Translation of "Yürüyor" in English

0.015 sec.

Examples of using "Yürüyor" in a sentence and their english translations:

Yürüyor.

She walks.

O yürüyor.

She is walking.

Tom yürüyor.

Tom is walking.

Kadınlar yürüyor.

The women are marching.

Sami yürüyor.

Sami is walking.

O kasılarak yürüyor.

- He's swaggering.
- He is swaggering.

Tom koridorda yürüyor.

Tom is walking down the hall.

Tom ormanda yürüyor.

Tom is walking through the woods.

İşler böyle yürüyor.

That's just how things are.

O şimdi yürüyor.

He is walking now.

O, yavaşça yürüyor.

He walks slowly.

O yavaş yürüyor.

She walks at a slow pace.

Koltuk değnekleriyle yürüyor.

He walks on crutches.

O işe yürüyor.

She walks to work.

Tom güneye yürüyor.

Tom is walking south.

Tom zaten yürüyor.

Tom is walking already.

O, parkta yürüyor.

He walks in the park.

Tom çoktan yürüyor.

Tom is already walking.

Mahallesinden okula kilometrelerce yürüyor.

She walks kilometers in the slums to her school.

Köpek masanın etrafında yürüyor.

The dog is walking around the table.

O çok yavaş yürüyor.

He is walking very slowly.

O, istasyona doğru yürüyor.

He is walking towards the station.

Tom koridordan aşağı yürüyor.

Tom is walking down the corridor.

Tom dışarıda köpekle yürüyor.

Tom is out walking the dog.

Tom Mary'nin arkasında yürüyor.

Tom is walking behind Mary.

Tom kaldırımdan aşağıya yürüyor.

Tom is walking down the sidewalk.

O kız yavaş yürüyor.

That girl is walking slowly.

Tom şimdi aksayarak yürüyor.

Tom is limping now.

Tom geriye doğru yürüyor.

Tom is walking backwards.

Tom normal olarak yürüyor.

Tom is walking normally.

John istasyon istikametinde yürüyor.

John is walking in the direction of the station.

El ele yürüyor musunuz?

Do you walk hand in hand?

Çift el ele yürüyor.

The couple is walking hand in hand.

Tom otoparka doğru yürüyor.

Tom is walking across the parking lot.

Tom yavaş yavaş yürüyor.

Tom is walking slowly.

Sami bize doğru yürüyor.

Sami is walking towards us.

Babam yine de yürüyor.

My father does walk.

O yürüyor, ben de yürüyorum.

He walks, I walk.

Lisa elmas arazisinde yürüyor olsa

If Lise was to walk over acres of diamonds

Onlar ne kadar süredir yürüyor?

How long have they been walking?

Tom kaldırımdan yukarı doğru yürüyor.

Tom is walking up the sidewalk.

Tom sokakta yavaş yavaş yürüyor.

Tom is walking down the street slowly.

İnsan dar bir yolda yürüyor.

The man is hiking on a narrow path.

Tom bir zombi gibi yürüyor.

Tom walks like a zombie.

Tom garip bir biçimde yürüyor.

Tom walks in a strange way.

O adam güvercin-parmaklı yürüyor.

That guy is walking pigeon-toed.

- Babam yürüyüş yapar.
- Babam yürüyor.

My father walks.

Bir kadın bize doğru yürüyor.

A woman is walking towards us.

Tom her gün okula yürüyor.

Tom walks to school every day.

Tom günde 10.000 adım yürüyor.

Tom walks 10,000 steps per day.

- Eve yürüyor musun?
- Eve gidiyor musun?

Are you walking home?

- Çok yavaş yürüyor.
- Yürümesi çok yavaş.

He walks very slowly.

Yani yan tarafına baktığınızda yürüyor gibi görünürken

So, it looks like he's walking if you are on one side,

- O, yavaşça yürüyor.
- Ağır yürür.
- Yavaş yürür.

He walks slowly.

Bakın, çocuklar suyun içinde çıplak ayakla yürüyor.

Look, the boys are walking barefoot in the water.

Tom günde yaklaşık on beş mil yürüyor.

Tom walks about fifteen miles a day.

Tom ve Mary eve yürüyor olacaklarını söyledi.

Tom and Mary said they would be walking home.

Kulak ve kollarındaki yaraların yanı sıra topallayarak yürüyor,

As well as scarring to her ears and arms, she walks with a limp,

- Orada işler öyle yürüyor.
- Orada o şekilde yapıyorlar.

That's the way they do things there.

O, haftanın her günü bir saatten daha fazla yürüyor.

She walks for more than an hour every day of the week.

Bir süre sonra, yolda yürüyor gibi görünmediğimizi fark ettim.

After a while, I noticed that we didn't seem to be walking on the path anymore.

Yürüyor dedik mesafe kat ediyor dedik binek hayvanı nereden çıktı?

We said walking, walking distance, where did we go?

- Tom günde üç mil yürüyor.
- Tom günde üç mil yürür.

Tom walks three miles a day.

2. sorun ise piyasadaki düzenlemeler o kadar karışık ki zorla yürüyor.

2- The regulations in the market as so complex that it is almost unable to function.

- Tom sana asılıyor bence.
- Tom sana yürüyor bence.
- Tom sana yazıyor bence.

- I think Tom is hitting on you.
- I think Tom is coming on to you.
- I think Tom is putting the moves on you.

Öncesinde gevşek bir formasyonda yürüyor olmanın etkisiyle, Flaminius'un ordusu tamamen savunmasız yakalanmış oluyor.

Having previously marched in a very loose formation, Flaminius' army is caught completely by surprise.