Translation of "Kırdı" in French

0.014 sec.

Examples of using "Kırdı" in a sentence and their french translations:

Burnumu kırdı!

- Il m'a pété le nez !
- Il m'a cassé le nez !

Boynunu kırdı.

Il s'est brisé la nuque.

- Kız camı kırdı.
- Kız pencereyi kırdı.

La fille a brisé la fenêtre.

Tom pencereyi kırdı.

Tom a cassé la fenêtre.

O, rekoru kırdı.

Il a battu le record.

Pencereyi kim kırdı?

Qui a cassé la fenêtre ?

O, rekor kırdı.

Il a battu le record.

Hırsız pencereyi kırdı.

Le voleur cassa la vitre.

O kalbimi kırdı.

Il m'a brisé le cœur.

O, fındık kırdı.

Il a cassé des noix.

Şiseyi kim kırdı?

Qui a brisé le vase ?

Vazoyu kim kırdı?

Qui a brisé le vase ?

Tom şunu kırdı.

- Tom a cassé ça.
- Tom a cassé cela.

Tom kolunu kırdı.

- Tom s'est cassé le bras.
- Tom lui a cassé le bras.

Tom kalbimi kırdı.

Tom m'a brisé le cœur.

Biri pencereyi kırdı.

- Quelqu'un a brisé la vitre.
- Quelqu'un brisa la vitre.

O, kolunu kırdı.

Il s'est cassé le bras.

O, bardağı kırdı.

Il a brisé la vitre.

Tom onu kırdı.

- Tom a cassé ça.
- Tom a cassé cela.
- Tom l'a cassé.

Sandalyeyi kim kırdı?

Qui a cassé la chaise ?

John pencereyi kırdı.

John a cassé la fenêtre.

Bunu kim kırdı?

- Qui l'a cassé ?
- Qui a cassé ceci ?

Bardağı kim kırdı?

- Qui a cassé la tasse?
- Qui a brisé la tasse ?

Onu kim kırdı?

Qui l'a cassé ?

- Tom kalbini kırdı mı?
- Tom kalbinizi kırdı mı?

Tom t'a-t-il brisé le cœur ?

- O, camı kasıtlı olarak kırdı.
- O, camı kasten kırdı.

Il a délibérément brisé la vitre.

Bu gerçekten kalbimi kırdı,

Ça m'a brisé le cœur,

Tom pencere camını kırdı.

Tom a brisé la vitre.

Haber onun kalbini kırdı.

La nouvelle lui a brisé le cœur.

Oyun sırasında kolunu kırdı.

Il s'est cassé le bras pendant le jeu.

Kayak yaparken bacağını kırdı.

Il s'est cassé la jambe en skiant.

O da bardak kırdı.

Elle a brisé la tasse en plus.

Kulplu bardağı kim kırdı?

Qui a cassé la tasse ?

O, dünya rekorunu kırdı.

Elle a battu le record du monde.

O cevizi dişleriyle kırdı.

Il a cassé la noix avec ses dents.

Pencereyi dün kim kırdı?

Qui a cassé la fenêtre hier ?

Futbol oynarken kolunu kırdı.

- Il se cassa le bras en jouant au football.
- Il s'est cassé le bras pendant qu'il jouait au foot.

Bu hikaye kalbimi kırdı.

Cette histoire m'a brisé le cœur.

Tom onun burnunu kırdı.

- Tom s'est cassé le nez.
- Tom lui a cassé le nez.

Bir de fincan kırdı.

Elle a brisé la tasse en plus.

Biri bu tabağı kırdı.

Quelqu'un a cassé ce plat.

Bu camı kim kırdı?

Qui a cassé cette fenêtre ?

Kim bu pencereyi kırdı?

Qui a cassé cette fenêtre ?

O dünya rekoru kırdı.

Il a battu le record du monde.

- Sakarlık yüzünden bir vazo kırdı.
- Beceriksizlik yüzünden bir vazo kırdı.

Elle cassa un vase par maladresse.

Maalesef, o, kazada bacağını kırdı.

Malheureusement, il s'est cassé la jambe dans l'accident.

Düştü ve sol bacağını kırdı.

Elle tomba à terre et se brisa la jambe gauche.

Yakacak odun için sandalyeyi kırdı.

Il brisa la chaise pour en faire du petit bois pour le feu.

Joan kazada sol kolunu kırdı.

Joan s'est cassé son bras gauche dans l'accident.

O kasıtlı olarak pencereyi kırdı.

Il a fait exprès de casser la fenêtre.

O pencereyi kasıtlı olarak kırdı.

Il a fait exprès de briser la vitre.

Biri senin kalbini kırdı mı?

- Quelqu'un t'a-t-il brisé le cœur ?
- Quelqu'un vous a-t-il brisé le cœur ?

Jake bu pencereyi dün kırdı.

C'est hier que Jack a cassé cette fenêtre.

O, çay bardağının kenarını kırdı.

Il ébrécha le bord de la tasse à thé.

O, pencereyi kasıtlı olarak kırdı.

Elle a fait exprès de casser la vitre.

Küçük çocuk kazara bardağı kırdı.

Le petit garçon a cassé le verre par accident.

O, futbol oynarken kolunu kırdı.

- Il s'est cassé le bras en jouant au football.
- Il s'est cassé le bras pendant qu'il jouait au foot.

Tom futbol oynarken kolunu kırdı.

Tom a cassé son bras en jouant au football.

O, pencereyi ne zaman kırdı?

Quand a-t-elle cassé la fenêtre ?

O, kupayı düşürdü ve kırdı.

Il laissa tomber la tasse, qui se cassa.

O bu vazoyu kasten kırdı.

Il brisa le vase volontairement.

O, yeni bir dünya rekoru kırdı.

Elle a établi un nouveau record du monde.

Biri hiç senin kalbini kırdı mı?

- Quiconque vous a-t-il jamais brisé le cœur ?
- Quiconque t'a-t-il jamais brisé le cœur ?

Büyükannem düştü ve kalça eklemini kırdı.

Ma grand-mère est tombée et s'est cassé la hanche.

O her iki kolunu da kırdı.

Elle s'est cassé les deux bras.

Tom bir bisiklet kazasında bacağını kırdı.

Tom se cassa la jambe dans un accident de vélo.

Tom yeniden bir şey mi kırdı?

Tom a encore cassé quelque chose ?

Çocuk bisikletten düştü ve kafatasını kırdı.

Le garçon est tombé du vélo et s'est fait une fracture du crâne.

- Tom bileğini kırdı.
- Tom bileğini kırmış.

Tom s'est fracturé le poignet.

Kardeşim ağaçtan düştü ve bacağını kırdı.

Mon frère tomba d'un arbre et se cassa la jambe.

Joan bu kazada sol elini kırdı.

Joan s'est cassé la main gauche pendant cet accident.

Bir kaza geçirdi ve bacağını kırdı.

- Il a eu un accident et s'est fracturé une jambe.
- Il eut un accident et se fractura la jambe.

Erkek kardeşim ağaçtan düşüp bacağını kırdı.

Mon frère tomba de l'arbre et se cassa une jambe.

O sadece öfkesini göstermek için tabağı kırdı.

Elle a cassé l'assiette par exprès seulement pour montrer sa colère.

O iki kaburga kırdı ve akciğerini patlattı.

Il s'est cassé deux côtes et perforé le poumon.

Erkek kardeşim ağaçtan düştü ve bacağını kırdı.

Mon frère tomba de l'arbre et se cassa une jambe.

Buz üzerinde paten yaparken, bir ayağını kırdı.

Elle s'est cassé la jambe en faisant du patinage sur glace.

- Bu camı kim kırdı bilmek istiyorum.
- Bu pencereyi kim kırdı bilmek istiyorum.
- Pencereyi kimin kırdığını bilmek istiyorum.

Je veux savoir qui a cassé cette vitre.

Susan, öfkesini göstermek için kasıtlı olarak tabak kırdı.

Susan cassa le plat exprès pour montrer sa colère.

Erkek kardeşim bir ağaçtan düştü ve kolunu kırdı.

Mon frère tomba d'un arbre et se cassa le bras.

- O beni öldüresiye dövdü.
- O benim ağzımı burnumu kırdı.

- Il m'a collé une pilée.
- Il m'a battu à plates coutures.
- Il m'a rossé.
- Il m'a dérouillé.
- Il m'a rossée.
- Il m'a dérouillée.
- Il m'a battue à plates coutures.
- Il m'a collée une pilée.
- Il m'a passé à tabac.
- Il m'a passée à tabac.
- Il m'a mis la tête au carré.
- Il m'a foutu sur la gueule.
- Il m'a tabassé.
- Il m'a tabassée.
- Il m'a cassé la figure.
- Il m'a cassé la gueule.
- Il m'a étrillé.
- Il m'a étrillée.
- Il m'a mis une pilée.
- Il m'a taillé en pièces.
- Il m'a taillée en pièces.
- Il m'a déchiré.
- Il m'a déchirée.

Öfkeli kalabalık, arabaları devirdi ve mağazaların önündeki camları kırdı.

La foule en colère retourna des voitures et brisa des vitrines.

Onlar en uzun öpücük için yeni bir rekor kırdı.

- Ils ont établi un nouveau record du plus long baiser.
- Elles ont établi un nouveau record du plus long baiser.

Bir tente onun düşüşünü kırdı ve onun hayatını kurtardı.

Un auvent amortit sa chute et lui sauva la vie.

Erkek çocuk geçen hafta sonu beyzbol topu ile camı kırdı.

Le garçon a cassé la vitre avec une balle de baseball le week-end dernier.

Noel'den birkaç hafta önce Tom sağ bacağını kırdı ve hastaneye götürüldü.

Tom s'est cassé la jambe droite et a été conduit à l'hôpital quelques semaines avant Noël.

Jack annesinin değerli bir vazosunu kırdı, ama bilerek yapmadı, bu yüzden o kızmadı.

Jack cassa le vase précieux de sa mère, mais il ne l'avait pas fait exprès, elle ne fut donc pas en colère.

Kedim henüz kısa bir süre önce açık arttırmadan almış olduğum çiçek vazomu kırdı.

Mon chat a cassé le vase à fleurs que j'ai acheté lors d'une vente aux enchères il y a peu de temps.