Translation of "İngiltere" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "İngiltere" in a sentence and their japanese translations:

İngiltere maçı kazanacak.

イングランドはその試合に勝つだろう。

İngiltere, yarışı kazanacak.

イングランドはそのレースに勝つだろう。

Ailem İngiltere kökenlidir.

私の家族はイギリス出身です。

- İngiltere şairleriyle gurur duyar.
- İngiltere şairleri ile iftihar etmektedir.

イギリス人は自国の詩人を誇りにしている。

Onun İngiltere hakkında söylediği doğrudur.

- 彼がイングランドについて言った事は本当です。
- 彼がイギリスについて言ったことは本当です。

İngiltere Danimarkalılar tarafından işgal edildi.

イングランドはデーン人の侵略をうけた。

Japonya ve İngiltere ada ülkeleridir.

- 日本とイギリスは島国である。
- 日本もイギリスも島国だ。

Bu, İngiltere hakkında bir kitaptır.

これは英国についての本です。

İngiltere birçok yönden Japonya'ya benzer.

イギリスでは多くの点で日本に似ている。

İngiltere'de doğdu, İngiltere İngilizcesi konuşuyor.

彼は英国生まれなので、イギリス英語を話す。

İngiltere her erkeğin görevini yapacağını umuyor.

英国は各人がその本分を尽くすことを期待する。

Yeni tünel İngiltere ve Fransa'yı bağlayacak.

その新しいトンネルは英国とフランスをつなぐでしょう。

İrlanda ve İngiltere deniz ile ayrılır.

アイルランドとイギリスは海によって隔てられている。

O, İngiltere tarihi ile iyi tanınmıştır.

彼は英国史に精通している。

Japonya İngiltere ile çok ticaret yapar.

日本はイギリスと多くの貿易をしている。

Prens Charles, bir sonraki İngiltere kralı olacak.

- チャールズ王子は次のイギリスの国王になるでしょう。
- チャールズ皇太子が次のイギリス国王となるでしょう。

, İngiltere ile yolsuzluğa ve yasadışı ticarete engel oldu.

、汚職と英国との違法取引を取り締まりました。

Napolyon'un planlanan İngiltere işgali için Saint Omer'de toplanan

、ナポレオンの計画されたイギリス侵攻のためにサントメールに集まった

Hangisi daha büyüktür, Japonya mı yoksa İngiltere mi?

日本とイギリスではどちらが大きいのですか。

İngiltere uzun zamandır ziyaret etmek istediğim bir ülkedir.

イギリスは、長い間私が訪問したいと思っていた国です。

Amerikan tarihindeki ilk göçmenler İngiltere ve Hollanda'dan geldiler.

アメリカ史の中で最初の移民は、英国とオランダからやってきた。

Abd savaş sırasında İngiltere ile olan ticareti durdurmayı denedi.

戦争中米国は英国との交易を中断しようとした。

- İngiltere demek; futbol, balık ve patates kızartması ve de kraliçe demektir.
- İngiltere; futbol, balık ve patates kızartması ve de kraliçe demektir.

英国と云えばサッカー、フィッシュアンドチップス、そして女王です。

İngiltere 'de doğmuş olmasına rağmen, o çok kötü İngilizce konuşuyor.

彼はイギリスで生まれたが、英語がとてもへたくそだ。

Mrs. Bruce İngiltere ile Japonya arasında uçan ilk kadın pilottu.

ブルース夫人は英日間を飛んだ最初の女性パイロットであった。

İngiltere ve Japonya'nın politik sistemlerinin ortak bir sürü şeyi var.

イギリスと日本とは、政治の仕組みにかなり共通点がある。

U gemileri eğer İngiltere, açlık ile karşı karşıya gelecek yakında yenilmezler.

Uボートを排除しない限り英国は飢餓に直面する

Japonya'nın nüfusu İngiltere ve Fransa'nın bir araya getirdiği nüfustan daha büyüktür.

日本の人口はイギリスとフランスを合わせたより多い。

İngiltere üzerindeki Norman zaferinin İngilizce dili üzerinde büyük bir etkisi vardı.

ノルマン人が英国を征服したことが英語に大きな影響を及ぼした。

Kuzeyde İskoçya, güneyde İngiltere, batıda Galler ve daha batıda da Kuzey İrlanda var.

北にはスコットランド、南にイングランド、西にウェールズ、そして、さらに西には北アイルランド。