Translation of "Duyar" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Duyar" in a sentence and their japanese translations:

O, kızıyla gurur duyar.

彼女は自分の娘を自慢にしている。

Onun köpeği ağır duyar.

彼の犬は耳が遠い。

O, çocuklarıyla gurur duyar.

彼女は自分の子供たちのことを誇りにしている。

O, babasına saygı duyar.

彼は父を尊敬している。

O gün boyunca İngilizce duyar.

彼女は一日中英語を耳にしています。

O sürüş becerisiyle gurur duyar.

彼女は自分の運転の腕前を誇りにしている。

O dakik olmaktan gurur duyar.

彼は時間を厳守する事を自慢している。

O, oğlu ile gurur duyar.

- 彼は息子を自慢にしている。
- 彼は息子を誇りに思っている。
- 彼は自分の息子を自慢に思っている。

Tüm ekip, çalışmalarıyla gurur duyar.

全員が仕事に誇りを持っています。

O, oğullarının başarısıyla gurur duyar.

彼女は息子たちの成功を誇りにしている。

- Haberi duyar duymaz, o gözyaşlarına boğuldu.
- O, haberi duyar duymaz gözyaşlarına boğuldu.

- 彼女はその知らせを聞いたとたん、突然泣き出した。
- そのニュースを聞くとすぐに彼女は涙を流して泣き出した。
- その知らせを聞いた途端、彼女はわっと泣き出した。

Kazayı duyar duymaz evden dışarı fırladı.

衝突の音を聞くやいなや、彼は家から走り出した。

Mike babasının zengin olmasıyla gurur duyar.

マイクは父親が金持ちなのを誇りに思っている。

Polis silah ateşini duyar duymaz geldi.

ピストルの発砲の音を聞いてすぐに警察がやってきた。

O, haberi duyar duymaz benzi attı.

その知らせを聞いたとたんに彼女は青くなった。

O haberi duyar duymaz ağlamaya başladı.

そのニュースを聞くとすぐに彼女は涙を流して泣き出した。

O, onu duyar duymaz buraya geldi.

- 彼女はそれを聞くや否やすぐここへ来た。
- 彼女はそれを聞いてすぐにここへ来た。

O haberi duyar duymaz gözyaşlarına boğuldu.

彼女はその知らせを聞いたとたん、突然泣き出した。

Paris'te eğitim görmüş olmakla gurur duyar.

彼はパリで教育を受けたことを自慢している。

O, haberi duyar duymaz ağlamaya başladı.

彼は知らせを聞くとすぐに泣き出した。

Adımları duyar duymaz onun kim olduğunu biliyordum.

足音を聞いた瞬間、私はそれがだれだかわかった。

Her çeşit sosyalleşme bir yalana gereksinim duyar.

あらゆる社交はおのずから虚偽を必要とするものである。

Yemek pişirme yeteneğiyle ilgili kendisiyle gurur duyar.

彼女は料理の腕を自負している。

- Herkes Henry'ye saygı duyar.
- Herkes Henry'ye hürmet eder.

みんながヘンリーを尊敬している。

Yaşlı insanlar, uğruna yaşayacak bir şeye ihtiyaç duyar.

お年寄りには生きがいが必要だ。

O, zilin çaldığını duyar duymaz telefona cevap verdi.

ベルが鳴るのを聞くとすぐに彼女は電話にでた。

O, zil çaldığını duyar duymaz telefona cevap verdi.

ベルが鳴るのを聞くとすぐに彼女は電話にでた。

Tüm sağlıklı ekosistemler çok sayıda farklı türe ihtiyaç duyar.

健全な生態系には さまざまな種が必要で―

Köpek sahibinin sesini duyar duymaz, bir ok gibi fırladı.

犬は主人の声を聞くやいなや弾丸のように飛んでいった。

- İngiltere şairleriyle gurur duyar.
- İngiltere şairleri ile iftihar etmektedir.

イギリス人は自国の詩人を誇りにしている。

Büyümek ve karmaşık hale gelmek için yaşam oksijene ihtiyaç duyar.

生物が大きく複雑になるには 酸素が必要なのです

- Köydeki herkes ona hayranlık besler.
- Köydeki herkes ona saygı duyar.

村の人はみな彼のことを尊敬している。

Daha sağlıklı myelin oluşturmak için beyniniz fazla B vitaminine ihtiyaç duyar.

より健康でしっかりしたミエリンを作るために あなたの脳は多くのビタミンB群を必要とします

- Fabrika işçilerinin aileleri okul, hastane ve mağazalara ihtiyaç duyar; böylece bu hizmetleri sağlayacak daha fazla insan yaşamak için bu bölgeye gelir ve de bir şehir oluşur.
- Fabrika işçilerinin ailelerinin okullara, hastanelere ve mağazalara ihtiyaçları vardır, bu yüzden bu hizmetleri sağlamak için daha fazla insan bölgede yaşamak için gelir. Böylece bir şehir gelişir.

工場労働者の家族には学校、病院、店などが必要なので、こうした必要を満たすためにさらに多くの人々がやってくる。かくして、都市が出来てくるのである。