Translation of "Edebilecek" in German

0.004 sec.

Examples of using "Edebilecek" in a sentence and their german translations:

Tom'a yardım edebilecek misin?

Wirst du Tom helfen können?

Sanırım Tom yardım edebilecek.

Ich glaube, Tom wird helfen können.

Sana yardım edebilecek kişi Tom'dur.

Helfen kann euch Tom.

Yardım edebilecek birini bulmaya git.

Such jemanden, der helfen kann!

Sana yardım edebilecek birini tanıyorum.

- Ich kenne jemanden, der dir helfen kann.
- Ich kenne jemanden, der euch helfen kann.
- Ich kenne jemanden, der Ihnen helfen kann.

Bize yardım edebilecek tek kişisin.

- Du bist der Einzige, der uns helfen kann.
- Du bist die Einzige, die uns helfen kann.

Yardım edebilecek bir adam tanıyorum.

Ich kenne jemanden, der helfen kann.

Sana yardım edebilecek durumda değilim.

Ich bin nicht in der Lage, dir zu helfen.

Bana yardım edebilecek tek kişisin.

Du bist der Einzige, der mir helfen kann.

Onu ikna edebilecek tek kişi sensin.

Du bist der einzige Mensch, der ihn überzeugen kann.

Bana yardım edebilecek biri var mı?

Gibt es jemanden, der mir helfen könnte?

Sanırım bize yardım edebilecek birini tanıyorum.

Ich glaube, ich kenne jemanden, der uns vielleicht hülfe.

Bana yardım edebilecek tanıdığım tek kişisin.

Du bist die einzige mir bekannte Person, die imstande ist, mir zu helfen.

Tom bana yardım edebilecek tek kişi.

Tom ist die einzige Person, die mir helfen kann.

Sen şimdi bize yardım edebilecek tek kişisin.

Du bist der Einzige, der uns jetzt helfen kann.

Bize yardım edebilecek bilgiye sahip olduğuna inanıyorum.

Ich glaube, dass Sie Informationen haben, die uns helfen können.

Tom şimdi bana yardım edebilecek tek kişi.

Tom ist die einzige Person, die mir jetzt helfen kann.

Bu sözcüğü telaffuz edebilecek biri var mı?

Kann jemand dieses Wort aussprechen?

Tom bunu yapmana yardım edebilecek tek kişidir.

Tom ist der Einzige, der dir dabei helfen kann.

Sana yardım edebilecek başka biri yok mu?

- Gibt es denn sonst niemanden, der dir helfen kann?
- Gibt es denn sonst niemanden, der euch helfen kann?
- Gibt es denn sonst niemanden, der Ihnen helfen kann?

Sana yardım edebilecek bir arkadaşın var mı?

- Hast du einen Freund, der dir helfen kann?
- Haben Sie einen Freund, der Ihnen helfen kann?

Sana yardım edebilecek iyi bir avukat biliyorum.

Ich kenne einen guten Anwalt, der dir helfen kann.

Sizi hasta edebilecek bir sürü şeyle dolu olacaktır.

Da sind eine ganze Reihe Krankheitserreger drin.

Dünyayı yok edebilecek kadar büyüklükte bir gök taşı

Ein Himmelsstein, der groß genug ist, um die Welt zu zerstören

Onun hastalığını tedavi edebilecek herhangi bir doktor yoktu.

Es gab keinen Arzt, der ihre Krankheit heilen konnte.

Bize yardım edebilecek biri varsa, o da Tom'dur.

Wenn uns jemand helfen kann, dann Tom.

- Biri yardım edebilir mi?
- Yardım edebilecek biri var mı?

Kann jemand helfen?

Eğer Tom'u ikna edebilecek biri varsa, o Mary olur.

Wenn irgendjemand Tom überzeugen könnte, dann Maria.

Ayrıca bizim devletimiz koronayla aylarca mücadele edebilecek kadar güçlü değil

Außerdem ist unser Staat nicht stark genug, um monatelang mit der Korona zu kämpfen.

Buralarda patlak bir lastiği tamir edebilecek bir yer var mı?

Kann man hier irgendwo einen platten Reifen reparieren lassen?

Liisa tamamen bunalmıştı fakat orada ona yardım edebilecek kimse yoktu.

Liisa war völlig überfordert, aber es war niemand da, der ihr hätte helfen können.

- Biri yardım edebilir mi?
- Herhangi biri yardım edebilir mi?
- Yardım edebilecek biri var mı?

Kann jemand helfen?