Translation of "Yaparlar" in Italian

0.003 sec.

Examples of using "Yaparlar" in a sentence and their italian translations:

- İstediklerini yaparlar.
- İstedikleri şeyi yaparlar.

- Fanno quello che vogliono.
- Fanno ciò che vogliono.

Onu nasıl yaparlar?

Come fanno a farlo?

Onu her hafta yaparlar.

- Lo fanno ogni settimana.
- Loro lo fanno ogni settimana.
- La fanno ogni settimana.
- Loro la fanno ogni settimana.

- Onlar kayar.
- Kayak yaparlar.

- Sciano.
- Loro sciano.

Arkadaşlar şeyleri birlikte yaparlar.

Gli amici fanno cose insieme.

Çocuklar aptalca şeyler yaparlar.

I ragazzini fanno delle cose stupide.

Ciddi insanlar bu işi yaparlar,

È un lavoro fatto da gente vera,

Martılar koloniler halinde yuva yaparlar.

I gabbiani fanno il nido in colonie.

Bazı Asyalı erkekler makyaj yaparlar.

Alcuni uomini asiatici si truccano.

- Onlar eşya çalar.
- Hırsızlık yaparlar.

- Rubano della roba.
- Loro rubano della roba.

Onlar her şeyi birlikte yaparlar.

Fanno tutto assieme.

Onlar Tom'a iyi ödeme yaparlar.

- Pagano bene Tom.
- Loro pagano bene Tom.

Ya aynı şeyi daha fazla yaparlar ya da aynı şeyi daha az yaparlar.

continuano a fare le stesse cose in misura maggiore o minore.

Tam senin gözlerinin önünde sandviç yaparlar.

- Ti fanno il panino proprio sotto gli occhi.
- Loro ti fanno il panino proprio sotto gli occhi.
- Ti fanno il sandwich proprio sotto gli occhi.
- Loro ti fanno il sandwich proprio sotto gli occhi.

Genç insanlar sık sık hatalar yaparlar.

I giovani commettono spesso degli errori.

İnsanlar yorgun olduklarında aptalca şeyler yaparlar.

- La gente fa delle cose stupide quando è stanca.
- La gente fa delle cose stupide quand'è stanca.

Çocuklar bir sürü aptalca şeyler yaparlar.

I bambini fanno molte cose stupide.

Çocuklar sık sık aptalca şeyler yaparlar.

I bambini fanno spesso delle cose stupide.

Arılar tam olarak nasıl bal yaparlar?

Come fanno esattamente le api a fare il miele?

Bazen insanlar tekrar tekrar aynı hatayı yaparlar.

Qualche volta le persone commettono ancora e ancora gli stessi errori.

Tom ve Mary evde organik gübre yaparlar.

Tom e Mary fanno il compost a casa.

Buralarda insanlar genellikle işten sonra ne yaparlar?

Cosa fa qui di solito la gente dopo il lavoro?

Tom ve Mary birlikte birçok şey yaparlar.

- Tom e Mary fanno molte cose assieme.
- Tom e Mary fanno molte cose insieme.

Sonra onlar da bu reklamları izlemeyi sevdiğiniz şeylerin önüne koymak için ödeme yaparlar.

In seguito, pagheranno per far comparire quegli annunci nei video che a voi piace guardare

- Sarhoş insanlar sık sık aptalca şeyler yapar.
- Sarhoş insanlar sık sık aptalca şeyler yaparlar.

- Le persone ubriache fanno spesso delle cose stupide.
- La gente ubriaca fa spesso delle cose stupide.

- Ana dilini konuşanlar bazen hatalar yaparlar fakat genellikle ana dilini konuşmayanların yaptıkları hatalarla aynı türden değildir.
- Ana dilini konuşanlar bazen hata yapar fakat genellikle ana dilini konuşmayanların yaptıkları hatalarla aynı türden değil.

I madrelingua a volte fanno errori, ma di solito non lo stesso tipo di errore che fanno i non-madrelingua.