Translation of "Diğer" in Korean

0.011 sec.

Examples of using "Diğer" in a sentence and their korean translations:

Diğer bir deyişle,

다시 말해서,

Ve diğer insanları,

다른 이들을 비난하지 말아야 합니다.

--özellikle diğer insanları--

특히 남을 비난하는 이유가

Diğer bir deyişle

다시 말해,

Diğer yanında ise

그러나 다른 쪽 끝에는

Diğer örnek? Empati.

다음 예시는 공감입니다.

Kısaca,diğer bir deyişle,

그러니까, 다시 말해,

Diğer her şeyi etkiliyorlar.

이 둘은 다른 한계선에 영향을 줍니다.

Diğer yarısı ise azalmıştı.

나머지 절반의 활동량은 줄어들었습니다.

Asansörün diğer tarafına geçtiler.

엘이베이터 안에서 거리를 두기도 했죠.

Bir diğer uçan araç.

상공을 나는 선박같지요.

Diğer savunma ise lanet.

그 다음 방어기재는 '종말' 입니다.

Diğer ilkemiz ise tarafsızlık.

그 다음 원칙은 공평성이죠.

Diğer ilke ise anlamaktır.

그 다음 원칙은 이해입니다.

Diğer yandan Afrika kıtası,

반면에 아프리카 대륙은

Diğer konu, etkinliğin zamanlaması,

행진이 열린 시점도 문제였죠.

Hem diğer insanların faydalanması için.

다른이들을 이롭게하세요.

İnsanlar diğer insanları hoş karşılamak

직원들 모두가 환영받고 있음을 알려주고

Orada camın diğer tarafında otururken

저는 아이들 맞은 편에 유리벽을 사이에 두고 앉아서,

Binlerce ama binlerce diğer mülteciyle.

망명해 오는 수많은 난민들을 만납니다.

''Okulda yapabileceğiniz diğer şeylerle karşılaştırınca

"학교에서 외국어를 학습하는 것은 시간낭비이다.

Diğer tahlillerde bir sorun yoktu,

다른 검사에선 문제가 없었습니다.

Diğer yandan kontrol grubu hastaları

반면 대조군의 환자들은

Diğer sınır noktaları çok uzaktaydı --

다른 급변점들은 아직 먼 얘기였습니다.

Kendimi denklemin diğer tarafında buluyorum

방정식의 완전히 반대편에 서서

Ya aldığı diğer ilaçlarla çatıştığından

현재 복용하고 있는 약과의 상호작용 때문에

Diğer çalışmalar da bunu destekliyor.

다른 연구에서도 같은 사실을 확인했습니다.

Diğer taraftan gidelim! Nereye gitti?

반대쪽으로 돌아가요! 어디로 갔죠?

Hayatta, görünüşleri ve diğer insanların

다른이에게 어떻게 보이는지

Bir diğer macera olarak gördükleri

어떤 모습일지 상상해보세요.

Bundan dolayı diğer insanların da

다른 사람들도 그런 경험을 하게 둘 필요가 있었어요.

Diğer yandan Amerika'da, Concord, Massachusetts'te

한편 미국에서는, 매사추세츠 콩코드에 사는

Diğer yıllarda daha az öğreniyorlar.

그 아이들은 학기 중에 덜 배우게 됩니다.

Eğitimciler diğer harika eğitimcilerle çalışmak

교육자들은 다른 위대한 교육자들과 함께 일하고 싶어하고

ABD, dünyadaki diğer tüm milletlerden

미국은 이 세상에서 어느 국가보다

Diğer yandan finansman arayan sanatçılar

다른 한 쪽에는 후원금을 원하는 예술가들이 있습니다.

Ve yaklaşık 135 diğer şeyi.

135여개의 일상 물품을 카메라에 담았어요.

Kantabai ve diğer kadınlara, kadınlarımız

우리가 글을 모르니 허가를 못 받았다고

Diğer yandan bunu görmezden gelirseniz

그리고 반대로, 만약 이를 어긴다면

Diğer kumaşlarla karşılaştırıldığında oldukça ucuz.

다른 섬유로 의류를 만드는 것보다 훨씬 더 저렴합니다

Diğer top da gözünüzün önünde kayboluyor

다음 공은 시야에서 사라집니다.

Ama bu diğer mültecileri de etkiliyor.

그렇다고 다른 지역 출신의 난민을 막지 않는다는 뜻은 아닙니다.

Hayatımın diğer alanlarını kontrolüm dışında görüyordum.

제 삶의 다른 부분들은 완전히 통제 불능이었으니까요.

Ve diğer üç haftada öğrencileri ödüllendiriyoruz.

다른 3주 동안은 학생들에게 보상금을 지급합니다.

Aynı zamanda, diğer insanlar da tarafsız,

동시에, 다른 사람들도 서로 융화하지 못하고

Diğer milyonlarca yıldızdan sadece bir tanesi.

수백만 개의 별 중 하나일 뿐이라는 거죠.

Bazı insanlar kaldırımın diğer tarafına geçti,

어떤 사람은 보도의 건너편으로 옮겨가기도 하고,

Diğer yüzde 90 ise kariyer değiştiriyor,

나머지 90%는 직업을 바꿔서

Tek umudu diğer erkeklerin yanına sokulmak.

‎이 수컷의 유일한 희망은 ‎다른 수컷들 틈에 끼는 겁니다

Dünyanın diğer yanından bize bakan insan

따라서 지구 반대편에서 우리를 보고 있는 사람도

Saygı olmadan diğer ilkeler işe yaramaz.

이게 없으면 다른 어느 원칙도 작동할 수 없죠.

Diğer sektörlerdeki emisyonları da kaldırmaya başlarız,

다른 영역에서도 가스 방출량을 감소시켜

Diğer materyallere geçiş yapmak uygulanabilir değil.

다른 재료로 바꾸는 것은 사실상 불가능합니다

Diğer konular ve etkinliklerde de yaşadım.

다른 과목, 다른 활동에서도 같았습니다.

Sosyal medyasız hayattan size diğer bildireceğim şey

소셜미디어가 없는 삶에서 제가 말해드릴 수 있는 다른 것은

Hükûmetlerin diğer insanların da haklarını ellerinden almada

정부가 타인의 권리를 빼앗는 모습을

Bu da köşenin diğer tarafından gördüğünüz şey.

이것이 모퉁이에서 보이는 모습인데요,

Diğer tüm fikirler, daha büyük kusurlara sahiplerdi.

다른 가설은 모두 더 큰 오류가 있었습니다.

Gürültünün bir diğer çok önemli sağlık etkisi,

소음이 우리 건강에 미치는 또 하나의 중요한 영향은

Sanki onların hayatın diğer tarafına gittiğini hissettim.

그 사람들이 마치 인생의 건너편으로 피하는 것 처럼 느껴졌습니다.

Ya bu taşkınlar diğer buzul göllerine akıp

그리고 그 물이 다시 다른 빙하호로 쏟아져 들어가서

Aynı gazeteyi okuyan diğer insanlarla da tanışırlar,

다른 사람들을 만나고 같은 신문을 읽었습니다.

Ancak büyük olasılıkla dünyadaki diğer teknoloji merkezlerindeki

하지만 실질적인 변화까지는 이루지 못했습니다.

CA: Netflix'te diğer gizli silaha sahip gibisin,

CA: 넷플릭스에겐 또 다른 비밀 병기가 있는 것 같아요.

Yapmamız gereken diğer şey kurum ve düzenlemelerimizde

우리가 해야할 것은 바꾸는 것입니다.

Ziraat ve tarımsal uygulamaların diğer rahatsızlıklarını azaltarak,

농업 관행에서 오는 경작 및 기타 폐해를 감소하고,

Ama hayatın kesinlikle diğer insanlar tarafından zenginleşti.

그래도 제 삶은 다른 사람들 덕에 확실히 풍요로워졌습니다.

Ve bu diğer büyük farka yol açar.

그리고 그것은 다음 큰 차이로 이어집니다.

Onlar da sadece diğer bağışıklığı olmayanlara bulaştırabilir.

면역력이 없는 다른 사람들에게만 퍼트릴 수 있는 사람이죠.

Mutluluğumuzun kontrolünü diğer insanlara vermiş oluyoruz, değil mi?

그러면 우리의 행복은 다른 사람 손에 놓인거죠, 그렇죠?

Orada Güney Louisiana topluluklarının diğer üyeleriyle birlikte duruyordum;

루이지애나 남부 지역 공동체의 다른 사람들과 함께 있었죠.

Bir diğer yandan yanıtlara rastlayamıyor, harekete geçildiğini görmüyordum.

또 한편으로는 답변과 행동을 발견하지 못한 채로요.

çünkü şu anda, diğer beyaz insanlar hakkında konuşmuyorum

왜냐하면 저는 후드를 덮어쓰고 스와스티카 횃불을 들고있는

Yunanlar tanıdıkları diğer milletlerden daha iyi olduklarını düşünüyorlardı

그리스인들은 그들이 아는 어떤 누구보다 그들이 더 뛰어나다고 생각했습니다.

Köşenin diğer tarafını görmeyi daha önce duymuş olabilirsiniz

처음에 모퉁이 너머를 보는 것에 대해 말씀드렸는데

Bu onların atık ürünü olan diğer kayaları oluşturur.

폐기물인 또 다른 암석을 만들어내기까지 합니다.

Okyanus akıntıları ve diğer özelliklerle bağlantılı olduğunu görüyoruz.

해류 및 다른 해양의 특성과 연관돼 있음을 알게됩니다.

Cevabın diğer bir kısmı da gazeteciliğin doğasından geliyor,

또 다른 대답은 언론의 본성에서 찾을 수 있습니다.

Gözleri büyük bir sevinçle diğer insanların gözleriyle buluşuyordu.

다른 이들의 눈을 골똘히 바라보기도 했어요.

Diğer tüm kollarını yuvasına bağlı tutuyor, vantuzlarını ayırmıyordu.

‎팔이란 팔은 전부 ‎굴에 딱 붙이고 있었어요 ‎빨판도 고정돼 있었죠

Piyasa arasındaki bu işbirliği diğer ülkelerde yürür mü?

이 계층구조가 다른 나라에서도 먹힐 수 있을까?

Diğer AB ülkeleriyle uyumlu olarak bordo kırmızıya geçti.

그것은 다른 EU 국가들과 함께 버건디 빨간색으로 바뀌었다.

Ama bu vahşi kediden sonra diğer finalistimiz kim olacak?

과연 이 맹렬한 표범과 결선에 오를 동물은 누가 될까요?

Diğer insanlarla bağlantı kurabilmem ve belki onları daha az

사람들과 교류하고

Ve bu noktaya nasıl gittiğimizi gösteren tüm diğer işaretler.

그리고 우리가 여기까지 오기까지의 흔적이 남아있어야 해요.

Muhtemelen yılanlar ve diğer şeyler için iyi bir yerdir.

뱀이든 뭐든 있을 거예요

Ama şimdi, benim paylaşmadığım dünya dolusu diğer zihnin içinde

이제 다른 사람들과 함께 전 세계에서 살아있고 자라고 있어요.

Diğer hiçbir gezegen cismi, aynı genetik ilişkiye sahip değil.

유전적으로 같은 관계인 천체는 존재하지 않습니다.

Diğer bir deyişle, kadın ve erkek girişimciler kısa sunumlarında

다른 말로 여성 남성 사업가 모두

Diğer gezegenler hakkında kendi gezegenimizden daha fazla şey biliyoruz

우리는 지구보다 다른 행성에 대해 더 많이 알고 있습니다.

Diğer sera gazlarının yanı sıra, atmosfere karbondioksit salınımı yapılır,

온실 가스를 대기권으로 배출합니다.

Diğer taraftan, bizim bulduğumuz ilaç kokteyli metastazı hedef alırken

저희는 다른 한편으로 종양 확대를 막으려고 함으로서가 아니라

Diğer bir çözüm ise çamaşır yıkanırken mikrofiberleri dökülmeden yakalan

그래서 다른 해결책은 빨래할 때 극세사가 세탁물에서 떨어지기 전에

Hiçbir şey, aynı tasarıma sahip diğer pasaportlara engel olamaz.

같은 생각으로 다른 것을 멈추게 하는 것은 없다.

Diğer yolun aktivasyonu ise olumsuz duygular ve kaçınmalara yol açıyor.

부정적인 감정과 회피로 이끄는 다른 길을 활성화시키기도 합니다.

Diğer beş milyon patenti vermesi ise sadece 27 yıl aldı.

다음 500만 건가량의 특허권을 발급하는 데에는 단 27년이 걸렸습니다.