Translation of "Numarasını" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Numarasını" in a sentence and their japanese translations:

Tom'un numarasını çevirdim.

トムの番号にかけたよ。

Telefon numarasını not etti.

彼はその電話番号を書き留めた。

Telefon numarasını not aldım.

私はその電話番号を書き留めた。

Tom telefon numarasını yazdı.

トムは自分の電話番号を書いた。

Telefon numarasını bilse, onu arayabilir.

もし彼が彼女の電話番号を知っていたら、電話できるのに。

Biri ararsa, onun numarasını alın.

もし電話があったら電話番号を聞いておいてください。

Dizinde onun telefon numarasını bulabilirsiniz.

彼女の電話番号は電話帳でわかりますよ。

Ben onun telefon numarasını unuttum.

彼の電話番号忘れちゃった。

Onun telefon numarasını hatırlıyor musun?

彼の電話番号を覚えていますか。

Onun telefon numarasını bulmaya çalıştım.

私は彼女の電話番号を探し出そうとした。

Lütfen bana bankanın numarasını söyle.

銀行の番号を教えてください。

Tom bana telefon numarasını verdi.

トムが電話番号をくれました。

Onun telefon numarasını not ettim.

私は彼女の電話番号を書き留めた。

O telefon numarasını not aldım.

私はその電話番号を書き留めた。

Tom Mary'ye telefon numarasını verdi.

トムはメアリーに自分の電話番号を教えた。

Tom, Mary'ye telefon numarasını verdi.

トムはメアリーに自分の電話番号を教えた。

Sana Dr.Shiegal'in telefon numarasını vereceğim.

シーガル先生の電話番号を差し上げます。

Telefon numarasını bilmeyince onu arayamıyorum.

彼女の電話番号を知らなかったので、私は電話をかけられなかった。

Ne yaptıysam onun telefon numarasını hatırlayamıyorum.

どうしても彼女の電話番号が思い出せない。

Unutmadan önce onun telefon numarasını yaz.

忘れないうちに彼の電話番号を書き留めておきなさい。

Unutmayayım diye onun telefon numarasını yazdım.

忘れないように、私は彼の電話番号を書き留めた。

Ona adını ve telefon numarasını verdi.

彼女は彼に名前と電話番号を教えた。

Tom telefon numarasını Mary'ye söylediğine pişman.

トムはメアリーに電話番号を教えたことを後悔している。

- Bir kağıt parçasına onun telefon numarasını not aldım.
- Onun telefon numarasını bir kâğıt parçasına yazdım.

私は紙の端切れに彼の電話番号を書き留めた。

Sazae her zaman kendi telefon numarasını unutuyor.

サザエは自分の電話番号を忘れてばかりいるんだから。

Bana Bay Brown'un telefon numarasını verin lütfen.

ブラウンさんの電話番号を調べてください。

Unutmamak için onun telefon numarasını not ettim.

私は彼の電話番号を忘れないように書き留めておいた。

Ne yaparsam yapayım onun telefon numarasını hatırlamıyorum.

どうしても彼女の電話番号が思い出せない。

Mary telefon numarasını yazdı ve Tom'a verdi.

メアリーは自分の電話番号を書いてトムに渡した。

Eğer o, onun telefon numarasını bilseydi, onu arayabilirdi.

もし彼が彼女の電話番号を知っていたならば、彼女に電話できたのに。

O bana ofis telefon numarasını ve adresini verdi.

彼は勤務先の電話番号と住所を私に教えた。

Tom küçük siyah defterine Mary'nin telefon numarasını yazdı.

- トムはメアリーの電話番号を彼の秘密の手帳に書き留めた。
- トムはメアリーの電話番号をアドレス帳に書き留めた。

Tom bana Mary'nin telefon numarasını bilip bilmediğimi sordu.

トムは私がメアリーの電話番号を知ってるか聞いてきたんです。

- Maria onun ne adını ne de telefon numarasını biliyordu.
- Maria ne onun adını ne de telefon numarasını biliyordu.

マリアは彼の名前も電話番号も知らなかった。

O onun ne adresini ne de telefon numarasını biliyordu.

彼女は彼の住所も電話番号も知らなかった。

Onunla bağlantı kurmak istiyorum. Onun telefon numarasını biliyor musun?

彼と連絡を取りたいんだが、電話番号知っているかい?

Lütfen odayı ayırttığında sana söylenilen onay numarasını bana bildir.

予約の際に聞いた確認番号を私に教えて下さい。

Ben en yakın American Express ofisinin telefon numarasını öğrenmek istiyorum.

一番近いアメリカン・エキスプレスのオフィスの電話番号を知りたいのですが。

Onu görünce, Nick'e onun yeni adresini ve telefon numarasını sormalıyım.

ニックの新しい住所と電話番号を聞いとかなくちゃ。