Translation of "Dağın" in Japanese

0.012 sec.

Examples of using "Dağın" in a sentence and their japanese translations:

Dağın zirvesinde durduk.

我々は山頂に立った。

Şehir dağın eteğindedir.

その町は山のふもとにあります。

Dağın yüksekliği nedir?

その山はどれくらいの高さですか。

Dağın tepesinde duruyordu.

彼は山の頂上に立っていました。

Dağın tepesini görebiliyorum.

私はその山の頂上を見ることができます。

Dağın tepesi düz.

あの山の頂上は平らだ。

Dağın tepesine ulaştık.

私達は山頂に着いた。

- Sonunda dağın tepesine ulaştılar.
- Nihayet dağın zirvesine vardılar.

- ついに彼らはその山の頂上に到達した。
- ついに彼らは山頂にたどり着いた。

Dağın zirvesine erişmek zordur.

その頂上に近づくことは難しい。

Dağın zirvesi karla kaplıydı.

その山の頂上は雪で覆われていた。

Dağın zirvesi karla kaplı.

- 山の山頂は雪でおおわれている。
- その山の頂は、雪で覆われている。

Otel, bir dağın eteğindedir.

そのホテルは山のふもとにあります。

Onun evi dağın eteğinde.

彼女の家は山のふもとにあります。

Uçak dağın üzerinde uçtu.

飛行機は山の上を飛んだ。

Dağın tepesine ulaşmayı başardım.

私は首尾よく山頂に到達できた。

Dağın tepesinden manzara olağanüstüydü.

山頂からの眺めは壮観だった。

Sonunda dağın tepesine ulaştılar.

彼らはついに山頂に着いた。

Dağın tepesi karla kaplıydı.

- 山頂は雪で覆われている。
- 山の頂上は雪で覆われている。

Sonunda dağın tepesine ulaştık.

とうとう私達は山の頂上に到着した。

Bu dağın yüksekliği nedir?

この山の高さはどのくらいですか。

O dağın yüksekliği nedir?

- あの山はどれくらいの高さがありますか。
- あの山の高さはどれくらいですか。

Dağın üstünde bulutlar gördük.

山の上に雲が見えた。

Dağın zirvesi karla örtüldü.

その山の頂は雪に覆われている。

Dağın üst kısmı karla kaplıdır.

やまのうえの方は雪でおおわれている。

Dağın tepesinde bir kule vardı.

その山の頂上に塔があった。

Orada, o dağın tepesinde yaşıyor.

彼は向こうの上、あの山の上に住んでいます。

Biz dağın ortasına kadar tırmandık.

私たちは山の中途まで登った。

Dağın zirvesi taze karla kaplı.

山の頂上は新雪でおおわれている。

Onun evi bir dağın eteğinde.

彼女の家は山のふもとにあります。

Hiç kimse dağın zirvesine ulaşamadı.

- 今までだれもその山の頂上に到達できていない。
- いままで誰もその山頂に到達できていない。

Dağın tepesindeki hava çok inceydi.

山頂の空気はとても薄かった。

Dağın tepesinde bir kale vardı.

昔はその山の頂上に城があった。

Dağın üzerinde bir köy var.

山の向こうに村がある。

Yüksek dağın tepesinde hava incedir.

高い山の頂上は空気が薄い。

Dağın yan tarafından çıkan dumanı görürsünüz.

山から煙柱が立ってるのが 見える

Ya da şuradaki dağın üstünde gördüğüm

もしくはあの山を目指す

Dağın tepesi her zaman karla kaplı.

その山の頂上はいつも雪に覆われている。

Dağın üzerinde bir sürü maymun var.

その山にはたくさんサルがいる。

Biz dağın eteğinde bir handa kaldık.

- 私達は山のふもとの宿に泊まった。
- 私たちはその山のふもとの宿に泊まった。

Dağın eteğinde eski bir kale vardır.

山のふもとに古い城がある。

Almanya'daki en yüksek dağın adı nedir?

ドイツで最も高い山はなんですか?

Biz yirmi mil ilerideki dağın zirvesini görebildik.

20マイル先に山の頂上が見えた。

Hava müsait olursa yarın dağın tepesine varacağız.

天気が良ければ、明日はあの山の頂上に到達するだろう。

Tepesi karla kaplı olan dağın adı nedir?

頂上が雪でおおわれている山はなんという山ですか。

Tsuyama'da en yüksek dağın Takiyama olduğunu düşündüm.

津山一高い山は滝山だと思っていました。

Dağın zirvesinden güzel bir deniz manzarası alabilirsin.

山頂からの海の眺めがいい。

Dağın tepeleri bu saatten sonra pek güvenli olmayacak.

‎日没後の山頂は危険だ

Japonya'daki en yüksek ikinci dağın hangisi olduğunu düşünüyorsunuz?

日本で2番目に高い山は何だと思う?

Altı saatlik tırmanıştan sonra, nihayet dağın zirvesine ulaşmayı başardık.

6時間登って、ついに山頂に到達することに成功した。

Bir canavar dağın zirvesine yakın bir kayanın üzerinde yatıyordu.

1頭の怪物が山の頂上の近くの岩に横になっていた。

Japonya'da ikinci en yüksek dağın hangi dağ olduğunu düşünüyorsunuz?

- 日本で2番目に高い山は何山だと思いますか。
- 日本で2番目に高い山は何だと思う?

Vay canına, burası dağın yan tarafında bulunan devasa bir mağara.

デカいほら穴だ 山腹に続いてる

Şu anda tamamen yok olmuş. Aramaya dağın diğer tarafında devam edelim.

完全に消えてしまった 山の反対側を捜そう

O madeni, dağın altıdan geçmek için kestirme olarak kullanmak iyi bir karardı.

近道に鉱山を使ったのは いい選択だ

Güney Fransa'da dağın yamacında emeklilik evi yapmayı planladığım küçük bir arsa aldım.

老人ホームの建築を計画している南フランスの丘に、小さな土地を買った。

Dağın zirvesine varmak için hâlâ yarıdan fazla gidecek yolumuz var. Gerçekten çok yorgun musunuz?

頂上までまだ半分以上あるのに、もうへたばったの?

Orada yüksek bir dağın tepesinde kendilerine ait küçük bir kasaba inşa ettiler ve huzur içinde yaşadılar.

高い山の上で彼らは彼ら自身の小さな町を作り、平和に暮らした。