Translation of "Yılda" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Yılda" in a sentence and their japanese translations:

Sonraki 30 yılda,

その後30年間で

Hangi yılda doğdun?

何年に生まれましたか?

Görev bir yılda tamamlanacak.

その仕事は1年で完成するでしょう。

Kırk yılda bir çalışırım.

めったに勉強しない。

Son 30 yılda yalnızca ABD'de

過去30年以上にわたり アメリカだけでも

Bir yılda dört mevsim vardır.

- 一年には四季があります。
- 一年には四つの季節がある。

Kredini bir yılda kapatabilir misin?

一年でローンが払いきれるかね。

Nadiren, kırk yılda bir, güler.

彼はまずめったに笑わない。

Üç yılda üç kitap yazdı.

彼は3年間に3冊本を書いた。

Tom 40 yılda bir uğrar.

トムはたまぁに訪ねて来るだけだ。

Biz yılda bir kez buluşuruz.

- 私達は年に一回集まります。
- 私は年に1回集まります。
- 私たちは年に一度集まります。

Yeni yılda bir bebek bekliyorum!

年明けに子供が産まれる予定です♪

- O, nadiren, kırk yılda bir, sinemaya gider.
- Nadiren, kırk yılda bir, sinemaya gider.

- 彼は映画に行くことはまず無い。
- 彼は映画に行くことはない。
- 彼が映画に行くことはまずない。
- 彼が映画に行くことは、たとえあるにしても、めったにない。

Yalnızca Hindistan'da yılda 5.000 ölümden sorumlu.

インドだけで 年間 約5000人です

Burada görüyoruz ki son 50 yılda

ご覧の通り 過去50年間で

Bob senin gibi aynı yılda doğdu.

ボブは君と同じ年に生まれた。

Boston son on yılda hızlı büyüdü.

ボストンはここ10年間で急速に発展した。

Ev her beş yılda bir boyanır.

その家は5年ごとに塗り替えられる。

Bir yılda kaç tane mevsim vardır?

1年には季節がいくつありますか。

O, yılda bir kez Tokyo'ya gelir.

- 彼は1年に1度上京する。
- 彼は年に一回東京に来る。

10 yılda kilosunun iki katına çıktı.

彼の体重は10年前の2倍だ。

O nadiren, kırk yılda bir, gelir.

彼はほとんど来ない。

Japonya'da bir yılda dört mevsim var.

日本には四季があります。

Kocam bir yılda 100,000 dolar kazanır.

- 夫の年収は10万ドルだ。
- 夫の年収は10万ドルです。

Nadiren, kırk yılda bir, Fransızca konuşurlar.

彼らがフランス語を話すことは、もしあってもまれだ。

Yılda iki kez babamın evine giderim.

私は年に二度父の所へ行く。

Bir yılda on iki ay vardır.

1年は12ヶ月あります。

Tom yılda bir kez Boston'a gelir.

トムは年に1回ボストンに来る。

Bir yılda on iki ay var.

- 1年には12か月あります。
- 1年は12ヶ月あります。

Benim kocam yılda 100.000 dolar kazanıyor.

夫の年収は10万ドルです。

Yılda kaç kez kayak yapmaya gidersin?

- あなたは毎年何回スキーに行きますか。
- 一年にどのくらいスキーに行きますか?
- 年に何回スキーに行くの?

Yılda kaç kez aletli dalışa gidersin?

1年にどれくらい頻繁にスキューバダイビングに行きますか。

Noel ancak yılda bir kez gelir.

クリスマスは年に一度しか来ない。

Nadiren, kırk yılda bir, berbere gider.

彼はまずめったに床屋へ行かない。

Günde 5 İngilizce kelime ezberlersen bir yılda 1,825 kelime ve 100 yılda 182,620 kelime ezberleyebileceksin.

1日5語ずつ英単語を覚えれば、1年で1825語、100年で182620語覚えることができます。

Bu ilk yılda birkaç şey fark ettim.

この1年間で いくつかのことに気づきました

Son on yılda fiyatlar yüzde elli arttı.

過去10年間に物価は50%上昇した。

Onlar nadiren, kırk yılda bir, birbirleriyle tartışırlar.

彼らは、まず滅多にやりあうことがない。

Nadiren, kırk yılda bir, bir kitap okur.

- 彼は本をもし読んでもめったに読まない。
- 彼が本を読むことはまずない。
- 彼が本を読むことがあっても、ごく稀なことだ。

Çok nadir, kırk yılda bir, kiliseye gider.

彼はまあ、めったに教会に行かない。

Randevularına nadiren, kırk yılda bir, geç kalır.

彼はあるとしてもめったに約束の時間に遅れることはない。

O, nadiren, kırk yılda bir sinemaya gider.

- 彼は映画館に行くことはまずない。
- 彼はほとんどめったに映画に行かない。

Çoğu çalışan yılda bir kez zam istiyor.

たいていの従業員が年1回の昇給を当てにしている。

Olimpiyat Oyunları her dört yılda bir gerçekleşir.

- オリンピックは4年おきに行われる。
- オリンピックは4年に1度開催される。

Ben yılda bir kez fizik muayene olurum.

私は年に1度からだの検査を受けている。

Olimpiyat oyunları her dört yılda bir yapılır.

- オリンピック大会は4年毎に開催される。
- オリンピックは4年ごとに開かれる。
- オリンピックは4年に1度開催される。

Nadiren, kırk yılda bir, şehrin dışına çıkar.

彼女が町から出ることはめったにない。

O, onu yılda iki kez ziyaret eder.

彼女は年に2回彼を訪ねます。

Ben kırk yılda bir kez kiliseye giderim.

めったに教会には行かない。

Ben kırk yılda bir kez restorana giderim.

めったにレストランには行かない。

Bir günde beş yeni İngilizce kelime öğrenirsen yılda 1,825 kelime yapar ve yüz yılda 182,620 kelime öğrenebilirsin.

1日5語ずつ英単語を覚えれば、1年で1825語、100年で182620語覚えることができます。

Yılanların yılda tahmini olarak 46.000 kişiyi öldürdüğü Hindistan'da,

毒ヘビによる死者が 年間4万6000人のインドで

Her ağaç yılda sadece birkaç gün meyve verir.

‎実がなるのは1年に数日だけ

Kimse bir yılda israf ettiğimiz paranın miktarını belirleyemez.

一年間で浪費するはした金がいくらになるか、だれにも決めかねる。

Halley'in Kuyruklu yıldızı her seksen yılda bir uğrar.

ハレー彗星は、80年ごとに1度やってくる。

Yılda yaklaşık iki milyon poundluk un ihraç ediliyor.

毎年200万ポンドの小麦粉が輸出された。

Babam iş için yılda iki kez Sydney'e gider.

父は用事で年2回シドニーへ行く。

O nadiren, kırk yılda bir, film seyretmeye gider.

彼はほとんど滅多に映画を見にいかない。

Hepimiz yılda en az bir kere buluşmaya çalışıyoruz.

私たちは少なくとも一年に一回は集まるようにしている。

Japon lise öğrencileri yılda 35 hafta okula gider.

日本の高校生は年に35週間学校に行く。

Ben senin babanla aynı yılda üniversiteden mezun oldum.

私はあなたのお父さんと同じ年に大学を卒業した。

Erkek kardeşim nadiren, kırk yılda bir, kiliseye gider.

私の弟は、教会へ行くことはたとえあるにしてもめったにない。

Yaklaşık yılda bir kez sadece bir kimono giyerim.

- 着物なんて、年に一回しか着ないよ。
- 着物を着るのは年に1度ぐらいだね。

Nadiren, kırk yılda bir, kendi başına sinemaya gider.

彼女がひとりで映画に行くことは、たとえあってもまれである。

Japonya'da her beş yılda bir nüfus sayımı yapılır.

日本では5年に一度国勢調査が行われます。

- O, nadiren, kırk yılda bir, karanlık çöktükten sonra dışarı çıkar.
- Karanlıktan sonra nadiren, kırk yılda bir, dışarı çıkar.

- 日が暮れてから彼女が外出する事はたとえあるにしても極めてまれだ。
- 日が暮れてから外出することがあるにしても極めてまれだ。
- 日がくれてから彼女が外出することはたとえあるにしても極めてまれだ。

İnternette tanışma son 17 yılda çok değişmiş olsa da

出会い系は ここ17年で 大きく変わりましたが

Yılda yüzde 15'den fazla başarısızlık oranına rağmen güveniyor?

1年間の失敗率が 15%もあるというのにです

Babam nadiren, kırk yılda bir, Pazar günleri dışarı çıkar.

- 父は滅多に日曜日に外出することはない。
- 父が日曜に外出することはまずない。

Nadiren, kırk yılda bir, on birden önce yatmaya gider.

彼女はまずめったに11時前に寝ることはない。

Pasif insan nadiren, kırk yılda bir, kendini ifade eder.

消極的なその男はめったに自己表現しない。

2 ya da 3 yılda Fransızcada uzmanlaşmak oldukça zordur.

2、3年でフランス語に熟達するのはきわめて難しい。

Bu yapılar nadiren, kırk yılda bir, konuşma İngilizcesinde olurlar.

この構文は口語英語ではまずめったに生じないだろう。

Basitçe demek oluyor ki eğer siz yılda 50.000 dolar kazanıyorken

要するにもしあなたの収入が 年間5万ドルで

Nadiren, kırk yılda bir, gece geç saatlere kadar telefonda konuşurum.

夜遅くまで電話で話す事などまずめったにない。

Ve bu oran ABD'de bir yılda 60 bin kişiyi öldürebilir.

でもこれがアメリカだけで年間6万人が命を落とす病気です。

Ortalama yetenekteki işçiler şu anda yılda 10.000 dolardan fazla kazanırlar.

現在平均的熟練労働者は1年に一万ドル以上稼ぐ。

Dünya nüfusu bir yılda yaklaşık olarak 90 milyon kişi artıyor.

世界の人口は1年に9千万人の割合で膨張している。

Bunun son on yılda yaşadığımız en soğuk kış olduğunu duydum.

この冬は10年ぶりの寒さだそうです。

Bu ulusal hazine yılda yalnızca bir kez halk tarafından görülebilir.

この国宝は年1回しか拝観を許されない。

Amerika Birleşik Devletleri'nde her on yılda bir nüfus sayımı vardır.

合衆国では10年に一度国勢調査が行われる。

Onlar her dört yılda bir büyük yarışmaların olması gerektiğine inanıyorlardı.

彼らは4年毎に競技大会を行う事が必要だと信じていた。

Tom bir yılda iki ya da üç kez parti verir.

トムさんは一年に二~三回くらいパーティーをやります。

Ve son yedi yılda parslar tarafından yaralanan kişi sayısı 120 civarında.

約17人が死亡し 約120人が負傷している

Sadece dokuz yılda bir aya inişin mümkün olup olmadığını kimse bilmiyordu.

月面着陸が可能かどうかは、たった9年で誰も知りませんでした。

Bazı yeni pirinç türleri yılda iki veya üç kez hasat edilebilir.

新種の稲によっては年に2、3回収穫できる物もある。

Her çalışan, yılda iki haftalık ücretli bir tatil yapma hakkına sahiptir.

従業員は皆、毎年二週間の有給休暇をもらう権利がある。

Saat şirketi bir yılda tahminen bir milyonun üzerinde yeni saat üretecek.

その時計会社は年間100万個以上の新しい時計を製造すると予測されている。

Marcel çok sıkı çalışsa da yılda yalnızca 30.000 Kanada doları kazanıyor.

マルセル君があくせく働いても年収30万カナダドールです。

Toprak kullanımı ve bozunması ile sadece son 200 yılda veya bu civarda,

土壌の利用と疲弊により ここ200年余りの間に

- Seyrek olarak radyo dinlerim.
- Ayda yılda bir radyo dinlerim.
- Nadiren radyo dinlerim.

私はめったにラジオを聴きません。

Ben yaklaşık bir süre bir buçuk yılda 2,2 milyar istenmeyen e-posta gönderdim.

約1年半で約22億通の迷惑メールを送りました。

- Bu tapınak kırk altı yılda yapıldı.
- Bu tapınağı yapmak kırk altı yıl sürdü.

この神殿は建てるのに46年かかりました。

Sadece beş yılda 16'dan fazla mürettebatlı görevde, Amerikalı astronotlar nasıl yemek yemeyi, uyumayı,

アメリカの宇宙飛行士は、わずか5年間で16を超える乗組員のミッションで、宇宙での食事、睡眠、

- Bir yıl on iki aya sahiptir.
- Bir yılda on iki ay vardır.
- Bir yılın on iki ayı vardır.

- 1年には12か月あります。
- 1年は12ヶ月あります。