilk duyduğunda

Quando um cientista oriental da Alemanha ouviu pela primeira vez isso

O kısım doğu değil batı olmuş olacak

essa parte será oeste ao invés de leste

Bu ülkede Batı ve Doğu kültürleri kaynaşmıştır.

As culturas orientais e ocidentais estão misturadas nesse país.

Baskıncılar, İngiltere'nin doğu kıyısı açıklarında uyarmadan ortaya çıkar.

Raiders aparecem sem avisar na costa leste da Inglaterra.

Budizm makalesi, Doğu dinlerine olan ilgimi yeniden canlandırdı.

O artigo sobre o budismo reviveu o meu interesse nas religiões orientais.

Çin'deki kirlilik Doğu Avrupa'da olduğu gibi gittikçe kötüleşiyor.

Assim como no Leste Europeu, a poluição na China está ficando cada vez pior.

Berlin, Doğu ile Batı arasındaki birleşmenin bir sembolüdür.

Berlim é um símbolo da unificação entre o Oriente e o Ocidente.

Akupunktur Doğu Asya'da popüler olan alternatif bir tıp şeklidir.

A acupuntura é uma forma de medicina alternativa que é popular no leste da Ásia.

Orta Doğu petrol fiyatları varil başına beş dolar fırladı.

O preço do petróleo no Oriente Médio aumentou para cinco dólares por barril.

Birçok Doğu dinleri olayların çeşitliliği arkasında bir birlik olduğunu öğretir.

Muitas religiões orientais ensinam que há uma unidade por trás da diversidade dos fenômenos.

865 yılında Ragnarssons bir 'Büyük Ordu' ile İngiltere'ye ayak bastı, Doğu

Em 865, os Ragnarssons desembarcaram na Inglaterra com um "Grande Exército", invadindo East

Doğu Cephesinde, Alman Saha Mareşal von Hindenburg bir Kış Saldırısı başlattı,

Verdun'daki yenilgisi için Falkenhayn görevden alındı, ve Almanya'nın Doğu Cephesindeki kahramanları,

Doğu Cephesinde, Ruslar sona erdi. uzun bir geri çekilme ve çizgi stabilize,

1950'ler doğu ve batı arasındaki bir soğuk savaş yoluyla karakterize edilir.

Os anos 1950 são caracterizados por uma guerra fria entre o Oriente e o Ocidente.

Japonya Meteoroloji Ajansı doğu Japonya deprem büyüklüğünü 8.8 den 9.00'a kadar tekrar inceledi, dünya tarihinde en büyük kayıt.

A Agência Meteorológica do Japão revisou a magnitude do terremoto do Japão oriental de 8,8 a 9,0, a maior registrada na história.