Translation of "Salladı" in German

0.008 sec.

Examples of using "Salladı" in a sentence and their german translations:

Başını salladı.

Er schüttelte den Kopf.

- Tom el salladı.
- Tom elini salladı.

Tom winkte.

Deprem evleri salladı.

Das Erdbeben erschütterte die Häuser.

Köpek kuyruğunu salladı.

Der Hund wedelte mit dem Schwanz.

Tom başını salladı.

Tom nickte.

Tom bayrağı salladı.

Tom schwenkte die Fahne.

Tom el salladı.

Tom winkte.

Melanie elini salladı.

Melanie winkte.

O, başını salladı.

Sie schüttelte den Kopf.

Oyuncu raketi topa salladı.

Der Spieler schwang den Schläger in Richtung auf den Ball.

O, bize elini salladı.

Sie winkte uns zu.

O, ona el salladı.

- Er hat ihr zugewinkt.
- Er winkte ihr zu.

Tom bana başını salladı.

Tom nickte mir zu.

Tom Mary'ye el salladı.

Tom winkte Maria zu.

Tom yine başını salladı.

- Tom nickte wieder.
- Tom hat nochmals genickt.

Tom hızla başını salladı.

Tom nickte schnell.

Tom isteksizce başını salladı.

Tom nickte widerwillig.

Tom sessizce başını salladı.

Tom nickte schweigend.

Tom yavaşça başını salladı.

Tom nickte langsam.

O, bana başını salladı.

Er nickte mir zu.

İç çekip başını salladı.

Er seufzte und schüttelte seinen Kopf.

Bob gördüğü herkese el salladı.

Bob winkte jedem zu, den er sah.

O, geçerken bana başını salladı.

Er nickte mir im Vorbeigehen zu.

Sorumu yanıtlamak için başını salladı.

Er beantwortete meine Frage mit einem Nicken.

O, başını yukarı aşağı salladı.

Er schüttelte seinen Kopf auf und ab.

Tom Mary'ye arkasından el salladı.

Tom winkte Mary zum Abschied.

Tom arkadaşının arkasından el salladı.

Tom winkte seinem Freund zum Abschied.

Beni görünce, köpek kuyruğunu salladı.

Als er mich erblickte, wedelte der Hund mit dem Schwanz.

Tom onaylamak için başını salladı.

Tom nickte zustimmend.

Tom bir kez başını salladı.

Tom nickte einmal.

Tom, Mary'ye helikopterden el salladı.

Tom winkte Maria vom Hubschrauber aus zu.

Tom gördüğü herkese el salladı.

Tom winkte jedem zu, den er sah.

5 büyüklüğünde bir deprem Tokyo'yu salladı.

Ein Erdbeben der Stärke 5 erschütterte Tokio.

John bir çubuk aldı ve salladı.

John hob einen Stock auf und schüttelte ihn.

Bana veda etmek için elini salladı.

Sie winkte mir zum Abschied.

Mariya üzgün bir ifadeyle başını salladı.

Maria schüttelte traurig den Kopf.

Tom sinirli bir biçimde başını salladı.

Tom hat nervös genickt.

Tom ve Mary birbirine kafa salladı.

Tom und Maria nickten einander zu.

Tom hayır demek için kafasını salladı.

Tom schüttelte verneinend seinen Kopf.

O döndü ve bana el salladı.

Er drehte sich um und winkte mir zu.

Tom iç çekti ve başını salladı.

Tom seufzte und schüttelte seinen Kopf.

Tom ve Mary kasten birbirine kafa salladı.

Tom und Maria nicken einander wissend zu.

O, uçağa binmeden önce bana el salladı.

Sie winkte mir zu, bevor sie in das Flugzeug stieg.

Tom Mary'nin dikkatini çekmek için kollarını salladı.

Tom wedelte mit den Armen, um Marias Aufmerksamkeit auf sich zu lenken.

Tom'a üşüyüp üşümediğini sordum ama o başını salladı.

Ich fragte Tom, ob ihm kalt sei, aber er schüttelte mit dem Kopf.

Bana gerçeği söylemesini istedim ama o başını salladı.

Ich forderte sie auf, mir die Wahrheit zu sagen, aber sie schüttelte mit dem Kopf.

Tom sadece başını hayır anlamında iki yana salladı.

Tom schüttelte nur den Kopf.

Tom'a soğuk alıp almadığını sordum ama o başını salladı.

Ich fragte Tom, ob er erkältet sei, aber er schüttelte mit dem Kopf.

O, şişeyi başaşağı çevirdi ve salladı fakat bal hâlâ akmıyordu.

Er drehte die Flasche auf den Kopf und schüttelte sie, aber der Honig wollte trotzdem nicht herauskommen.

Tom Mary'nin kulağına bir şeyler fısıldadı ve o, başını salladı.

Tom flüsterte Maria etwas ins Ohr, und sie nickte.

Uçuş görevlisi Tom'u uyandırmak için salladı ve ona uçağın indiğini söyledi.

Die Flugbegleiterin rüttelte Tom wach und teilte ihm mit, dass das Flugzeug gelandet sei.

- Tom Mary'yi uyandırmak için nazikçe salladı.
- Tom Mary'yi uyandırmak için nazikçe sarstı.

Tom rüttelte Maria behutsam wach.

- Bütün gün boşa kürek salladı.
- Kendi kendine gelin güvey oldu.
- Olmayacak duaya amin dedi.

Er hat den ganzen Tag Luftschlösser gebaut.