Translation of "Düşük" in Japanese

0.015 sec.

Examples of using "Düşük" in a sentence and their japanese translations:

- Kan basıncım düşük.
- Tansiyonum düşük.

- 私は血圧が低いです。
- 血圧が低いんだ。

- Kan basıncım düşük.
- Düşük tansiyonum var.

- 低血圧なんです。
- 私は血圧が低いです。
- 血圧が低いんだ。

Ay gökyüzünde düşük.

月が空に低く出ている。

Satışlar şimdi düşük.

今は売り上げが落ちている。

Bu resim çok düşük çözünürlüğe sahip, kalitesi çok düşük.

この画像は解像度が低すぎて、画質がとても悪い。

Düşük kaliteli uyku olabilir.

睡眠時間が長いこと自体は 関係ないかもしれません

Çok düşük ücretle çalışır.

彼はわずかな金で働いている。

Nehrin seviyesi çok düşük.

川の水位が非常に低い。

Düşük maliyetle broşür hazırladık.

私たちはパンフレットを安く作った。

Bu ay satışlar düşük.

今月は売上が落ちた。

Sizin pilin gücü düşük.

バッテリー残量が少なくなっています。

Tom'un düşük tansiyonu var.

- トムは血圧が低い。
- トムは低血圧だ。

Tomun düşük tansiyonu var

トムは低血圧だ。

Olağandışı düşük ısılar bu yıl düşük kaliteli pirinç hasatından sorumlu tutulmaktadır.

異常低温が今年の米の不作の原因である。

Daha ulaşılabilir ve düşük maliyetli.

より低価格で入手可能になったこと

Tüm zamanların en düşük seviyesinde.

かつてなく低くなっています

Düşük ışıkta çekim yapan kameralarsa...

‎高感度カメラなら‎―

Düşük ısılar suyu buza çevirir.

気温が低いと水は氷になる。

Şirket çalışanlarını düşük maaşlarla sömürdü.

会社は従業員を低賃金で不当に利用した。

Yen dolar karşısında hâlâ düşük.

円安が進んでいるね。

Düşük maliyetli prefabrik evleri öneriyoruz.

安価な簡易住宅を提供します。

O, şarkıyı düşük sesle söyledi.

彼女はその歌をやさしく歌った。

O hep düşük maaşından yakınıyor.

- 彼は給料が低いとこぼしてばかりいる。
- 彼はいつも給料が安いとこぼしている。

Süt nispeten düşük ısıda tutulmalıdır.

牛乳は比較的低温で保存する必要がある。

Gürcistan'da en düşük maaş nedir?

グルジアの最低賃金はいくらですか?

Maaşımın düşük olduğundan şikâyet etti.

- 彼女は私の給料が安いとぶつぶつ言った。
- 彼女は私の給料が安いと文句を言った。

O düşük kan basıncından muzdarip.

彼女は、低血圧だ。

Gelmesi çok düşük bir ihtimal.

彼が一番やってきそうにない。

Geçen yıl bir düşük yaptım.

去年流産しました。

Ama düşük ışıkta görmeye ayarlı kameralar...

‎だが高感度カメラなら‎―

Onu daha düşük bir ısıda tutun.

それはもっと低温で保存しなさい。

Pale ale düşük-alkollü bir biradır.

ペールエールはアルコール含有量の少ないビールだ。

Bu ceketi düşük bir fiyata aldım.

私はこのコートを安く買った。

Onlar düşük ücretlerinden memnun olmadıklarını söylediler.

彼らは低賃金に不満を言った。

Onlar düşük ücretleri hakkında şikayet ettiler.

彼らは低賃金に不満を言った。

Bu palto kalitede benimkinden daha düşük.

このコートは品質の点で私のよりおとる。

O, benim düşük maaşımdan şikayetçi oldu.

彼女は私の給料が安いとぶつぶつ言った。

Memeliler arasındaki en düşük sindirim oranına sahipler.

哺乳類の中で消化スピードが 一番遅いんです

Ayrıca yaprakların ısı verme değeri çok düşük,

葉っぱは ほとんどカロリーがないので

Kadınlar erkeklerden daha düşük bir maaşla çalıştırılırlar.

- 女性は男性より安い給料で雇われている。
- 女性は男性よりも低い給料で雇われている。

Lütfen düşük ısıda fasulyeleri bir süre kaynatın.

とろ火で時間をかけて豆を炊いてください。

O her zaman benim düşük maaşımdan yakınıyor.

彼女はいつも私の安い給料の不満ばかり言っている。

Fiyat düşük ama kalitesi çok iyi değil.

- それは値段は安いが、その反面品質がよくない。
- 値段は安いですが、品質はあまりよくないです。

Bana daha düşük bir fiyatla veremez misin?

これ以上まけられませんか。

Görüntü kalitesi gerçekten kötü - çözünürlük çok düşük.

この画像、解像度が低すぎてすごく汚い。

Tom düşük-yağlı, yüksek-proteinli diyet yapıyor.

トムは、低脂肪・高タンパク質ダイエットをしています。

Onun maaşı ailesine bakamayacak kadar çok düşük.

- 彼は給料が安すぎて家族を養っていけない。
- 彼の給料は安すぎて一家を支えていけない。

New York City'den düşük gelirli insanların kefaletini ödüyoruz

私たちは ニューヨーク市に住む 低収入世帯の保釈金を払ってきました

Düşük ışığa duyarlı kameralar Mumbai sokaklarında kol gezen...

‎高感度カメラが ‎その姿をとらえた

Küçük arabalar, düşük yakıt tüketimi nedeniyle çok ekonomiktir.

小型車は低燃費で経済的だ。

Onun düşük maaşı onun ev satın almasını engeller.

- 彼の給料が安いために、彼はその家を買うことができない。
- 給料が安いため、彼はその家を買うことが出来ない。

Fiyat düşük ama ayrıca kalite çok iyi değil.

それは値段は安いが、その反面品質がよくない。

Ancak gripte ölüm oranı daha da düşük: %0.1.

インフルの死亡率はもっと低い、0.1%です。

O her zaman kocasının düşük maaşından şikayet ediyor.

彼女はいつも夫の安月給の不平を言います。

Biz düşük sesle konuştuk bu yüzden bebeği uyandırmadık.

- 私たちは、赤ちゃんが目覚めないように低い声で話しました。
- 赤ちゃんを起こさないように私たちは小声で話した。

Maaşı düşük olduğu için, o evi satın alamaz.

彼の給料が安いために、彼はその家を買うことができない。

Ben, bu elbiseyi düşük bir fiyata satın aldım.

私はこの服を安い値段で買った。

Ne kadar çok uyursanız, ölüm riskiniz o kadar düşük

睡眠時間が長ければ長いほど

HS: Dişiler çok daha düşük perdede. 400 hertz civarındalar.

(ヘイリー)メスの羽音は2匹とも ずっと低い音で 400ヘルツ前後でした

Ressam olarak amacım mümkün olan en düşük miktarı kullanmak.

私の芸術家としてのゴールは それをできるだけ少量にすることです

İthal arabalar için talep daha düşük fiyatlardan dolayı artıyor.

価格が下がったので輸入車への需要が伸びている。

Eğer fiyat biraz daha düşük olsaydı uçak biletlerini alırdık.

もう少し安ければその航空券を買っただろうに。

Onlar çocuklarla ilgili düşük ölüm oranını tıbbın ilerlemesine bağladı.

彼らは幼児の死亡率の低さは医学の進歩のゆえと考えた。

Onun maaşı düşük bu yüzden değişik işler yapmak zorunda.

彼は給料が少ないので、アルバイトをしなければならない。

O, düşük ücret ve uzun saatler yüzünden mesleğini bıraktı.

彼女は、低賃金と長時間労働が理由で、仕事をやめた。

Finansal kaynağı düşük olan okullar kalitesiz araç gereçle eğitim veriyor,

資金の少ない学校は その分 質の低い備品や時代遅れの設備で

Düşük kaliteli uykusu olan kişiler daha uzun süre uyumaya çalışırlar,

睡眠の質が低い人たちは より長い時間眠ろうとします

Kalp hastalığı, felç ve kanser açısından daha düşük risk taşıyor

ガンのリスクが非常に低いだけでなく

Gözlerinde bulunan aynaya benzer hücreler var olan düşük ışığı kuvvetlendiriyor.

‎鏡のような目の細胞が ‎わずかな光を増幅する

Su sıcaklığı hala düşük, bu nedenle yüzmeye gitmeyeceksiniz, tamam mı?

まだ水温低いから泳ぐつもりはないんよ?

Düşük ışıkta çekim yapabilen bir kamera bu donuk dünyayı bize gösteriyor.

‎高感度カメラが ‎氷の世界を映し出した

Bu düşük frekanslı ses ağaç örtüsünden sekip duvarların oluşturduğu seti aşıyor.

‎ゾウたちが使う低周波音は ‎木々を越えて遠くに届く

Düşük frekanslı gürlemelerle... ...ki bazısı o kadar düşüktür ki insanlar duyamaz...

‎ゾウは人間には聞こえない ‎低周波の音で交信する

Gecenin bir yarısı. Düşük ışığa duyarlı kameralar çarpıcı bir görüntü yakalıyor.

‎真夜中に高感度カメラが ‎驚くべき光景をとらえた

Onun maaşı düşük olsa bile, o, o şirket için çok çalışır.

彼女は安い給料にもかかわらずその会社で一生懸命働いている。

O kadar düşük sesle konuşuyorsun ki ne dediğini tam olarak duyamıyorum.

あなたはとても静かにお話しになるので、私にはおっしゃることがよく聞こえません。

Suchet, birliklerinin yetersiz tedarik edildiğini, disiplinsiz olduğunu ve morallerinin düşük olduğunu gördü.

スーシェは、彼の軍隊の供給が不十分で、規律が悪く、士気が低いことに気づきました。

Tüm yıl boyunca 15 dolardan daha düşük bir fiyata bu inanılmaz belgesel

コードEpicHistoryを使用してスマートTVにサインアップすると、この信じられないほどの

Onun bu akşam yediği akşam yemeğinin o akşam yemeğine göre kalitesi düşük.

彼が今夜食べた夕食はあの夕食よりも質が劣っていた。

Bira malt içeriğine göre vergilendirilir, bu yüzden düşük maltlı bira daha ucuzdur.

ビールは麦芽の含有量によって課税されるから、発泡酒の方が安いんだよ。

Ama düşük ışıkta çalışan kameralar farklı bir yaklaşımı olan bir türü ortaya çıkarıyor.

‎だが高感度カメラが ‎別のホタルの光をとらえた

Düşük ışıkta çekim yapabilen bir kamera bir anne kutup ayısı ile iki yavrusunu tespit ediyor.

‎ホッキョクグマの母子の姿を ‎高感度カメラがとらえた

- Japon tatlıları, Batı tatlılarından kalori olarak daha düşüktür.
- Japon tatlıları, Batı tatlılarından daha düşük kalorilidir.

和菓子は洋菓子よりカロリーが低い。

Bir alıcı piyasası malların bol olduğu, alıcıların çok çeşitli seçimlere sahip olduğu, ve fiyatların düşük olduğu bir piyasadır.

買い手市場とは、ものが豊富で、買い手は広い選択範囲を持ち、かつ価格が低い市場ということである。

Kan şekeri bozukluğu düşük seviyede olan kişiler onların duygularını bastırmak için güçten yoksun olmaları nedeniyle kolayca korkarlar ve öfkelenirler.

低血糖症の人は、感情を押さえる力がないので、すぐに怖がったり怒ったりする。