Translation of "Elbise" in Polish

Güzel elbise.

- Ładny strój.
- Ładna sukienka.

Elbise yeşildir.

Ta suknia jest zielona.

Elbise dizlerime geliyor.

Sukienka sięga mi do kolan.

O bir elbise dikiyor.

Ona szyje sukienkę.

Bu elbise ne kadar?

Ile kosztuje ta suknia?

Neden bir elbise giymiyorsun?

Dlaczego nie założyłaś sukienki ?

Mary elbise tasarımı yapıyor.

Mary projektuje sukienki.

O kırmızı bir elbise giydi.

Miała na sobie czerwoną sukienkę.

O kırmızı elbise ona uydu.

Ta czerwona sukienka pasuje jej.

Mary sarı bir elbise giyiyor.

Mary ma na sobie żółtą sukienkę.

Mary beyaz bir elbise giydi.

Mary miała na sobie białą sukienkę.

Mary'nin üzerinde bir elbise vardı.

Mary miała na sobie sukienkę.

Neredeyse bütün insanlar elbise giyerler.

Prawie wszyscy ludzie noszą ubrania.

Elbise ince bir kumaştan yapılmıştır.

Sukienka jest wykonana z cienkiego materiału.

Elbise mavi kadife ile kaplıydı.

Suknia była pokryta błękitnym aksamitem.

Mary güzel bir kırmızı elbise giyiyor.

Mary jest ubrana w piękną czerwoną sukienkę.

Kızına yeni bir elbise satın aldı.

Kupił córce nową sukienkę.

Annem bana beyaz bir elbise yaptı.

Moja mama uszyła mi białą sukienkę.

Tom Mary'nin mavi elbise giymesini istedi.

Tom poprosił Mary, żeby włożyła niebieską sukienkę.

Tom hiç takım elbise giymez mi?

Tom nigdy nie nosi garnituru?

Yeni bir elbise dolabına ihtiyacım var.

Potrzebuję nowej szafy.

Bu elbise üzerimde iyi görünüyor mu?

Czy ta sukienka dobrze na mnie wygląda?

Bu elbise bana çok iyi uyuyor.

- Ta sukienka bardzo do mnie pasuje.
- Ta sukienka bardzo ładnie na mnie leży.
- Ta sukienka bardzo dobrze na mnie pasuje.

Bu elbise benim için çok büyük.

Ta sukienka jest na mnie za duża.

Emi kendine yeni bir elbise ısmarladı.

Emi zamówiła sobie nową sukienkę.

O elbise pahalı bir görünüme sahip.

Ten garnitur wygląda na naprawdę drogi.

O, bana güzel bir elbise yaptı.

Zrobiła mi ładną sukienkę.

Mary yeni bir elbise satın aldı.

Mary kupiła nową sukienkę.

Bu elbise benim için çok fazla büyük.

Ta sukienka jest dla mnie o wiele za duża.

Bu takım elbise benim için çok iyidir.

Ten garnitur jest za dobry jak dla mnie.

Ben, bir takım elbise giyerim ve kravat takarım.

Noszę garnitur i krawat.

Tom parti için kızına yeni bir elbise aldı.

Tom kupił swojej córce nową sukienkę na imprezę.

Ben bir takım elbise giyerim ama hiç kravat takmam.

Noszę garnitur, ale nie noszę krawata.

Sally yeni bir elbise satın aldı fakat henüz giymedi.

Sally kupiła nową sukienkę ale jeszcze jej nie nosiła.

Annem geçen pazar günü bana güzel bir elbise aldı.

Matka kupiła mi ładną sukienkę w ostatnią niedzielę.

Tom bir takım elbise giyiyordu ve bir evrak çantası taşıyordu.

Tom miał na sobie garnitur i niósł teczkę.

- Kırmızı elbise mavi elbiseden daha çok hoşuma gitti.
- Kırmızı elbiseyi mavi elbiseden daha çok beğendim.

Bardziej lubię czerwoną sukienkę, niż niebieską.