Translation of "Kalbini" in German

0.004 sec.

Examples of using "Kalbini" in a sentence and their german translations:

Kalbini aç.

Öffne dein Herz.

Kalbini dinle.

Höre auf dein Herz!

- O, kalbini eritti.
- O, kalbini yumuşattı.

Er erweichte ihr Herz.

- Onun kalbini kırdın.
- Onun kalbini kırdınız.

Du hast ihr das Herz gebrochen.

Kalbini kırıyor muyum?

- Tue ich dir weh?
- Tue ich Ihnen weh?
- Tue ich euch weh?

Sadece kalbini izle.

Folge einfach deinem Herzen.

Onun kalbini kırdım.

Ich habe ihr das Herz gebrochen.

Kalbini kıran nedir?

Was hat dir das Herz gebrochen?

Onun kalbini kırma.

Brich ihm nicht das Herz!

Kim kalbini kırdı?

- Wer hat deine Gefühle verletzt?
- Wer hat dir das Herz gebrochen?

Bir erkeğin, başkasının kalbini

Es gibt Männer, die eher sterben würden,

Haber onun kalbini kırdı.

Die Nachricht brach ihm das Herz.

Sen onun kalbini kazandın.

- Du hast ihr Herz gewonnen.
- Sie haben ihr Herz gewonnen.
- Ihr habt ihr Herz gewonnen.

Sonunda onun kalbini kazandım.

Endlich habe ich sein Herz gewonnen.

O, ona kalbini açtı.

Er entdeckte ihr sein Herz.

Sanırım onun kalbini kırdım.

Ich glaube, ich habe ihm das Herz gebrochen.

Senin kalbini kırmak istemiyorum.

- Ich will dir nicht weh tun.
- Ich will dir nicht wehtun.

Biri senin kalbini kırdı mı?

Hat dir jemand das Herz gebrochen?

Tom Mary'nin kalbini kazanmaya çalıştı.

Tom versuchte, Marias Herz zu erobern.

Şarap insanın kalbini mutlu eder.

Wein erfreut des Menschen Herz.

Oğlunun ölümü onun kalbini kırdı.

Der Tod ihres Sohnes zerbrach ihr das Herz.

Tom Mary'nin kalbini kırmak istemiyordu.

Tom wollte Maria nicht das Herz brechen.

Kalbini aç; güzel aşk cümleleri yaz!

Öffne ein Herz; schreib' herrliche Liebessprüche!

Biri hiç senin kalbini kırdı mı?

Hat dir schon einmal jemand das Herz gebrochen?

Kalbini aç ve bana her şeyi anlat.

Öffne dein Herz und erzähle mir alles.

Hayatta kazanmak istiyorsan o zaman kalbini dinle!

Wenn du im Leben gewinnen willst, dann höre auf dein Herz!

Onun kalbini kıracağımı biliyordum ama hiç şansım yoktu.

Ich wusste, dass ich ihr das Herz bräche, doch ich hatte keine andere Wahl.

Milyonlarca insanın kalbini kırarak kılınan namaz bir Müslümana ne kadar yakışırdı ki?

Wie gut würde ein Gebet durchgeführt werden, wenn die Herzen von Millionen von Menschen gebrochen würden?

- Sadece kalbini izle.
- Sadece yüreğinin sesini dinle.
- Yalnızca yüreğinin sesine kulak ver.
- Sadece kalbinin sesini dinle.

Folge einfach deinem Herzen.