Translation of "Arkadaşlarının" in German

Arkadaşlarının seçiminde dikkatli olmalısın.

Du solltest deine Freunde mit Sorgfalt wählen.

Tom arkadaşlarının isimlerini hatırlıyor.

Tom erinnert sich an die Namen seiner Freunde.

Onun arkadaşlarının çoğu kız.

Die meisten in ihrem Freundeskreis sind Mädchen.

Onun arkadaşlarının çoğu erkek.

- Die meisten ihrer Freunde sind Jungen.
- Die meisten in ihrem Freundeskreis sind Jungen.

Tom'un arkadaşlarının çoğunluğu kızdır.

Tom ist überwiegend mit Mädchen befreundet.

Arkadaşlarının dışında kimse geliyor mu?

Kommt außer deinen Freunden noch jemand?

Arkadaşlarının hakkında onların arkasından konuşmamalısın.

Man sollte nicht über seine Freunde hinter deren Rücken reden!

Mary okul arkadaşlarının en tembelidir.

Mary ist die faulste von ihren Schulfreunden.

Tom'un arkadaşlarının hepsi bana gülüyorlardı.

Toms Freunde lachten mich alle aus.

Mary'nin arkadaşlarının tümü bana güldü.

- Marias Freunde haben mich alle ausgelacht.
- Marias Freundinnen haben mich alle ausgelacht.

Tom'un arkadaşlarının hepsi bana güldü.

- Alle Freunde Toms lachten mich aus.
- Alle Freunde von Tom lachten mich aus.

Arkadaşlarının önünde seni utandırmak istemedim.

Ich wollte dich vor deinen Freunden nicht in Verlegenheit bringen.

Kendini sınıf arkadaşlarının alayına maruz bıraktı.

Er machte sich zum Gespött seiner Mitschüler.

Tom ve arkadaşlarının üçü pikniğe gitti.

Tom und drei seiner Freunde gingen zum Picknick.

Diğer en iyi arkadaşlarının isimleri nedir?

Wie heißen deine anderen besten Freunde?

Tom arkadaşlarının kendisinin ağladığını görmesini istemiyordu.

Tom wollte nicht, dass seine Freunde ihn weinen sahen.

Tom iş arkadaşlarının anlaşmazlığında arabuluculuk etti.

Tom mischte sich bei der Meinungsverschiedenheit seiner Kollegen ein.

Üzgünüm. Seni arkadaşlarının önünde utandırmak istememiştim.

Entschuldige! Ich wollte dich nicht vor deinen Freunden beschämen!

Tom'un sınıf arkadaşlarının hepsi onu bekledi.

Alle Klassenkameraden von Tom erwarteten ihn.

Tom Mary'ye arkadaşlarının bir resmini yolladı.

Tom schickte Maria ein Bild von seinen Freunden.

- Tom'un ve arkadaşlarının nereye gittiğini biliyor musun?
- Tom'un ve arkadaşlarının nereye gittiğini biliyor musunuz?
- Tom'un ve onun arkadaşlarının nereye gittiğini biliyor musun?
- Tom'un ve onun arkadaşlarının nereye gittiğini biliyor musunuz?

- Weißt du, wohin Tom und seine Freunde gegangen sind?
- Wissen Sie, wo Tom und seine Freunde hingegangen sind?

Tom sınıf arkadaşlarının birbirlerine daha saygılı davranmalarını istedi.

- Tom hat sich gewünscht, dass sich seine Mitschüler gegenseitig mit mehr Respekt behandeln würden.
- Tom wünschte sich, dass seine Klassenkameraden respektvoller miteinander umgehen würden.

- O, arkadaşlarının tümünü unuttu.
- O, bütün arkadaşlarını unuttu.

Er vergaß alle seine Freunde.

Tom arkadaşlarının onun olduğunu düşündüğü kadar zengin değil.

Tom ist nicht so reich, wie seine Freunde glauben.

Tom sınıf arkadaşlarının herhangi birinden daha akıllı görünüyor.

Tom scheint um einiges schlauer zu sein als seine Klassenkameraden.

Yaptığın şeye konsantre ol, sınıf arkadaşlarının yaptığı şeye değil.

Konzentriere dich auf das, was du tust, nicht auf das, was deine Mitschüler tun!

Tom kibirli ve iş arkadaşlarının hepsinden daha iyi olduğunu düşünüyor.

Tom ist arrogant und glaubt, er wäre besser als seine ganze Mitarbeiterschaft.

Mary Facebook'ta davet edilmediği bir partide arkadaşlarının fotoğraflarını gördüğünde morali bozuktu.

Maria war niedergeschlagen, als sie bei Facebook Bilder von ihren Freunden auf einer Feier sah, zu der sie nicht eingeladen gewesen war.