Translation of "Leyla'nın" in Italian

0.003 sec.

Examples of using "Leyla'nın" in a sentence and their italian translations:

Leyla'nın hayatı kırılgandı.

La vita di Layla era fragile.

Leyla'nın ofisi arandı.

- Ha chiamato l'ufficio di Layla.
- Chiamò l'ufficio di Layla.

Leyla'nın arkadaşları yoktu.

- Layla non aveva amici.
- Layla non aveva amiche.

Sami, Leyla'nın hayatıydı.

Sami era la vita di Layla.

- Sami, Leyla'nın çağrısını bekledi.
- Sami, Leyla'nın aramasını bekledi.

- Sami ha aspettato la chiamata di Layla.
- Sami aspettò la chiamata di Layla.

- Sami, Leyla'nın sesini duydu.
- Sami, Leyla'nın sesini işitti.

- Sami ha sentito la voce di Layla.
- Sami sentì la voce di Layla.

- Sami, Leyla'nın hayatını mahvetti.
- Sami, Leyla'nın yaşamını mahvetti.

- Sami ha rovinato la vita di Layla.
- Sami rovinò la vita di Layla.

- Fadıl, Leyla'nın dördüncü kocasıydı.
- Fadıl, Leyla'nın dört numaralı kocasıydı.

Fadil era il marito numero quattro di Layla.

Fadıl, Leyla'nın telefonunu kullandı.

- Fadil ha usato il telefono di Layla.
- Fadil usò il telefono di Layla.
- Fadil ha utilizzato il telefono di Layla.
- Fadil utilizzò il telefono di Layla.

Fadıl, Leyla'nın altıncı kocası.

Fadil è il sesto marito di Layla.

Fadıl, Leyla'nın günlüğünden okuyordu.

Fadil stava leggendo dal diario di Layla.

Sami, Leyla'nın kayığını çaldı.

- Sami ha rubato la barca di Layla.
- Sami rubò la barca di Layla.

Sami, Leyla'nın kapısını çaldı.

- Sami ha bussato alla porta di Layla.
- Sami bussò alla porta di Layla.

Sami, Leyla'nın arabasını çaldı.

- Sami ha rubato la macchina di Layla.
- Sami rubò la macchina di Layla.
- Sami ha rubato l'auto di Layla.
- Sami rubò l'auto di Layla.
- Sami ha rubato l'automobile di Layla.
- Sami rubò l'automobile di Layla.

Sami, Leyla'nın cinayetini planladı.

- Sami ha pianificato l'omicidio di Layla.
- Sami pianificò l'omicidio di Layla.

Sami, Leyla'nın cinayetine karıştı.

Sami era coinvolto nell'omicidio di Layla.

Sami, Leyla'nın hayatını mahvetti.

- Sami ha distrutto la vita di Layla.
- Sami distrusse la vita di Layla.

Sami, Leyla'nın filmlerinden birindeydi.

Sami era in uno dei film di Layla.

Sami, Leyla'nın annesiyle konuştu.

- Sami ha parlato con la madre di Layla.
- Sami parlò con la madre di Layla.

Sami Leyla'nın ilk aşkı.

Sami è il primo amore di Layla.

- Sami, Leyla'nın videosunu hiç görmedi.
- Sami, Leyla'nın videosunu hiç izlemedi.

- Sami non ha mai visto il video di Layla.
- Sami non vide mai il video di Layla.

Fadıl, Leyla'nın hayatını tehlikeye attı.

- Fadil ha messo in pericolo la vita di Layla.
- Fadil mise in pericolo la vita di Layla.

Fadıl, Leyla'nın kredi kartını kullandı.

- Fadil ha usato la carta di credito di Layla.
- Fadil ha utilizzato la carta di credito di Layla.
- Fadil usò la carta di credito di Layla.
- Fadil utilizzò la carta di credito di Layla.

Fadıl, Leyla'nın kaçışını finanse etti.

- Fadil ha finanziato la fuga di Layla.
- Fadil finanziò la fuga di Layla.

Fadıl, Leyla'nın hayatına tekrar girdi.

- Fadil è rientrato nella vita di Layla.
- Fadil rientrò nella vita di Layla.

Fadıl, Leyla'nın yemeğine zehir koydu.

- Fadil ha avvelenato il cibo di Layla.
- Fadil avvelenò il cibo di Layla.

Sami, Leyla'nın gitmesine izin verdi.

- Sami ha lasciato andare Layla.
- Sami lasciò andare Layla.

Sami, Leyla'nın sarhoş olduğunu biliyordu.

Sami sapeva che Layla era un'alcolizzata.

Leyla'nın gerçeği söylüyor olduğunu biliyordum.

Sapevo che Layla stava dicendo la verità.

Sami, Leyla'nın eski Arapça öğretmeniydi.

Sami era l'ex insegnante d'arabo di Layla.

Sami, Leyla'nın kredi kartını kullandı.

- Sami ha usato la carta di credito di Layla.
- Sami ha utilizzato la carta di credito di Layla.
- Sami usò la carta di credito di Layla.
- Sami utilizzò la carta di credito di Layla.

Leyla'nın ilk buluşması bir kabustu.

- Il primo appuntamento di Layla è stato un incubo.
- Il primo appuntamento di Layla fu un incubo.

Leyla'nın gerçek adı Salima Bakir'dir.

Il vero nome di Layla è Salima Bakir.

Sami Leyla'nın oturduğu sokakta oturuyordu.

- Sami viveva nella stessa via di Layla.
- Sami abitava nella stessa via di Layla.

Sami, Leyla'nın gitmesine izin vermeyecek.

Sami non lascerà andare Layla.

Sami, Leyla'nın en kötü düşmanıydı.

- Sami era il peggiore nemico di Layla.
- Sami era il peggior nemico di Layla.

Sami, Leyla'nın odasını kontrol etti.

- Sami ha controllato la stanza di Layla.
- Sami controllò la stanza di Layla.

Sami, Leyla'nın her hareketini izledi.

- Sami ha osservato ogni mossa di Layla.
- Sami osservò ogni mossa di Layla.

Sami, Leyla'nın nerede olduğunu bilmiyordu.

Sami non sapeva dove fosse Layla.

Leyla'nın çok hoş bir evi vardı.

- Layla aveva una casa molto bella.
- Layla aveva una casa molto carina.

Sami, Leyla'nın doğum gününü asla kaçırmazdı.

Sami non si perderebbe mai il compleanno di Layla.

Sami, Leyla'nın kredi kartıyla ödeme yaptı.

Sami ha pagato con la carta di credito di Layla.

Sami, Leyla'nın Facebook hesabına erişime sahipti.

Sami aveva accesso all'account di Facebook di Layla.

Sami, Leyla'nın telefonunun açık olduğunu biliyor.

Sami sa che il telefono di Layla è acceso.

Fadıl, Leyla'nın hala hayatta olduğunu fark etti.

- Fadil ha realizzato che Layla era ancora viva.
- Fadil realizzò che Layla era ancora viva.

Sami'nin Leyla'nın kemoterapisi için paraya ihtiyacı vardı.

Sami aveva bisogno di soldi per la chemioterapia di Layla.