Translation of "Kişinin" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Kişinin" in a sentence and their japanese translations:

Hayatta kalmak isteyen kişinin

サバイバーにとって

Çok kişinin katılmasını beklemiyorduk.

多くの人が出席するとは思っていなかった。

, 200.000 kişinin hareketini koordine etti

、20万人の男性の動きを調整し、

Kaç kişinin katılacağını saymayı unutma.

忘れずに出席者の員数をかぞえなさい。

Şu kişinin evi metroya yakındır.

あの人の家は地下鉄の最寄りにある。

O hasta kişinin hayatı tehlikede.

その病人の生命は危険にひんしている。

Birkaç kişinin iki arabası var.

車を2台もつ人が2、3人いる。

Kaç kişinin müzik kulağı olduğunu düşünüyorsun?

何人ぐらい音楽がわかると思いますか。

Ölen kişinin anısına bir anıt dikildi.

故人をしのんで、記念碑が建てられた。

Bir kişinin hayatı geçici bir şeydir.

人の人生は、はかないものだ。

Tom kayıp bir kişinin raporunu dosyaladı.

トムは行方不明者の報告書をファイルした。

Ben bin kişinin olduğu bir okuldan geliyorum.

私は学生数が千人の 大学の出身だし

Yaklaşık 17 kişinin pars saldırısında öldüğünü belgeledik...

我々の調査では過去7年間に ヒョウの襲撃で―

Bizi size tavsiye eden kişinin adı nedir?

紹介者のお名前は?

Ev beş kişinin yaşayamayacağı kadar çok küçük.

その家は5人が住むには狭すぎる。

Bu üç kişinin aralarında 50 lirası vardı.

3人は合わせて50ポンド持っていた。

Bu bilet iki kişinin girmesine olanak tanır.

- この切符で二人入れるよ。
- このチケットは2名様でご入場できます。

Her kişinin kendi öğle yemeğini getirmesi beklenir.

昼食は各人が持ってくることになっています。

Camı kıran kişinin Tom olduğunu herkes biliyor.

トムが窓を割ったって、みんな知ってるよ。

Tiyatroda çok uzun bir kişinin arkasında oturdum.

私は劇場でとても背の高い人の後ろに座った。

Amerika'da birçok kişinin evlerinin etrafında çitleri var.

アメリカでは多くの人が家の回りにフェンスをめぐらせている。

Onu yapacak son kişinin o olacağından eminim.

彼は決してそんなことをする人ではないと思います。

Bir kişinin karakterini tanı ve saygı duy.

人の人格を認め尊重する。

Ki akademi, binlerce kişinin hayallerinin yıkıldığı bir yerdir.

幾千もの破れた夢が 散乱する場所です

önümüzdeki beş yıl boyunca 160.000 kişinin de çıkarılmasıyla

16万人を今後5年間で保釈することで

Kişinin yaşam tarzı, büyük ölçüde para ile belirlenir.

人の生活様式の大半はお金によって決まる。

Onlar kişinin mütevazı ya da tembel olduğunu düşünürdü.

その人は慎み深いのか、それとも怠惰なのかと人は思うだろう。

İki kişinin aynı anda bir bisiklete binmesi tehlikelidir.

自転車の二人乗りは危険だ。

Nemli, soğuk bir gün bir kişinin sağlığını etkiler.

じめじめした寒い日は健康に悪い。

Bu ülkede her beşinci kişinin bir arabası var.

この国では、5人に1人が車を持っている。

Bu kasabada gerçekten kaç kişinin yaşadığını öğrenmeye çalıştım.

この街に実際は何人の人が住んでいるのか知ろうとした。

Bir kişinin hangi ülkeden geldiğini söylemek çok zor.

ある人物がどこの出身であるかを言い当てるのは非常に難しい。

Aşk pek çok kişinin acılarından yapılmış bir haptır.

恋は多く人生の苦痛を包むオブラートなり。

Yalnızca bir kişinin galip çıkacağı bir kriter oluşturmaktan kaçındım.

相性が良い「見込み客」を特定する基準を 定義したのです

On iki kişinin oturması için yeterince sandalye var mı?

12人座れるだけの椅子がありますか。

Bir kişinin nasıl biri olduğunu onun arkadaşlarına bakarak söyleyebilirsin.

友達を見ることによってどんな人かわかる。

Uzaktan bakıldığında, bu taş bir kişinin yüzü gibi görünüyor.

遠くから見ると、その石は人間の顔のように見える。

Dünyada her yıl kaç kişinin açlıktan öldüğünü biliyor musun?

毎年、世界でどれほどの人が餓死しているか知っていますか。

Bir kişinin kazanabileceği en değerli beceri, kendini düşünebilme yeteneğidir.

人が獲得できる技能の中で最も価値ある技能は、自分で考える能力である。

Yan odadaki kişinin Tom ya da Mary olduğunu biliyorum.

となりの部屋にいるのはトムかメアリーだと知っている。

- Söze bakılmaz, işe bakılır.
- Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.

- 不言実行。
- 行動は言葉よりも雄弁に語る。
- 行動は言葉よりも雄弁である。
- 行動は言葉よりも声高く語る。
- 行為は言葉よりも雄弁。
- 行いは言葉よりも雄弁である。
- 行いは言葉より影響が大きい。
- 口先よりも実践が大事。
- 人は言葉より行いで判断される。

Pekala, evet, fakat herhangi bir kişinin haberdar olmasını istemiyorum.

ええ、そう。でも、誰にも知られたくないわ。

Bir insanın ölümü trajedi, milyonlarca kişinin ölümü bir istatistik.

一人の人間の死は悲劇であるが、百万人の死は統計値である。

Bir kişinin bir şeye bakma tarzı onun durumuna bağlıdır.

ものの見方というのは立場に依るものだ。

Bir kişinin bir şeye bakış şekli onun durumuna bağlıdır.

ものの見方というのは立場に依るものだ。

Ve en yüksek puanı alan kişinin sınıf başkanı olacağını söyledi.

最高点を取った人が クラスの監視係になると

Deneyimli bir kişinin deneyimsiz birinden daha iyi yapacağını söylemek gereksizdir.

経験のあるもののほうがない者よりも役に立つのはいまさら言うまでもない。

Suyla vaftiz etmem için beni gönderen kişinin bana söylediğinin haricinde...

しかし、水でバプテスマを授けさせるために私を遣わされた方が、私に言われました。

Onlardan biri, birini katil eden kişinin rolünü oynayacak bir aktör.

その中の1人は俳優で、誰かを殺すふりをするのです。

Sadece yangını çıkaran kişinin belki Tom olup olmadığını merak ediyordum.

もしかしたらトムが火を付けたんじゃないかと思っていたんです。

İki, beş, on, yüz kişinin zahmetli bir değişimi talep etmesini ise

でも 2人 5人 10人 100人が変化を望めば

Bayan Pate yüz kişinin önünde bir konuşma yapma hakkında çekingen hissetti.

ペート先生は百人の人間の前で喋るのが怖い気がした。

- Sözde değil, özde.
- Lafta değil, icraatta.
- Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.

不言実行。

Suchet'e güneydeki Fransız kuvvetlerinin komutasını verdi - çok az kişinin daha uygun olduğu

彼はスーシェに南部のフランス軍の指揮を任せ た。これ は重要で独立した

Titanik battığı zaman kaç kişinin öldüğünü hakkında herhangi bir fikrin var mı?

タイタニックが沈んだ時にどれくらいの死者が出たかあなたは見当がつきますか?

Diğer kişinin sizi aynı şekilde sevip sevmediği belli değilse, birini sevmek zordur.

あなたがするのと同じ位に、相手が自分を愛してくれるかどうか判らないときには、誰かを愛することは難しい。

O hayır kuruluşuna yaklaşık iki milyar yen bağış yapan bir kişinin adı verilmiştir.

その慈善団体には、およそ20億円の寄付をした人物の名前が付けられている。

Geçen yıl Flipinlerde, depremler ve deprem dalgaları 6000'den fazla kişinin ölümüne sebep oldu.

昨年フィリッピンでは地震や津波のために六千人以上の死者があった。

Bir devenin bir iğnenin deliğinden geçmesi bir zengin kişinin Tanrı'nın krallığına girmesinden daha kolaydır.

富んでいるものが神の国に入るよりは、らくだが針の穴を通る方がもっと易しい。

Tom'un sağlam delili yoktu, fakat o, annesinin elmas yüzüğünü çalan kişinin Mary olduğunu düşünüyordu.

確たる証拠はなかったが、母親のダイヤの指輪を盗んだのはメアリーだと、トムは思った。

Shiritori oyunu senden önceki kişi tarafından konuşulan kelimenin son sesinin alınmasıyla ve sonra bir sonraki kişinin o sesle başlayan bir kelime aramasıyla oynanır.

尻取り遊びは前の人が言った言葉の終わりの音を次の人が取ってそれで始まる言葉を探していく遊びなのであります。