Translation of "şarkıcı" in German

0.006 sec.

Examples of using "şarkıcı" in a sentence and their german translations:

O şarkıcı değil.

Sie ist keine Sängerin.

Bir şarkıcı mısın?

Bist du Sänger?

O bir şarkıcı.

Sie ist Sängerin.

Şarkıcı olmak istiyorum.

- Ich möchte Sänger werden.
- Ich möchte Sängerin werden.

Şarkıcı olmayı istiyor.

Sie will Sängerin werden.

Şarkıcı değil, aktör.

- Er ist kein Sänger, sondern ein Schauspieler.
- Er ist kein Sänger, sondern Schauspieler.

- En sevdiğiniz şarkıcı kim?
- En sevdiğin şarkıcı kim?

- Wer ist dein Lieblingssänger?
- Wer ist deine Lieblingssängerin?

Popüler şarkıcı intihar etti.

Der beliebte Sänger beging Selbstmord.

O bir şarkıcı oldu.

Sie ist Sängerin geworden.

Tom, iyi bir şarkıcı.

Tom ist ein guter Sänger.

Ünlü şarkıcı ile tokalaştı.

Er reichte dem berühmten Sänger die Hand.

Şarkıcı Edith Piaf Fransızdı.

Édith Piaf war eine französische Sängerin.

En sevdiğin şarkıcı kim?

Wer ist dein Lieblingssänger?

O yetenekli bir şarkıcı.

Sie ist eine talentierte Sängerin.

Favori şarkıcı-sözyazarın kim?

- Wer ist dein Lieblings-Liedermacher?
- Wer ist euer Lieblings-Singer-Songwriter?
- Wer ist Ihr Lieblings-Singer-Songwriter?
- Wer ist dein Lieblingsliedermacher?
- Wer ist euer Lieblingsliedermacher?
- Wer ist Ihr Lieblingsliedermacher?
- Wer ist dein Lieblingssänger und -lieddichter?

Tom bir şarkıcı oldu.

Tom wurde Sänger.

Şarkıcı güzel bir sese sahiptir.

- Die Sängerin hat eine schöne Stimme.
- Der Sänger hat eine schöne Stimme.

Şarkıcı, genç insanlar arasında popülerdir.

- Der Sänger ist bei den Jugendlichen beliebt.
- Der Sänger ist unter den Jugendlichen beliebt.

Şarkıcı olmak nereye o nereye.

Er ist kein großer Sänger.

O ünlü bir şarkıcı oldu.

Er wurde ein berühmter Sänger.

O bir şarkıcı olarak ünlüdür.

Sie ist als Sängerin berühmt.

Tom'un bir şarkıcı olduğunu bilmiyordum.

Ich wusste nicht, dass Tom Sänger ist.

Tom ünlü bir şarkıcı oldu.

Aus Tom wurde ein berühmter Sänger.

Bir şarkıcı olmayı ümit ediyorum.

- Ich hoffe, ich kann Sänger werden.
- Ich hoffe, ich kann Sängerin werden.

Tom şarkıcı ve söz yazarıdır.

Tom ist ein Liedermacher.

Tom çok iyi bir şarkıcı.

- Tom singt sehr gut.
- Tom kann sehr gut singen.

Tom çok yetenekli bir şarkıcı.

Tom ist ein sehr talentierter Sänger.

Tom iyi bir şarkıcı değil.

Tom ist kein guter Sänger.

Sevdiğiniz bir şarkıcı var mı?

- Hast du einen Lieblingssänger?
- Habt ihr einen Lieblingssänger?
- Haben Sie einen Lieblingssänger?
- Hast du eine Lieblingssängerin?

O, bir şarkıcı olmak istiyor.

Sie will Sängerin werden.

Tom gerçekten kötü bir şarkıcı.

- Tom ist ein echt schlechter Sänger.
- Tom ist ein wirklich schlechter Sänger.

Hayalim ünlü bir şarkıcı olmak.

- Ich träume davon, eine berühmte Sängerin zu werden.
- Es ist mein Traum, ein berühmter Sänger zu werden.

Tom neredeyse bir şarkıcı değil.

Tom hat nicht viel von einem Sänger.

Sen bir şarkıcı değil misin?

- Bist du nicht Sänger?
- Bist du nicht Sängerin?

En sevdiğin Kanadalı şarkıcı kim?

- Welchen kanadischen Sänger hörst du am liebsten?
- Welche kanadische Sängerin hörst du am liebsten?

En sevdiğiniz Kanadalı şarkıcı kimdir?

Welchen kanadischen Sänger oder welche Sängerin hörst du am liebsten?

Anne babasının arzusunun aksine şarkıcı oldu.

- Er wurde ein Sänger entgegen den Wünschen seiner Eltern.
- Gegen den Wunsch seiner Eltern wurde er Sänger.

O bir şarkıcı olarak iyi tanınmıştır.

Sie ist als Sängerin sehr bekannt.

O bir şarkıcı olarak geçimini sağladı.

- Er bestritt seinen Lebensunterhalt als Sänger.
- Er verdiente seinen Lebensunterhalt als Sänger.

Tom çok iyi bir şarkıcı değil.

Tom ist kein besonders guter Sänger.

O şarkıcı arkadaşlarınız arasında popüler midir?

- Ist dieser Sänger bei deinen Freunden beliebt?
- Ist dieser Sänger bei euren Freunden beliebt?
- Ist dieser Sänger bei Ihren Freunden beliebt?

Tom iyi bir şarkıcı, değil mi?

Tom ist ein guter Sänger, oder?

Benim ablam çok yetenekli bir şarkıcı.

Meine ältere Schwester ist eine sehr begabte Sängerin.

Tom bir şarkıcı olarak iyi tanınır.

Tom ist als Sänger sehr bekannt.

Tom gerçekten iyi bir şarkıcı-sözyazarıdır.

Tom ist wirklich ein guter Sänger und Liedertexter.

- Ne pahasına olursa olsun şarkıcı olmak istiyorum.
- Bedeli ne olursa olsun şarkıcı olmak istiyorum.

Ich möchte Sänger werden, koste es, was es wolle.

Judy iyi bir şarkıcı değil, değil mi?

Judy ist keine gute Sängerin, oder?

Eminim ki ondan büyük bir şarkıcı olacak.

Ich bin sicher, aus ihr wird mal eine große Sängerin.

Bu şarkıcı, genç insanlar arasında çok popüler.

Dieser Sänger ist bei den Jugendlichen sehr beliebt.

Bir şarkıcı olarak başarısı onu ünlü yaptı.

Ihr Erfolg als Sängerin machte sie berühmt.

Sanırım Tom çok iyi bir şarkıcı değil.

Ich finde, Tom ist kein besonders guter Sänger.

Karaokeyi seviyorum fakat büyük bir şarkıcı değilim.

Ich liebe Karaoke, aber ich bin kein großer Sänger.

Tom çok iyi bir şarkıcı, değil mi?

Tom ist ein sehr guter Sänger, nicht wahr?

Şarkıcı sahneden düştüğünde neredeyse gülecek hiç kimse yoktu.

- Es gab kaum jemanden, der nicht lachte, als der Sänger von der Bühne fiel.
- Es gab kaum jemanden, der nicht lachte, als die Sängerin von der Bühne fiel.

Japonya'da onun kadar sevilen başka hiçbir şarkıcı yok.

In Japan ist keine Sängerin oder Sänger so populär wie sie.

Blümchen denilen bir Alman şarkıcı hakkında duydun mu?

Hast du schon einmal von einer deutschen Sängerin namens Blümchen gehört?

Cat Stevens bir kedi değil. O bir şarkıcı.

Cat Stevens ist keine Katze, sondern ein Sänger.

Bu popüler Alman şarkıcı sadece İngilizce şarkı söyler.

- Dieser berühmte deutsche Sänger singt nur auf Englisch.
- Diese berühmte deutsche Sängerin singt nur auf Englisch.

Vahşi bir kadın, asi bir şarkıcı ve bir elçiyim.

Ich bin eine wilde Frau, eine rebellische Sängerin.

Şarkıcı sadece Japonya'da değil, aynı zamanda Avrupa'da da ünlü.

Der Sänger ist nicht nur in Japan berühmt, sondern auch in Europa.

Başarılı konser turu bir şarkıcı olarak onun ününü kurdu.

Die erfolgreiche Tournee begründete ihren Ruhm als Sängerin.

O ünlü bir şarkıcı ile karşılaştığında külahını havaya attı.

Als sie dem berühmten Sänger begegnete, war sie außer sich vor Freude.

O bir şair olarak değil, bir şarkıcı olarak ünlüdür.

Sie ist berühmt als Sängerin, aber nicht als Dichterin.

Tabii ki o bir şarkıcı değil. O bir aktör.

Übrigens ist er kein Sänger. Er ist Schauspieler.

- En sevdiğim şarkıcı Whitney Houston'dır.
- Gözde şarkıcım Whitney Houston.

Meine Lieblingssängerin ist Whitney Houston.

Efsanevi Amerikan şarkıcı Lou Reed yetmiş bir yaşında öldü.

Der legendäre amerikanische Sänger Lou Reed ist im Alter von einundsiebzig Jahren gestorben.

Bir şarkıcı olduğunu düşündüğüm kız farklı bir kişi olduğunu kanıtladı.

Das Mädchen, von dem ich annahm, sie sei eine Sängerin, stellte sich als eine andere Person heraus.

O yirmi yaşına ulaşıncaya kadar bir şarkıcı olmaya karar vermedi.

Sie beschloss erst im Alter von zwanzig Jahren, Sängerin zu werden.

Kate genellikle TV ekranında çıkan yeni bir şarkıcı için çıldırıyor.

Kate ist verrückt nach einem neuen Sänger, der oft im Fernsehen auftritt.

- Maja Keuc iyi bir şarkıcıdır.
- Maja Keuc iyi bir şarkıcı.

Maja Keuc ist eine gute Sängerin.

Tom'un rüyası ünlü bir şarkıcı olmaktır ama tek sorun onun şarkı söyleyememesidir.

Es ist Toms Traum, ein berühmter Sänger zu werden. Das einzige Problem liegt darin, dass er nicht singen kann.