Translation of "Okuyarak" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Okuyarak" in a sentence and their japanese translations:

Kitap okuyarak saatlerce otururdu.

彼はよく座ったまま何時間も本を読み続けていたものです。

Kitap okuyarak bilgi alırım.

私は本を読むことによって知識を得る。

Divanda dergi okuyarak oturuyordu.

彼女はソファーにすわって雑誌を読んでいた。

Bazı insanlar okuyarak dinlenirler.

- 読書からくつろぎを得る人もいる。
- 読書で心が落ち着く人もいるんだよ。

Roman okuyarak bütün gece oturdu.

彼は寝ずに小説を読んで徹夜した。

Pazar, zamanımı okuyarak geçirdiğim gündür.

日曜日は私が読書に時を過ごすときである。

O, kitap okuyarak saatlece oturacak.

彼は本を読みながらよく何時間もすわっている。

Önümüzdeki Pazarı romanlar okuyarak geçireceğim.

次に日曜日は小説を読んで過ごすつもりだ。

Çoğunlukla kitap okuyarak saatlerce oturur.

彼は本を読みながらよく何時間もすわっている。

Beklerken, dergi okuyarak vakit geçirdi.

彼女は待っている間雑誌を読んでひまをつぶした。

Bu kitabı okuyarak yarar sağladım.

この本を読んで益するところがあった。

Geçen Pazarı romanlar okuyarak geçirdim.

この前の日曜日は小説を読んで過ごした。

O bir kitap okuyarak oturdu.

彼は座って本を読んでいた。

Onu okuyarak zamanımı boşa harcamamalıydım.

あんなものを読んだのは時間の無駄だった。

Bütün günü roman okuyarak geçirdim.

私は1日中その小説を読んで過ごした。

O, akşamı bir kitap okuyarak geçirdi.

彼は夕方本を読んで過ごしました。

Geçen Pazarı bir roman okuyarak geçirdim.

この前の日曜日は小説を読んで過ごした。

Roman okuyarak bütün gün evde kaldım.

私は小説を読んで一日中家にいた。

Bütün günü bir roman okuyarak geçirdim.

私は終日小説を読んで過ごした。

Bütün günümü o romanı okuyarak geçirdim.

私は1日中その小説を読んで過ごした。

- O, bilim romanları okuyarak Lojban dilini öğreniyor.
- O, bilim romanları okuyarak Lojban dili öğreniyor.

科学小説を読んでロジバンを勉強する。

Ben bir roman okuyarak bütün gece oturdum.

夕べは徹夜して小説を読んだ。

Küçükken saatlerimi tek başıma odamda okuyarak geçirirdim.

子供のころ、私は一人、自室で何時間も本を読んで過ごしたものだった。

Dün gece iki saati kitap okuyarak geçirdim.

昨夜は2時間本を読んで過ごした。

O bir dedektif hikaye okuyarak kendini eğlendirdi.

彼は推理小説を読んで楽しんだ。

Hafta sonunu uzun bir roman okuyarak geçirdim.

私は週末を長編小説を読んで過ごした。

Ağabeyim romanlar okuyarak bütün gece ayakta kaldı.

兄はよく徹夜で小説を読んでいた。

Tatillerimi, tarih kitapları veya klasikler okuyarak geçirmek istiyorum.

休日は歴史書か古典を読んで過ごしたいものだ。

Orada bir bankta kitap okuyarak oturan biri vardı.

あそこで誰かがベンチに腰をかけて本を読んでいた。

Ben bütün akşamı Kenji Miyazawa'nın şiirini okuyarak geçirdim.

その晩ずっと、私は宮澤賢治の詩を読んで過ごした。

Ben dünü dışarı çıkma yerine kitap okuyarak geçirdim.

昨日はでかけないで読書で日を過ごした。

Küçük erkek kardeşim romanlar okuyarak bütün gece ayakta kalırdı.

弟はよく夜通し起きて小説を読んでいたものだ。

Dün gece bir roman okuyarak geç saatlere kadar yatmadım.

昨夜は遅くまで小説を読んでたんだ。

Hayatında ilk kez, Yuka, İngilizce bir kitabı okuyarak bitirdi.

由香は生まれて初めて英語の本を読み終えた。

Akşam yemeğinden sonra bir dedektif hikayesi okuyarak kendini eğlendirdi.

彼は夕食後、探偵小説を読んで楽しんだ。