Translation of "Uyku" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Uyku" in a sentence and their japanese translations:

Uyku önemlidir.

睡眠は大切だよ。

Uyku grubu ve uyku yoksunu grubu.

睡眠グループと 睡眠不足グループです

uyku problemleri yaşıyoruz.

睡眠障害が起こります

Uyku sorunu yaşıyorum.

よく眠れません。

Uyku gibisi yoktur.

睡眠ほどよいものはない。

Düşük kaliteli uyku olabilir.

睡眠時間が長いこと自体は 関係ないかもしれません

Uyku yoksunu insanlarda ise

しかし 睡眠不足の人々では

Bunlara uyku makarası diyoruz.

睡眠紡錘波と呼ばれるものです

Uyku merkezimde bunu inceliyoruz,

うちの睡眠研究所には 睡眠導入剤を用いずに

Yeterli uyku almak zorundasın.

睡眠を十分にとってください。

Uyku sağlık için gereklidir.

睡眠は健康に欠くことができないものです。

Uyku ilaçtan daha iyidir.

睡眠は薬に勝る。

Çocuklar için uyku saati.

子供はもう寝る時間だ。

İyi bir uyku aldım.

- よく眠りました。
- よく眠れました。

Hâlâ uyku düzensizliği çekiyorum.

私はまだ時差ぼけに苦しんでいます。

Uyku kaliteniz ne kadar düşükse

睡眠の質が低ければ低いほど

Bu arada uyku hapı kullanmıyoruz.

進めている取り組みがあります

Yetersiz uyku nedeniyle çalışmayan genler

睡眠不足によって 活動が減った遺伝子は

İyi uyku için tavsiyeleriniz neler?"

よく眠る秘訣はないの?」と

Ben iyi bir uyku uyudum.

- 私は十分な睡眠をとった。
- よく眠れました。
- ぐっすり寝たよ。

Uyku, yaşamı korumak için gereklidir.

生きていくのにはどうしても眠ることが不可欠だ。

Uyku iyi sağlık için gereklidir.

睡眠は健康に必要だ。

Uyku iyi bir sağlık için gereklidir.

睡眠は健康に必要だ。

Birkaç saatlik uyku sana iyi gelecektir.

少し仮眠をとるといいですよ。

Pahalı yemekler uyku eksikliğini telafi edemez.

高い食事も睡眠不足の埋め合わせにはなりません。

Yorgun olduğunuzda, uyku en iyi şeydir.

疲れてるときは寝るのが一番だよ。

Ben sadece biraz daha uyku istiyorum.

ちょっと眠りたいんだよ。

Uyku yoksunluğu kalp krizi riskini artırır.

睡眠不足で、心筋梗塞リスクが上昇。

Ancak daha sonra gece derin uyku sırasında,

でも メモリ容量が限られているので

Bu derin uyku beyin dalgalarının kombine kalitesi

この深い眠りでの脳波の 組み合わせこそが

Ve şiddetle parçalanmış bir uyku yapısı görürüz.

ひどく分断化された睡眠構造で あることが分かりました

Uzun süre gözüne uyku girmedi, geleceğini düşündü.

- 長い間眠らずに横になって、彼女は将来のことを考えていた。
- 彼女は将来のことを考えながら、長い時間眠らずに横になっていた。

Benim uyku alışkanlıklarım olimpiyatlar nedeniyle altüst edildi.

オリンピックのせいで完全に昼夜逆転してる。

Deliksiz bir uyku beni daha iyi hissettirdi.

よく寝たので気分が良くなった。

uyku yoksunluğu denen bu şeyle uğraşmak zorunda kalmadı.

睡眠不足という課題に 直面する必要がなかったんです

Uyku eksikliği gizliden gizliye onun sağlığına zarar veriyordu.

睡眠不足が彼女の健康をむしばんでいた。

Bir hafta oldu fakat uyku düzensizliğinden hâlâ çekiyorum.

1週間経ったけど、ぼくはまだ時差ぼけに苦しんでいる。

Ben saat ona kadar iyi bir uyku uyudum.

僕は10時まで熟睡した。

Uyku ve iyi yemek iyi sağlık için gereklidir.

睡眠と栄養は健康に絶対不可欠である。

- Tom, çok uykulu gözüküyor.
- Tom'un gözlerinden uyku akıyor.

- トムすごい眠そう。
- トムはとても眠そうにしている。

Şimdi ihtiyacın olan şeyin biraz uyku olduğunu düşünüyorum.

今あなたに必要なのは、少し眠ることだと思う。

Uyku eksikliğimden dolayı bu gece erken yatmaya gidiyorum.

寝が足りないので、今日は早めに寝ます。

- Tom çok uykulu görünüyordu.
- Tom'un gözlerinden uyku akıyordu.

トムはとても眠そうだった。

Yani az uyku, bir erkeği bu önemli sağlık açısından

睡眠不足が続くと この健康上重要な点から見て

- Uyku zamanı.
- Yatma zamanı.
- Yatma vakti.
- Yatma vakti geldi.

寝る時間よ。

Uyku ölümden daha keyifli. En azından çok fark yok.

眠りは死よりも愉快である。少くとも容易には違いあるまい。

Soğuk algınlığın varsa, uyku eksikliği senin için çok kötüdür.

- かぜをひいているときは、睡眠不足は良くありません。
- 風邪を引いているなら、睡眠不足はよくないよ。

Şimdi güzel bir uyku çekelim ve araştırmamıza sabah devam edelim.

よく眠って 明日もそうさくを続けよう

- Dün gece gözlerime uyku girmedi.
- Dün gece gözümü bile kırpmadım.

私は昨晩一睡もしなかった。

İyi yiyecek ve yeterli uyku, iyi bir sağlık için kesinlikle gereklidir.

よい食べ物と十分な睡眠は健康にとって絶対に必要だ。

- Bir insanın gecede sadece iki saatlik bir uyku ile yaşayıp yaşayamayacağını merak ediyorum.
- Bir gecede sadece iki saatlik uykuyla bir insanın yaşayabilip yaşayamayacağını merak ediyorum.

一晩にたった2時間寝るだけで、人間は生きていけるのかしら。