Translation of "Ayağa" in Italian

0.005 sec.

Examples of using "Ayağa" in a sentence and their italian translations:

- O, ayağa kalktı.
- Ayağa kalktı.

- Si è alzato in piedi.
- Lui si è alzato in piedi.
- Si alzò.
- Lui si alzò.

Ayağa kalk!

Rivestiti!

Ayağa kalkamam.

- Non riesco a stare in piedi.
- Io non riesco a stare in piedi.
- Non posso stare in piedi.
- Io non posso stare in piedi.

Ayağa kalkalım.

Alziamoci.

Ayağa kalkmayın.

- Non alzarti.
- Non alzatevi.
- Non si alzi.

Adam ayağa kalktı.

- L'uomo si è alzato in piedi.
- L'uomo si alzò in piedi.

Ayağa kalk, lütfen.

Alzati, per favore.

Sen ayağa kalkmalıydın.

- Ti saresti dovuto alzare in piedi.
- Ti saresti dovuta alzare in piedi.
- Vi sareste dovuti alzare in piedi.
- Vi sareste dovute alzare in piedi.
- Si sarebbe dovuto alzare in piedi.
- Si sarebbe dovuta alzare in piedi.

Ayağa kalkın çocuklar!

Ragazzi in piedi!

Ayağa kalkmamızın zamanı geldi.

È arrivata l'ora di alzarci.

Seninle konuşurken ayağa kalk!

Alzati in piedi quando parlo con te!

Konuşmak için ayağa kalkmalısınız.

- Dovresti alzarti in piedi a parlare.
- Dovreste alzarvi in piedi a parlare.
- Dovrebbe alzarsi in piedi a parlare.
- Ti dovresti alzare in piedi a parlare.
- Vi dovreste alzare in piedi a parlare.
- Si dovrebbe alzare in piedi a parlare.

John Mary'yi ayağa kaldırdı.

- John ha fatto alzare in piedi Maria.
- John fece alzare in piedi Maria.

Adınız çağrıldığında ayağa kalkın.

Alzati quando viene chiamato il tuo nome.

Tom ayağa kalkmaya çalıştı.

- Tom ha provato ad alzarsi in piedi.
- Tom provò ad alzarsi in piedi.

Onu görünce ayağa kalktı.

Vedendo ciò, si alzò in piedi.

Tom tekrar ayağa kalktı.

Tom si alzò di nuovo.

Tom çabucak ayağa kalktı.

- Tom si alzò rapidamente.
- Tom si è alzato rapidamente.

Hepimiz aynı anda ayağa kalktık.

Ci alzammo tutti in piedi immediatamente.

Öğrencilerin hepsi birlikte ayağa kalktı.

Tutti gli studenti si alzarono insieme.

Öğretmenleri girdiğinde öğrenciler ayağa kalkar.

- Gli studenti si alzano in piedi quando entra il loro insegnante.
- Gli studenti si alzano in piedi quando entra il loro professore.

Ayaklarım uyuştu ve ayağa kalkamadım.

- Mi si sono addormentati i piedi e non riuscivo a stare in piedi.
- Mi si addormentarono i piedi e non riuscivo a stare in piedi.

Tom'u selamlamak için ayağa kalktılar.

Si alzarono in piedi per salutare Tom.

- Tom kalkamaz.
- Tom ayağa kalkamıyor.

Tom non riesce ad alzarsi.

Ayağa kalk ve başla selamla.

Alzati e inchinati.

Nöbetçi "ayağa kalk" diye bağırdı.

"In piedi", urlò la guardia.

Köpek baştan ayağa çamur kaplıydı.

- Il cane era coperto di fango dalla testa ai piedi.
- Il cane era ricoperto di fango dalla testa ai piedi.

Ayağa kalktım ve tekrar savaşa katıldım,

Quindi, mi sono rimesso in piedi e mi sono unito alla lotta,

Bizim ortalığı ayağa kaldırmaya ihtiyacımız var.

Dobbiamo dargli più spinta, più slancio,

Ayağa kalktı ve bir yanlış yaptığını,

si fece avanti e annunciò d'aver commesso un errore

O, odaya girdiğinde o ayağa kalktı.

Quando lei entrò nella stanza, lui si alzò in piedi.

Aniden, genç bir kadın ayağa kalktı.

All'improvviso, una giovane donna si alzò in piedi.

Ayağa kalk ve kendini tanıt lütfen.

- Alzati in piedi e presentati, per favore.
- Alzati in piedi e presentati, per piacere.
- Si alzi in piedi e si presenti, per favore.
- Si alzi in piedi e si presenti, per piacere.

Ne zaman ayağa kalksam başım dönüyor.

Mi gira la testa ogni volta che mi alzo.

En azından bunun için ayağa kalktım.

- Io almeno ci ho messo la faccia.
- Almeno io ci ho messo la faccia.

Ama en azından ayağa kalkıp ilerlemeye çalışıyorsanız

ma se riusciamo anche solo a rialzarci in piedi e a provare ad andare avanti,

İnsanlar ayağa kalktı ve şarkı söylemeye başladı.

Le persone si alzarono e cominciarono a cantare.

Amy ayağa kalkmak için çaba sarf etti.

Amy fece uno sforzo per alzarsi.

Tom ayağa fırladı ve kapıya doğru koştu.

Tom balzò in piedi e corse verso la porta.

Acı içinde ayağa kalktı ve kabinlerden birine girdi.

si alzò faticosamente in piedi e vi si avviò.

Bu mavi kalp içinde ayağa kalkabileceğin bir ev.

Questo cuore azzurro è una casa dove puoi stare in piedi.

O, ayağa kalkmam için eli ile işaret etti.

Mi fece cenno di alzarmi in piedi.

Ayağa nasıl kalktık ve savaşmaya ne kadar istekliydik diye.

Di come ci siamo fatti sentire e con quanto impegno abbiamo lottato.

- Lütfen oturun.
- Lütfen oturmuş biçimde kalın.
- Lütfen oturmaya devam edin.
- Lütfen ayağa kalkmayın.

Per favore, restate seduti.