Translation of "Başa" in Polish

0.003 sec.

Examples of using "Başa" in a sentence and their polish translations:

Zor durumlarla başa çıkamıyor.

On nie umie sobie radzić z trudnymi sytuacjami.

Zihnim tüm bunlarla başa çıkamıyordu.

Mój umysł nie mógł sobie poradzić.

Şu soruyla baş başa kaldım:

Zostałem z pytaniem:

Başa çıkmamız gereken sorunlarımız var.

Mamy problemy, z którymi musimy sobie poradzić.

Başa çıkamayacağımız kadar çok örümcekle karşılaşabiliriz.

co pajęczyn, możemy sobie z nimi nie poradzić.

Seninle baş başa konuşmayı tercih ederim.

- Wolałbym porozmawiać z tobą na osobności.
- Wolałabym porozmawiać z tobą na osobności.

Tom muhtemelen tek başına sorunla başa çıkamayacak.

Tom prawdopodobnie nie będzie w stanie poradzić sobie samemu z tym problemem.

Öyleyse, sizi bu tek soruyla baş başa bırakacağım.

Zostawiam was z tym pytaniem:

Bu kurtla başa çıkabileceğinizi düşünüyorsanız "Yeniden Dene"yi seçin.

Jeśli myślisz, że można umknąć temu wilkowi, wybierz „Spróbuj ponownie”.

Bu sorunla nasıl başa çıkacağıma dair herhangi bir fikrim yok.

Nie mam pojęcia, jak poradzić sobie z tym problemem.

Hayvanları, geceyle başa çıkmak için yeni yöntemler bulmaya itiyor. UYUMAYAN ŞEHİRLER

Zwierzęta są zmuszone szukać sposobów na opanowanie nocy. MIASTA, KTÓRE NIGDY NIE ŚPIĄ

Ve kendimi ait olduğum yerin orası olduğu düşüncesiyle baş başa buldum

Pomyślałam, że to jest moje miejsce,

Bir sürü yılan yıldızı istilaya geliyor. Ne yapacağından, nasıl başa çıkacağından emin değil gibi.

Ich ilość zaczyna ją przytłaczać, nie jest pewna, co robić i jak sobie z nimi radzić.