Translation of "ışığa" in Italian

0.006 sec.

Examples of using "ışığa" in a sentence and their italian translations:

Böcekler ışığa gelir.

Gli insetti sono attratti dalla luce.

ışığa bir şey tutabilirim.

per il tempo che mi è concesso.

Biraz ışığa ihtiyacım var.

Mi serve un po' di luce.

Karanlıktan çıkarak ışığa çıktı.

Uscì dall'oscurità nella luce.

- Kedilerin gözleri ışığa karşı çok duyarlıdır.
- Kedilerin gözleri ışığa çok duyarlıdır.

Gli occhi dei gatti sono molto sensibili alla luce.

Atmosfere çarptıklarında enerjileri ışığa dönüşür.

Quando colpiscono l'atmosfera, la loro energia si trasforma in luce.

Carol gözleri açık olarak ışığa bakabildi.

Carol è riuscita a sostenere la luce ad occhi aperti.

Bunun nedeni, ağacın ışığa, güneşe yönelmesi

È perché l'albero si tende a cercare la luce, il sole

ışığa gelmesini ummak olduğunu mu düşünüyorsunuz?

e sperare che gli insetti volino dentro verso la luce,

Yunusların gözleri mavi ışığa aşırı hassastır.

I loro occhi sono altamente sensibili alla luce blu.

Kara delik içinde ışığa ne olur?

Che cosa succede alla luce all'interno di un buco nero?

Eğer algin bu ışığa duyarlı kısmını klonlarsak

Se cloniamo questa parte della cellula sensibile alla luce,

Böceklerin ışığa gelmesini ummak olduğunu düşünüyorsunuz demek?

e sperare che gli insetti volino verso la luce,

Ama avını görmek için ışığa ihtiyacı var.

Ma ha bisogno di luce per vedere la preda.

En ufak ışığa karşı bile hassas gözleri...

Gli occhi, sensibili anche alla luce più fioca,

Bütün bitkilerin suya ve ışığa ihtiyacı vardır.

- Tutte le piante hanno bisogno d'acqua e di luce.
- Tutte le piante hanno bisogno di acqua e luce.

Bütün bitkiler suya ve ışığa ihtiyaç duyarlar.

Ogni pianta ha bisogno di acqua e luce.

Düşük ışığa duyarlı kameralar Mumbai sokaklarında kol gezen...

Intensificatori di luce rivelano i potenti predatori...

Mary ışığa karşı duyarlı olduğundan güneş gözlüğü takıyor.

- Mary è sensibile alla luce, quindi indossa degli occhiali da sole.
- Mary è sensibile alla luce, per cui indossa degli occhiali da sole.
- Mary è sensibile alla luce, quindi indossa gli occhiali da sole.
- Mary è sensibile alla luce, per cui indossa gli occhiali da sole.

Gözlerindeki, ışığa duyarlı hücrelerden oluşan yatay hatla ufku tararlar.

Hanno una fascia orizzontale di cellule fotosensibili, con cui scrutano l'orizzonte.

Gecenin bir yarısı. Düşük ışığa duyarlı kameralar çarpıcı bir görüntü yakalıyor.

Nel cuore della notte, gli intensificatori di luce rivelano una sorpresa:

Ve onu bu şeffaf şişenin içine koyabilirim. Tüm böcekler ışığa doğru uçacaktır.

e metterla nella bottiglia trasparente. Tutti gli insetti voleranno verso la luce.

Karanlığın hâkim olduğu saatlerde gidiş dönüş yapmak mümkün değil. Cesaret toplayıp ışığa göğüs germeliler.

Non è possibile volare avanti e indietro nel corso di una sola notte. Devono sfidare la luce...