Translation of "Borç" in Japanese

0.012 sec.

Examples of using "Borç" in a sentence and their japanese translations:

%5 faizle borç aldık.

私達は5%の金利で借りた。

Ben borç para alırım.

私は、金を借ります。

Arkadaşlarımdan borç para aldım.

友達にお金を借りました。

- Borç para ver ki arkadaşını kaybedesin.
- Dostunu kaybetmek istiyorsan borç ver.

- 金を貸して友を失え。
- 金の貸借は友情の破綻。
- 金の貸し借り友誼の終わり。

Bir dolar borç verebilir misin?

1ドル貸してくれないか。

30 dolar borç alabilir miyim?

- 30ドル貸してもらえないかな?
- 30ドル借りてもいい?
- 30ドル貸してもらえない?

Borç para almak ilkelerime aykırıdır.

お金を借りる事は私の主義に反する。

Senden borç istemeye cesaretim yok.

いくら図々しくても借金は君に頼めない。

Bir arkadaştan biraz borç para aldım.

友達にお金を借りました。

O bana borç para vereceğini söyledi.

彼は私に金を貸してくれるといった。

Onun borç miktarı ödeyebileceğinden çok fazla.

彼の負債は支払い限度以上に達している。

Arkadaşlarından borç para almamanı tavsiye ederim.

友人から借金しないほうがよい。

Ona borç verecek kadar aptal değilim.

私は彼にお金を貸すほど馬鹿ではない。

Bana borç para verecek kadar kibardı.

彼は親切にも私に金を貸してくれた。

Ona faizsiz 500 dolar borç verdim.

私は彼女に無利子で500ドル貸した。

Bu borç çok ağır faiz taşıyacak.

この貸付金は高い利子をとられることになっている。

Araba almak için borç almak zorunda kaldım.

車を買うのにお金を借りなければならなかった。

Rica etsem bana biraz borç verebilir misin?

お願いがあるんですが。お金を貸していただけませんか。

Neden onun gibi birine borç para verdin?

- なぜあんな人にお金を貸したりしたの。
- なぜあんな人にお金を貸したの。

- Asla borç para vermemek prensibimdir.
- Asla borç para almamayı prensip edinirim.
- Asla ödünç para almamayı prensip edinirim.

- 私は絶対に金を借りない。
- 私は決して借金をしないことにしている。

Çin'den ve Dünya Bankası'ndan borç para almak için

だから 援助に依存したり

Eğer paraya ihtiyacın varsa, sana biraz borç vereceğim.

お金がいるなら貸してあげましょう。

Ona biraz borç para verdim, halen geri vermedi.

あの人にお金を貸したんだけど、まだ返してもらってない。

O, ona biraz borç para verme konusunda amcasına yaklaştı.

彼は金を借りようとおじに話をもちかけた。

Sana borç para vereceğim, ama aklında bulunsun, bu son kez.

その金は貸して上げるが、いいかい、これが最後だよ。

- Artık bir krediye ihtiyacım yok.
- Artık borç paraya ihtiyacım yok.

もはやローンは必要ではない。

O borç batağına saplanmıştı ve evini elden çıkarmak zorunda kaldı.

彼は借金で首が回らなくなり、家を手放さざるえなかった。

Bay Morita sermaye olarak borç para kullanarak bir işe başladı.

森田さんは借りた金を資金にして事業を始めた。

Ben sadece Tom'dan değil aynı zamanda eşinden de borç para aldım.

トムだけでなく奥さんからもお金を借りた。

O, proje üzerinde yaptığı kaybı finanse etmek için erkek kardeşinden borç aldı.

彼は、その事業での損失のやりくりをつけるため、兄弟から金を借りた。

- Banka şirkete bir milyon dolar kredi verdi.
- Banka şirkete bir milyon dolar borç verdi.

銀行は会社に100万ドル貸し付けた。

Edo sakinleri için yılın ilk palamudu borç para almak anlamına gelse bile alınması gereken bir şeydi.

江戸っ子にとって、初鰹は借金しても食べるべきものだった。