Translation of "öğretti" in Portuguese

Konfüçyüs kime öğretti?

Quem ensinou Confúcio?

O, sabırla öğretti.

Ele ensinava com paciência.

O, oğluna yüzmeyi öğretti.

Ele ensinou o filho a nadar.

O, bana tarih öğretti.

Ele me ensinou história.

Onu sana kim öğretti?

- Quem te ensinou isso?
- Quem te ensinou isto?

Baban sana ne öğretti?

O que seu pai o ensinou?

Sana kim Fransızca öğretti?

- Quem te ensinou francês?
- Quem ensinou francês a você?

O okulda tarih öğretti.

- Ele ensinava História no colégio.
- Ele ensinava História na escola.

Tom bana Fransızca öğretti.

Tom me ensinou francês.

Tom bana okumayı öğretti.

Tom me ensinou a ler.

Tom bana onu öğretti.

- Tom me ensinou aquilo.
- Tom me ensinou isso.

Sana yüzmeyi kim öğretti?

Quem foi que lhe ensinou a nadar?

Tom çocuklarına Fransızca öğretti.

Tom ensinou francês aos filhos.

Tom Mary'ye okumayı öğretti.

Tom ensinou Maria a ler.

Bunu sana kim öğretti?

Quem te ensinou isto?

Sami Leyla'ya İslam'ı öğretti.

Sami ensinou à Layla sobre o Islã.

Lisa bana Almanca öğretti.

Lisa tem me ensinado alemão.

- Babam bana bisiklet sürmeyi öğretti.
- Babam bana nasıl bisiklet kullanacağımı öğretti.

Meu pai me ensinou a andar de bicicleta.

Bayan Green bana İngilizce öğretti.

A senhorita Green me ensinou inglês.

Bankada görevlendirildiğinde ,kolejde ekonomi öğretti.

Enquanto trabalhava no banco, ele ensinava economia na universidade.

Marika bana biraz Fince öğretti.

Marika me ensinou um pouco de finlandês.

Tom, Mary'ye yemek pişirmeyi öğretti.

Tom ensinou a Mary a cozinhar.

Tom bana kayak yapmayı öğretti.

Tom me ensinou a esquiar.

Tom bana araba sürmeyi öğretti.

Tom me ensinou a dirigir.

Tom bana şarkı söylemeyi öğretti.

- Tom me ensinou a cantar.
- O Tom me ensinou a cantar.

Bana web sitesi yapmayı öğretti.

- Ela me ensinou a construir uma página na internet.
- Ela me ensinou a fazer uma página na internet.

Tom'a Fransızca konuşmayı kim öğretti?

Quem ensinou o Tom como falar francês?

Tom bana biraz Fransızca öğretti.

Tom me ensinou um pouco de francês.

Tom bana krep yapmayı öğretti.

Tom me ensinou a fazer panquecas.

Sana tango yapmayı kim öğretti?

Quem ensinou você a dançar tango?

Tom bana sörf yapmayı öğretti.

Tom me ensinou a surfar.

Bir Meksikalı ona İspanyolca öğretti.

Um mexicano o ensinou espanhol.

Tom bana satranç oynamayı öğretti.

Tom me ensinou a jogar xadrez.

Mary Tom'a boya yapmayı öğretti.

Maria ensinou Tom a pintar.

Tom Mary'ye boya yapmayı öğretti.

Tom ensinou Maria a pintar.

Tom bana çok şey öğretti.

Tom me ensinou muito.

Tom Mary'ye nasıl yüzeceğini öğretti.

Tom ensinou Mary a nadar.

Tom Mary'ye ekmek pişirmeyi öğretti.

Tom ensinou Maria a fazer pão.

Size kim dans etmeyi öğretti?

- Quem te ensinou a dançar?
- Quem ensinou vocês a dançarem?

Tom, Mary'nin çocuklarına Fransızca öğretti.

Tom ensinou francês aos filhos de Maria.

Tom Mary'ye bilardo oynamayı öğretti.

Tom ensinou Maria a jogar sinuca.

Kim sana nasıl yüzeceğini öğretti?

Quem foi que lhe ensinou a nadar?

Tom bana bisiklet sürmeyi öğretti.

Tom me ensinou a andar de bicicleta.

Babam bana bisiklet sürmeyi öğretti.

Meu pai me ensinou a andar de bicicleta.

Tom o şarkıyı çalmamı öğretti.

Tom me ensinou a tocar essa música.

O bana nasıl hikâye oluşturulacağını öğretti

Isso me ensinou a construir histórias,

Buranın bir parçası olduğumu hissetmeyi öğretti.

... que fazes parte deste sítio, não estás de visita.

Öğretmen onlara dünyanın yuvarlak olduğunu öğretti.

O professor ensinou-lhes que a Terra é redonda.

Tom bana nasıl yemek pişireceğimi öğretti.

- O Tom me ensinou a cozinhar.
- O Tom me ensinou como cozinhar.

Tom Mary'ye kendini nasıl savunacağını öğretti.

Tom ensinou a Mary como se defender.

Tom gerçekten bana çok şeyler öğretti.

- Tom realmente me ensinou muitas coisas.
- Tom realmente me ensinou várias coisas.

Onu nasıl yapacağımı annem bana öğretti.

Minha mãe me ensinou como fazê-lo.

Tom bana nasıl gitar çalınacağını öğretti.

Tom me ensinou a tocar violão.

Bildiğim her şeyi o bana öğretti.

Ela me ensinou tudo o que eu sei.

Onu nasıl yapacağını sana kim öğretti?

Quem lhe ensinou a fazer isso?

Nasıl paten kayacağını sana kim öğretti?

Quem lhe ensinou a patinar?

Nasıl Fransızca konuşulacağını sana kim öğretti?

- Quem lhe ensinou a falar francês?
- Quem lhe ensinou a falar Francês?

Nasıl piyano çalacağını sana kim öğretti?

Quem lhe ensinou a tocar piano?

Bildiğim şeylerin çoğunu o bana öğretti.

Ele me ensinou a maioria das coisas que eu sei.

O onlara nasıl gemi süreceğini öğretti.

Ele os ensinou como velejar.

Tom Mary'ye nasıl golf oynayacağını öğretti.

Tom ensinou Maria a jogar golfe.

Annem bana parayı boşa harcamamamı öğretti.

Minha mãe me ensinou a não desperdiçar dinheiro.

O, ona bildiği her şeyi öğretti.

Ela o ensinou tudo o que sabia.

O, ona nasıl piyano çalacağını öğretti.

Ela o ensinou como tocar piano.

O, ona ticaretin püf noktalarını öğretti.

Ela o ensinou os truques do comércio.

Tom bana birçok yararlı şey öğretti.

Tom me ensinou muitas coisas úteis.

Tom bana nasıl ıslık çalacağımı öğretti.

Tom me ensinou a assobiar.

Tom, Mary'ye nasıl bisiklet süreceğini öğretti.

Tom ensinou Maria a andar de bicicleta.

Leyla sözünü tutmamasının bedelini Fadıl'a öğretti.

Layla ensinou a Fadil qual era o preço de quebrar promessas.

Nasıl araba süreceğini Tom'a kim öğretti?

Quem ensinou ao Tom como dirigir?

Tom bana kendimi Fransızca tanıtmamı öğretti.

Tom me ensinou a me apresentar em Francês.

Tom bana o şarkının nasıl çalınacağını öğretti.

- Tom me ensinou a tocar essa música.
- Tom me ensinou a tocar essa canção.

O, bana ne zaman evet diyeceğimi öğretti.

Ele me disse quando dizer sim.

Onun başarısızlığı bana iyi bir ders öğretti.

Seu fracasso me ensinou uma boa lição.

Tom sana onu nasıl yapacağını öğretti mi?

- O Tom te ensinou como fazer isso?
- Tom lhe ensinou a fazer isso?

- Tom Harvard'da öğretti.
- Tom, Harvard'da ders verdi.

Tom lecionou em Harvard.

Tom balıkçılıkla ilgili bildiği her şeyi Mary'ye öğretti.

- Tom ensinou a Mary tudo o que sabia sobre pescar.
- Tom ensinou a Mary tudo o que sabia sobre pesca.

Homer diğer bütün şairlere ustaca yalan söyleme sanatını öğretti.

Homero ensinou a todos os outros poetas a arte de contar mentiras de maneira habilidosa.

- Bay Brown oğluna Çince öğrettirdi.
- Bay Brown oğluna Çince öğretti.

- O Sr. Brown fez o seu filho aprender chinês.
- O Sr. Brown fez o filho aprender chinês.
- O Sr. Brown fez que o filho aprendesse chinês.
- O Sr. Brown fez com que o filho aprendesse chinês.

- O, otuz yıl boyunca müzik öğretti.
- Otuz yıldır müzik öğretiyor.

Ela ensinou música por trinta anos.

- Nasıl dans edeceğini sana kin söyledi.
- Sana dans etmeyi kim öğretti?

Quem te ensinou a dançar?