Translation of "Pahalı" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Pahalı" in a sentence and their japanese translations:

- O çok pahalı.
- Çok pahalı!

- 値段が高すぎる!
- 値段が高すぎです。
- それは高すぎます。
- 高すぎる!

çok pahalı.

とても高額です

Çok pahalı!

- 値段が高すぎる!
- それは高すぎます。
- それは高すぎる!
- それは高過ぎる。
- 高すぎる!

- O pahalı değildir.
- O, pahalı değil.

それは高くない。

- O çok pahalı.
- O çok fazla pahalı.

- それは高すぎます。
- それは高過ぎる。
- 高すぎる!

- O çok fazla pahalı.
- Bu çok pahalı.

- 値段が高すぎる!
- 値段が高すぎです。
- それは高すぎます。
- それは高過ぎる。
- 高すぎる!

Pahalı otoparklardan mı?

高い駐車料金?

Et bugünlerde pahalı.

近頃牛肉は高い。

O pahalı değildi.

それは高くなかった。

O çok pahalı!

それはとても高い!

O pahalı değildir.

- それは高くない。
- それは高価ではない。

O çok pahalı.

それはとても高い!

Ne kadar pahalı?

どのくらい高い?

Bu çok pahalı.

これは高すぎる。

Bu saat pahalı.

この時計は高い。

Kravat aşırı pahalı.

そのネクタイは高すぎる。

Bu pahalı değil.

これは高くないです。

- Ne kadar pahalı bir piyano!
- Ne pahalı bir piyano!

ピアノってなんて高いんだろう!

Et bu günlerde pahalı.

近頃牛肉は高い。

O çok fazla pahalı.

値段が高すぎです。

Et bugünlerde çok pahalı.

近ごろは肉がとても高い。

En pahalı şey arazidir.

一番高いものは、土地です。

O, yine de pahalı.

でも高いよ。

Bu ayakkabılar çok pahalı.

この靴高すぎるよ。

En pahalı olanı alacağım.

- 値段の高い方をください。
- 一番高いのにします。

Daha pahalı olan hangisi?

どっちの方が高いんですか?

Bu restoran çok pahalı.

このレストランは高すぎる。

Uçak biletleri pahalı mı?

航空機のチケットは高いですか。

Beklediğim kadar pahalı değildi.

思ったより安くあがった。

En pahalı elbiseyi seçti.

彼女は一番高価なドレスを選び出した。

Pahalı bir gerdanlık takıyor.

彼女は高価な首飾りをしています。

Daha pahalı olanını alacağım.

値段の高い方をください。

Üniversite öğrenimim çok pahalı.

- 俺の大学の授業料は高すぎる。
- うちの大学の授業料は高すぎでしょ。

Sanırım bu çok pahalı.

これは高すぎると思います。

O kravat çok pahalı.

そのネクタイは高すぎる。

Öncelikle, o çok pahalı.

まず第一に、それは高すぎる。

Bu kitap çok pahalı.

この本は高すぎる。

Bu sefer, pahalı olacak.

この探検には、お金がかかる。

Bu şarap çok pahalı.

このワイン、べらぼうに高いんだよ。

Vay be! Piyanolar pahalı.

ピアノってなんて高いんだろう!

Ve o da çok pahalı.

しかも それはとても高価です

Giydiğin ayakkabılar oldukça pahalı görünüyorlar.

- 君がはいている靴は、かなり高い値段がするように見える。
- あなたが履いている靴はかなり高そうだ。

Bu pahalı sözlüğü neden aldın?

- 何のために君はこの高価な辞書を買ったのか。
- どうしてまたこんな高い辞書を買っちゃったの?
- 何でまたこんな高い辞書を買ったの?

En pahalı araba ne kadar?

一番高い車はいくらぐらいですか。

En az pahalı olanını istiyorum.

なるべく安いほうがいいです。

Pahalı makinenin kullanılmadığı ortaya çıktı.

その高価な機械は役に立たない事がわかった。

O, arabada pahalı zevklere sahip.

彼女は高級車好みだ。

Her zaman pahalı elbiseleri alıyor.

彼女はいつも高価な服を買ってばかりいる。

O birçok pahalı alımlar yaptı.

彼は沢山高価な買い物をした。

Daikon havuçtan daha pahalı olabilir.

大根は人参より高いかもしれない。

Büyük evler yaşamak için pahalı.

- 大きな家は住むには値段が高い。
- 大きな家はすむのに高くつく。

O mağaza son derece pahalı.

あそこの店は異常に高いよ。

Kasabada en pahalı otelde kaldık.

私達はこの街の一番高いホテルに滞在しました。

Her zaman pahalı elbiseler alır.

彼女はいつも高価な服を買います。

Saatim sizinkinden daha az pahalı.

私の時計はあなたの時計ほど高価ではない。

Pahalı bir restoranda rahatsız hissettim.

私はその高級なレストランで場違いな感じがした。

Bu gerçekten pahalı, değil mi?

すごく高いですね!

Bilgisayar parçaları Japonya'da çok pahalı.

日本ではコンピューター用品が非常に高い。

Sabah aramak daha pahalı mıdır?

午前中に電話をすると割高になりますか。

O pahalı bir tarzda yaşıyor.

彼女はぜいたくに暮らしている。

Neden bu pahalı sözlüğü aldın?

どうして、そんな高い辞書買ったの?

Bu bilezik ondan daha pahalı.

このブレスレットはあれよりも高価だ。

O elbise çok pahalı görünüyor.

このドレスは高そうだ。

Tom pahalı bir kamera istemiyordu.

トムは高いカメラが欲しくはなかった。

Piyanolar çok pahalı, değil mi?

ピアノってさ、びっくりするくらい高額なんだよね?

Piyanolar gerçekten pahalı, değil mi?

ピアノってなんて高いんだろう!

Piyanolar oldukça pahalı, değil mi?

ピアノってなんて高いんだろう!

Bence bu biraz fazla pahalı.

あれは少し高いと思う。

Sınıfta bırakılmış pahalı bir kamera vardı.

教室に高価なカメラが置き忘れられていた。

Her şeyden önce, o çok pahalı.

まず第一に、それは高すぎる。

Tim'in motosikleti benimkinden çok daha pahalı.

ティムのオートバイは私のよりはるかに値段が高い。

Mağaza, kadınlar için pahalı aksesuarlar satar.

その店では女性用の高価なアクセサリーを売っている。

Aktris her zaman pahalı mücevherler takıyor.

その女優はいつも高価な宝石を身に着けている。

Araba benim alamayacağım kadar çok pahalı.

その車は高すぎて私には買えない。

Ayakkabıların ne kadar pahalı olduklarına şaşırdım.

その靴の値段の高さには驚かされた。

Maalesef o yer biraz çok pahalı.

あそこは少し高すぎると思います。

Gayrimenkulün aşırı pahalı olduğu görüşüne katılıyorum.

不動産が高すぎるという意見に賛成だ。

Bugünlerde el yapısı ürünler çok pahalı.

今日では、手作りの商品の値が高い。

Pahalı bir araba bir statü sembolüdür.

高級車は地位の象徴である。

Onun çok pahalı bir saati var.

彼はとても高価な腕時計を持っている。

Daha az pahalı olanları var mı?

もっと安いものはありますか。

Bazıları pahalı ve diğerleri çok ucuz.

高価なものもあれば、大変安いものもある。

Tom Mary'ye pahalı bir bilezik aldı.

トムは高価なブレスレットをメアリーに買ってあげた。

Bir kitabı bu kadar pahalı alamam.

そんな高価な本は買えないよ。

Pahalı bir araba almayı göze alamam.

私には高価な車を買う余裕がない。

Pahalı yemekler uyku eksikliğini telafi edemez.

高い食事も睡眠不足の埋め合わせにはなりません。

Bu bana çok pahalı gibi görünüyor.

これは高すぎると思います。

Bu saat, şuradakinden daha az pahalı.

この時計はあの時計ほど高価ではない。

Bu planı gerçekleştirmek çok pahalı olacaktır.

この計画は実行するのに多額の費用がかかる。

Bu ceket güzel ama çok pahalı.

このコートは素敵だけど高価すぎる。

Bu kamera ondan daha az pahalı.

このカメラはあのカメラほど高くない。

Büyükbabası ona pahalı bir oyuncak aldı.

おじいさんが彼に、その高いおもちゃを買い与えた。

O elbise pahalı bir görünüme sahip.

あのスーツはいかにも高そうだ。

Bu kitap benim için çok pahalı.

この本は私に高すぎる。

O kuş tüyü yastık pahalı görünüyor.

その羽毛まくらが高そうです。

- Bu otel bu şehir için görece pahalı.
- Bu otel bu şehre göre nispeten pahalı.

このホテルはこの町にしては比較的高い。

Daha süslü, daha pahalı kıyafetler satın aldım.

おしゃれで高価な服も 買いました

Yabancı bir ülkeyi ziyaret etmek pahalı olmalı.

外国へ行くのは高くつくにちがいない。

Bu sözlük yararlı ve dahası pahalı değil.

その辞書は役に立つし、おまけに高くない。