Translation of "Sürpriz" in Japanese

0.026 sec.

Examples of using "Sürpriz" in a sentence and their japanese translations:

- Ne sürpriz!
- Bu ne sürpriz!

- 驚いたなあ・・・。
- 何という驚き。
- なんとゆう驚き。

- Bu bir sürpriz.
- O bir sürprizdir.
- Sürpriz!

びっくりだ。

İşte, bir sürpriz:

問題はこういうことです

Bu bir sürpriz.

- 意外だな。
- それは意外だな。

Ona sürpriz yapmak istedim.

私は彼女をびっくりさせたいと思った。

Ona sürpriz yapmak istiyorum.

私は彼をあっと言わせてやりたい。

Daha fazla sürpriz olacak.

もっと驚くことがあるよ。

Tom'a sürpriz yapmak istedim.

- トムをびっくりさせたいんだよ。
- トムを驚かせたいんだよ。
- トムを脅かしたいんだよ。

...ama sürpriz bir ziyaretçisi var.

‎だが別の客が来た

Köpek balıkları sürpriz saldırı yapıyor.

‎サメの武器は不意打ち

...gece, beraberinde sürpriz davranışlar getirir...

‎動物は夜に別の顔を見せる

Öğretmenin tarafından azarlanman sürpriz değil.

君が先生に叱られるのも当たり前だ。

Bunun bir sürpriz olmasını istiyorum.

びっくりさせたいんだ。

Üzgünüm. Sana sürpriz yapmak istemedim.

ごめんなさい。ビックリさせるつもりはなかったのです。

Seni burada görmek oldukça sürpriz oldu.

君にここで会うのは全く意外だ。

Benim için büyük sürpriz oldu, kazandık.

- 驚いたことに勝ってしまった。
- 驚いたことに私達は勝ってしまった。

Tom'a sürpriz bir karşılama partisi yapalım.

- トムのために不意打ちの歓迎パーティーをやろう。
- サプライズでトムの歓迎パーティーやろうよ。

Çalınan çantasını bulmak ona sürpriz oldu.

彼は盗まれたかばんを見つけて驚いた。

Bize sürpriz oldu, onun tahmini gerçekleşti.

私たちが驚いたことに、彼女の予言が的中した。

Bu pek sürpriz sayılmaz, değil mi?

そんなに驚くことじゃないよね?

Ama bu şehir sürpriz bir alternatif sunuyor.

‎だが この街では ‎意外な場所で眠る

Benim için sürpriz oldu, o, soruyu cevaplayamadı.

- 驚いた事には彼女はその質問に答える事が出来なかった。
- 驚いたことには彼女はその質問には答えることができなかった。
- おどろいたことに彼女はその質問に答えることができなかった。

Onu ölü bulduğumda benim için sürpriz oldu.

驚いたことに彼女は死んでいた。

Benim için sürpriz oldu, o, ödülü kazandı.

驚いたことに彼は賞をもらった。

Bizim için sürpriz oldu, o, maçta yenildi.

- 驚いたことに彼はその試合で負けてしまった。
- 驚いたことに彼はそのその試合で負けてしまった。

Benim için sürpriz oldu, o başarısız oldu.

驚いたことには、彼は失敗した。

Benim için sürpriz oldu, antropolog cinayetle suçlandı.

驚いたことに、その人類学者は殺人罪で告訴された。

"Fight Club" filminin sürpriz bir sonu vardır.

映画「ファイトクラブ」のエンディングには驚かされた。

Mayıs ayında kar yağsa, onlara sürpriz olur.

万一もし5月に雪が降れば、彼らはびっくりするだろう。

Birden aklıma ona sürpriz yapma fikri geldi.

彼女を驚かせようという考えが突然私の頭にひらめいた。

O, gerçeği öğrendiğinde, ona büyük sürpriz oldu.

彼女がその事実を知った時の驚きは大きかった。

Benim için sürpriz oldu, kapı sessizce açıldı.

とても驚いたことには、ドアが音もなく開いた。

Bizim için sürpriz oldu, Betty kupayı kazandı.

私たちが驚いたことに、ベティがトロフィーを獲得した。

Seni burada görmek ne güzel bir sürpriz!

ここで君に会うとは驚きだ。

Bu sayının çok küçük olması aslında büyük sürpriz.

その少なさには本当に驚きます

Sen oraya geldiğinde bana gerçek bir sürpriz yaptın.

君がそこに現れたときには、本当に驚いたよ。

Benim için sürpriz oldu, onlar eti çiğ yediler.

驚いたことに肉を生で食べた。

Oğlumuzun son zamanlarda birden büyümesi bize sürpriz oldu.

驚いたことに息子は最近すくすく背がのびてきた。

Benim için sürpriz oldu, o, sınavda başarısız oldu.

驚いたことに、彼は試験に失敗した。

Benim için sürpriz oldu, o benim teklifimi reddetti.

驚いたことに、彼は私の申し出を断った。

Benim için sürpriz oldu, güzel bir sesi vardı.

驚いたことに、彼は歌が上手かった。

Kaplanlar oyunu kaybetti, bizim için bir sürpriz oldu.

タイガースはそのゲームに負けた。それは私達には驚きだった。

Sonuçlar birçok kişi için bir sürpriz olarak geldi.

その結果は多くの人にとって驚きだった。

Benim için sürpriz oldu, o, şarkı söylemede iyiydi.

驚いたことに、彼は歌が上手かった。

Bizim için sürpriz oldu, o büyük ödülü kazandı.

私たちが驚いたことに、彼は優勝した。

Benim için sürpriz oldu, o bir anda gözden kayboldu.

驚いたことにそれは一瞬にして姿を消した。

Bizim için sürpriz oldu, o Brezilya'ya tek başına gitti.

驚いたことに、彼女は一人でブラジルにいってしまった。

Benim için sürpriz oldu, o çok iyi İngilizce konuştu.

驚いたことに、彼女はとても上手に英語を話した。

Bizim için sürpriz oldu, o hemen yeniden hayata döndü.

驚いたことに、彼女はすぐに元気になった。

Benim için sürpriz oldu, ünlü psikolog çocuk kaçırmakla suçlandı.

驚いたことに、その著名な心理学者は誘拐罪で告訴された。

- Onun başarısız olması sürpriz değil.
- Onun başarısız olmasına şaşmamalı.

- 彼が失敗したのは少しも驚きではない。
- 彼が失敗したことは、べつだん驚くにはあたらない。

Onun birden istifade etmiş olması, bizim için büyük sürpriz.

私達が大変驚いたことに、彼は突然辞職した。

Peki ya sürpriz saldırıların ustası, kızıl bir ninja ne yapacak?

では奇襲の達人である 赤毛の忍者は?

Benim için sürpriz oldu, o çok güzel bir aktrisle evlendi.

驚いたことに、彼は大変美しい女優と結婚しました。

Laura için yapılan sürpriz parti bu gece değil, yarın gece.

ローラのための不意打ちパーティーは、今晩ではなく明日の晩だ。

Ben onun bir yalan söylediğinden şüpheleniyordum, ancak bana sürpriz olmadı.

- 私は彼がうそをついているのではないかと疑ったが、それで驚きはしなかった。
- 私は彼がうそをついているのではないかと疑ったが、それは驚くことではなかった。

Bizim için sürpriz oldu, Emi 400 metre yarışını kolaylıkla kazandı.

私たちが驚いたことに、恵美は400メートルレースで楽勝した。

- Bizim için sürpriz oldu, Tom Mary ile bizim partiye geldi.
- Sürpriz oldu, Tom partimize Mary ile birlikte geldi.
- Şu işe bak ki Tom bizim partiye Mary'yle geldi.
- Bize sürpriz oldu, Tom Mary ile partimize geldi.

驚いたことに、トムはメアリーと一緒に私たちのパーティーにやってきた。

Tom gelecek cumartesi Mary için sürpriz bir doğum günü partisi düzenliyor.

トムは来週の土曜日に、メアリーの誕生日を祝ってサプライズパーティーを開く予定だ。

Boyunca hizmet etmeye devam etti . Ney, Lützen'de Blucher'ın sürpriz saldırısının yükünü taşıyan

ていまし た。 リュッツェンで、ネイは ブリュッヒャーの奇襲の

Benim için sürpriz oldu, çocuk Yokohama'dan buraya bütün yolu tek başına geldi.

驚いた事に、その子供は横浜からはるばる一人でここにやってきた。

Onun olduğunu keşfetmek kötü bir sürpriz oldu Bohemya Ordusu'nun tüm gücüyle karşı karşıya kaldı:

相手がボヘミア軍全部だと知ったときには 大きな衝撃を受けた

Kuşatma ve yok etme umuduyla sürpriz bir saldırı başlattı . Ney, dörde bir üstündeydi, harika bir mücadele geri çekildi ve

。 ネイは4対1で数を上回り、見事な戦闘撤退を行い

Onun denemesi, sorunun sadece yüzeysel bir analizini yaptı, bu yüzden sınıfta en yüksek notu aldığında ona gerçekten büyük bir sürpriz olmuştu.

彼の評論は問題の表面的な分析結果を取り上げていただけだったのでクラスで最上位の成績を得たことにとても驚いた。