Translation of "Konuşmadı" in German

0.004 sec.

Examples of using "Konuşmadı" in a sentence and their german translations:

Tom konuşmadı.

- Tom sprach nicht.
- Tom hat nicht gesprochen.

O konuşulmazsa, konuşmadı.

Solange ihn niemand ansprach, sagte er nichts.

Kimse benimle konuşmadı.

Niemand sprach mit mir.

Başka kimse konuşmadı.

Niemand anderes sprach.

Tom hiç konuşmadı.

Tom hat nie geredet.

Kumi kulübü hakkında konuşmadı.

Kumi redete nicht über ihren Verein.

O, benimle hiç konuşmadı.

Er sprach überhaupt nicht mit mir.

Tom yıllarca Fransızca konuşmadı.

Tom hat jahrelang kein Französisch gesprochen.

Mary henüz annesiyle konuşmadı.

Maria hat noch nicht mit ihrer Mutter gesprochen.

Tom'la Mary John'la konuşmadı.

Tom und Mary sprachen nicht mit John.

Tom benimle hiç konuşmadı.

Tom sprach überhaupt nicht mit mir.

Onlar bizimle hiç konuşmadı.

Sie haben nie mit uns gesprochen.

Sir William fazla konuşmadı.

Sir William sagte nicht viel.

Tom neredeyse hiç konuşmadı.

- Tom sprach kaum.
- Tom hat kaum gesprochen.

O zamandan beri benimle konuşmadı.

Seitdem hat er nicht mehr mit mir gesprochen.

O bu konuda hiç konuşmadı.

Er sprach nie darüber.

Babam savaş hakkında hiç konuşmadı.

Mein Vater hat nie über den Krieg gesprochen.

Onlardan biri bile bizimle konuşmadı.

Einer von ihnen hat sogar zu uns gesprochen.

Tom Fransızcayı çok iyi konuşmadı.

Tom sprach nicht allzu gut Französisch.

Tom asla onun hakkında konuşmadı.

Tom sprach nie darüber.

Hiç kimse film hakkında konuşmadı.

- Niemand sprach über den Film.
- Niemand hat über den Film gesprochen.

Sami onun hakkında hiç konuşmadı.

Sami sprach nie darüber.

- O, hiç konuşmadı.
- Bir şey söylemedi.

- Sie sagte nichts.
- Sie hat nichts gesagt.
- Er sagte nichts.

Tom henüz benimle onun hakkında konuşmadı.

Tom hat noch nicht mit mir darüber gesprochen.

Yuko bir yabancı ile asla konuşmadı.

Yuko hat noch nie mit einem Ausländer gesprochen.

Tom sorunu Mary ile konuşmadı bile.

Tom hat das Problem noch nicht einmal mit Maria besprochen.

O birkaç gün boyunca benimle konuşmadı.

Er sprach mehrere Tage lang nicht mit mir.

Tom bunun hakkında asla çok konuşmadı.

Tom hat nie viel darüber gesprochen.

Tom bir daha asla Mary'yle konuşmadı.

Tom sprach nie wieder mit Maria.

Curdken çok öfkeliydi, ve onunla konuşmadı.

Kürtchen war sehr verärgert und wollte nicht mit ihr sprechen.

Tom, Mary'nin konuşmasını bekledi ama o konuşmadı.

Tom wartete darauf, dass Maria spräche, doch tat sie’s nicht.

Mary kız kardeşinin kazasından beri benimle konuşmadı.

Seit dem Unfall ihrer Schwester hat Maria noch nicht wieder mit mir gesprochen.

Tom, geçen hafta sonu ne olduğu hakkında fazla konuşmadı.

Tom äußerte nicht viel über die Geschehnisse am letzten Wochenende.

Tom, Mary kendisinden özür diledikten sonra bile onunla konuşmadı.

Tom wollte noch nicht einmal mit Maria sprechen, nachdem sie ihn um Verzeihung gebeten hatte.

Gerçekten kafası çok bozulmuştu ve bir daha da benimle konuşmadı.

Er hat sich tierisch aufgeregt und seitdem nicht mehr mit mir gesprochen.

- O bir kelime söylemedi.
- O, hiç konuşmadı.
- Bir şey söylemedi.

Er sagte nichts.

Bir incitici söz ve bir küçümseme hariç, asla daha yumuşak tutkularla konuşmadı.

Er sprach von den weicheren Leidenschaften nie anders als in stichelnder und höhnischer Weise.

- Tom tüm gün sessizdi.
- Tom'un bütün gün sesi çıkmadı.
- Tom gün boyunca konuşmadı.

Tom war den ganzen Tag ruhig.