Translation of "Giydi" in Japanese

0.014 sec.

Examples of using "Giydi" in a sentence and their japanese translations:

O, kazağını giydi.

彼女はセーターを着た。

O kazağını giydi.

彼女はセーターを着た。

Fanilasını ters giydi.

彼は肌着を裏返しに着た。

Tom çoraplarını giydi.

トムは靴下を履いた。

Ken elbiselerini giydi.

ケンは服を着た。

- Elbiselerini çıkardı ve pijamalarını giydi.
- Kıyafetlerini çıkarıp pijamasını giydi.

彼は服を脱いでパジャマを着た。

Kendi ördüğü kazağı giydi.

彼女は自分で編んだセーターを着ていた。

O, kırmızı pantolon giydi.

彼は赤いズボンをはいていた。

O, temiz pantolon giydi.

彼は清潔なズボンをはいていた。

O, çoraplarını ters giydi.

彼は靴下を裏返しに履いていた。

O, derhal şapkasını giydi.

彼はただちに帽子をかぶった。

O, kırmızı ceketi giydi.

彼はその赤い上着を着た。

O, gömleğini ters giydi.

彼はシャツを裏返しに着ていた。

O, bir palto giydi.

彼女はコートを着ました。

O, eski ayakkabılar giydi.

- 彼は古い靴をはいていた。
- 彼は古びた靴をはいていた。

O, beyaz ayakkabılar giydi.

彼女は白い靴をはいていた。

O, siyah ceketi giydi.

彼はその黒いコートを着た。

Yeşil bir elbise giydi.

彼女はグリーンのドレスを着ていた。

- Paltosunu çıkardı ve onu tekrar giydi.
- Paltosunu çıkarıp tekrar giydi.

彼は上着を脱ぎ、そして、それを着た。

Genç çocuk annesinin ceketini giydi.

その子供は母親のコートを引っ張った。

Dışarı çıkmadan önce paltosunu giydi.

彼女は外出する前にオーバーをきた。

Parti için yeni elbisesini giydi.

彼女はパーティーのために新しいドレスを着た。

O güzel bir şapka giydi.

彼女はかわいい帽子をかぶっていた。

O, pijamasının üstüne kaftan giydi.

彼はパジャマの上に部屋着を着ていた。

Ceketini giydi ve evden ayrıldı.

彼はコートを着て、家を出た。

O, kafasına bir kep giydi.

彼は帽子を頭に載せた。

O, tuhaf bir şapka giydi.

彼女は奇妙な帽子をかぶっていた。

Erkek kardeşim gömleğini ters giydi.

弟はシャツを裏返しに着ていた。

O kırmızı bir elbise giydi.

彼女は赤いドレスを着ていた。

Genç kız annesinin ceketini giydi.

その子供は母親のコートを引っ張った。

O beyaz bir elbise giydi.

彼女は白いドレスを着ていた。

Tom giyindi ve ayakkabılarını giydi.

トムは服を着て靴を履いた。

Eski ayakkabılarını çıkararak yenilerini giydi.

彼女は古い靴を脱いで新しい靴を履きました。

O kazağını ters yüz giydi.

彼はセーターを裏返しに着た。

Paul dışarı çıkmadan önce eldivenlerini giydi.

ポールは出かける前に手袋をした。

Tom elbiselerini çıkardı ve pijamalarını giydi.

トムは服を脱いでパジャマを着た。

Çocuk elbiselerini çıkardı ve pijamalarını giydi.

その男の子は服をぬいでパジャマに着替えた。

İki kız dansta aynı elbiseyi giydi.

その2人の娘はダンスパーティーに同じ洋服を着ていった。

Bir ay boyunca aynı şapkayı giydi.

彼女は一ヶ月同じ帽子をかぶっている。

O, düz mavi bir elbise giydi.

- 彼女は飾り気のない青いドレスを着ていた。
- 彼女は家財気のない青いドレスを着ていた。

O, ceketini giydi ve dışarı çıktı.

彼女はコートを着て出かけていった。

Mary soluk mavi bir elbise giydi.

- メアリーは淡いブルーのドレスを着た。
- メアリーは淡い青色のドレスを着た。

Kız açık mavi bir kimono giydi.

娘は、水色の着物をきていました。

O, dışarı çıkmak için şapkasını giydi.

彼女は外出するための帽子をかぶりました。

Tom ceketini giydi ve dışarı çıktı.

トムはコートを着て出て行った。

O üşütmemek için bir kazak giydi.

風邪を引かないように、彼女はセーターを着ました。

Tom banyodan çıktı ve elbiselerini giydi.

トムは風呂から上がると、服を身に付けた。

O soğuk almamak için bir kazak giydi.

風邪を引かないように、彼女はセーターを着ました。

Kendisi için çok büyük bir ceket giydi.

彼はだぶだぶの上衣を着ていた。

Cadılar Bayramı için bir korsan kıyafeti giydi.

彼はハロウィーンで海賊の衣装を着た。

Tom kaskını giydi ve sonra motosikletine bindi.

トムはヘルメットをかぶってバイクにまたがった。

Karışıklığı önlemek için, takımlar farklı renkler giydi.

混同しないように、両チームは色の違う服を着ていた。

Kız kardeşinin kot pantolonunu giydi ve aynaya baktı.

彼女は姉のジーンズをはいて鏡を見た。

- Çoraplarından birini ters giydi.
- Çorabının tekini ters giymişti.

彼は靴下の片方を裏返しにはいていた。

Oğlu IV. İvan ilk Rus Çarı olarak taç giydi

その子イヴァン4世が ロシア初のツァーリの称号を名乗った

Tom parmak izi bırakmamak için bir lastik eldiven giydi.

トムは指紋を残さないようにゴム手袋をつけた。

O kırmızı bir gömlek ve siyah bir etek giydi.

彼女は赤いシャツを着て、黒いスカートを履いていました。

O, konser için annesi tarafından yapılan mavi bir elbise giydi.

彼女は演奏会のためにお母さんに作ってもらった青いドレスを着ていた。

Jeff Kim'in ona bir doğum günü hediyesi için verdiği kravatı giydi.

ジェフはキムが誕生プレゼントにあげたネクタイをつけていた。