Translation of "Sağlıyor" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Sağlıyor" in a sentence and their japanese translations:

Sınıfta disiplini iyi sağlıyor.

- 彼女は担任のクラスをよく把握している。
- 彼女は担任のクラスをよく掌握している。

Geçimini yazar olarak sağlıyor.

彼は書くことで生計を立てている。

Demonte edilebilir olmasına olanak sağlıyor.

解体も可能になります

O, şarkı söyleyerek geçimini sağlıyor.

歌を歌って生計を立てている。

Bir satıcı olarak geçimini sağlıyor.

彼はセールスマンをして生計をたてている。

O, tablolarını satarak geçimini sağlıyor.

彼女は自分の絵を売って生計を立てている。

Bireysel fedakârlık, koloninin ayakta kalmasını sağlıyor.

‎ミツバチは ‎命を犠牲にして巣を守る

çünkü anlam farklılığı diyalog kurmamızı sağlıyor.

曖昧さがあるからこそ 会話をする余地ができるからです

Yatırım şimdi ona % 6 kazanç sağlıyor.

その投資は現在6%の収益を彼にもたらしている。

Sally, piyano dersleri vererek geçimini sağlıyor.

サリーはピアノで生計をたてている。

öğrencilerin yaşadıklarıyla gerçekleri daha iyi anlamamızı sağlıyor.

生徒達が経験している現実について 理解を深めるのに役立ちます

Işıklarını kapatıyorlar. Rakiplerden biraz mahremiyet sağlıyor bu.

‎2匹は明かりを消し ‎邪魔が入らないようにする

Ve yiyeceğimizin geleceğinin ne olacağını düşünmemize olanak sağlıyor.

未来の食料の未来がどんなものになるかを 考えることにもつながることでしょう

Herhangi bir adım değil, doğru adımı atmamızı sağlıyor.

ただし 何でもいいわけではなく 自らに適した対策です

Yeni sözleşme, istediğimiz her şeyi talep etmemizi sağlıyor.

新しい契約で欲しいものが何でも請求できる。

- O daha iyileşiyor.
- İyileşiyor.
- İlerleme katediyor.
- İlerleme sağlıyor.

- 彼は良くなってきています。
- 彼は快方に向かっている。

Kızıl Haç gecikme olmadan felaket kurbanlarına yardım sağlıyor.

赤十字は災害の被害者を直ちに救援する。

Ama siyah mürekkep beyninizin boşlukta yiyecek var sanmasını sağlıyor.

黒いインクが 空白に食べ物を 投影するよう脳に働きかけてきます

Bu hayvanların şartlara uyum sağlayabilir olduğunu görmenizi sağlıyor bu.

驚くほど順応性が高い動物だ

Hayvanların vahşi yaşamlarına dönmeleri için mükemmel bir ortam sağlıyor.

‎そのため動物たちが ‎自然に近い状態で暮らせる

Termal görüntüleme yapan bir kamera gece karanlığını delmemizi sağlıyor.

‎だが赤外線カメラが ‎闇の中を映し出す

Sanki gey olmak, daha az erkek olmanızı sağlıyor gibi.

だってゲイっぽいのは 男らしくありませんもんね?

Onun büyük geliri onun her yıl Paris'e gitmesini sağlıyor.

彼女は収入がたくさんあるので毎年パリに行くことが出来る。

Sarp kayalıklar biraz güvenlik sağlıyor. Ama bu kız geride kalıyor.

‎崖の上のほうが安全だ ‎子供が取り残された

Çözünmekte olan sonbahar yaprakları gündüzleri biraz nem ve sıcak sağlıyor.

‎日中は腐敗する落ち葉から ‎わずかな湿気と熱を得る

Firma, işçilerine üniformalarını sağlıyor ama onların düzenli olarak temizlenmesini bekliyor.

その会社は従業員に制服を支給しているが、彼らは定期的にそれらを洗濯するように言われている。

Karanlık gizlenmesini sağlıyor. Ama yere bastığında çıkan titreşimler buz denizinde yankılanıyor.

‎闇に姿を隠しても‎― ‎足音は氷を伝って ‎響いてしまう

Üstün görüş ve manevra kabiliyeti... ...şahin ve doğanlara gündüz avantaj sağlıyor.

‎明るいうちは抜群の視力と ‎機動性を持つ鳥が有利だ

- Tom hâlâ ebeveynlerine güveniyor mu?
- Tom geçimini hala ebeveynlerinden mi sağlıyor?

トムはまだ、彼の両親に依存しているのですか。

Bu duvar resmi, antik zaman insanlarının yaşamlarına küçük bir bakış edinmemize olanak sağlıyor.

この壁画からは古代人の生活の片鱗をうかがうことができる。

- Bu makine emekten tasarruf etmemizi sağlıyor.
- Bu makine bize bir sürü iş gücü kazandırır.

- この機械は多くの労力を省いてくれる。
- この機械は私たちに多くの労力を省いてくれる。

- Bu uçak 400 tane yolcuya, oldukça rahat bir biçimde yer sağlıyor.
- Bu uçak rahatça 400 yolcu taşıyabilir.

この飛行機は楽に400人運ぶことができる。