Translation of "Vahşi" in French

0.024 sec.

Examples of using "Vahşi" in a sentence and their french translations:

Vahşi.

Sauvage !

Vahşi hayvanlardan korkarım.

- J'ai peur des bêtes sauvages.
- Je crains les animaux sauvages.

Vahşi bir geceydi.

Ce fut une folle nuit.

- Vahşi Batı'ya hoş geldiniz.
- Vahşi Batı'ya hoş geldin.

Bienvenue dans l'Ouest sauvage.

Özellikle vahşi hayvanlara karşı.

Surtout aux créatures sauvages.

Tilki vahşi bir hayvandır.

Le renard est un animal sauvage.

O kadar vahşi değilim.

Je ne suis pas aussi sauvage que cela.

Her vahşi dans edebilir.

Tous les sauvages savent danser.

Çok vahşi olma Jack.

Ne sois pas si sauvage, Jack.

Vahşi köpeğe dikkat edin!

Attention au chien méchant.

Vahşi yaşama düşman, betondan ormanlar.

Des jungles de béton, hostiles à la faune.

Vahşi doğada ağaç kovuklarına tünerler.

Dans la nature, ils investissent des arbres creux.

Kovboy kostümlü o vahşi adam...

Cet homme féroce en jambières...

Alaska'da milyonlarca vahşi hayvan yaşıyor.

Des millions d'animaux sauvages vivent en Alaska.

- O vahşi hayvanlar hakkında çok şey bilir.
- Vahşi hayvanlar konusunda bilgisi çoktur.

Il connaît beaucoup de choses sur les animaux sauvages.

- Bu ormanda çok vahşi hayvan var.
- Bu ormanda birçok vahşi hayvan var.

Il y a beaucoup d'animaux sauvages dans cette forêt.

Hindistan Vahşi Yaşamı Koruma Derneğine göre

D'après la Société de Protection de la Faune en Inde,

Vahşi doğada sadece 14.000 pars kaldı.

Il n'en reste que 14 000 en liberté.

Vahşi doğada, her zaman teknolojiye güvenemezsiniz.

Dans la nature, on ne peut pas toujours se fier à la technologie.

Vahşi doğada gireceğiniz mücadeleleri dikkatli seçin.

Il faut savoir choisir ses combats.

Vahşi hayatta kaynaklar bulmalı ve değerlendirmelisiniz.

Pour survivre dans la nature, il faut être malin.

Vahşi doğada yiyecek ararken seçiçi olamazsınız!

Quand on est en pleine nature, on ne fait pas le difficile !

Vahşi doğada yiyecek ararken seçici olamazsınız!

Quand on est en pleine nature, on ne fait pas le difficile !

Vahşi istilacı sonunda veterinerler tarafından yatıştırılıyor

L'intrus sauvage est enfin mis sous sédatif par le personnel vétérinaire

Buralarda bir sürü vahşi hayvan var.

Il y a de nombreux animaux sauvages autour d'ici.

Bu köpekler göründükleri kadar vahşi değil.

Ces chiens ne sont pas aussi féroces qu'ils en ont l'air.

- Vahşi hayvanlardan korkarım.
- Yabani hayvanlardan korkarım.

J'ai peur des bêtes sauvages.

Bazen vahşi doğada işler beklenmedik şekilde sonuçlanabilir.

Parfois, dans la nature, les choses prennent un tournant inattendu.

Dördüncü nesil bir vahşi yaşam izcisi olarak

Quatrième génération de traqueur,

Kış yaklaştıkça vahşi doğada yiyecek iyice azalıyor.

Dans la nature, la nourriture se raréfie à l'approche de l'hiver.

Vahşi doğadayken unutmamanız gereken iki şey vardır.

Il faut se souvenir de deux choses dans la nature.

Vahşi, özgür bir hayvan tarafından bütünüyle kabullenilmek

De me sentir ainsi accueillie par cet animal sauvage et libre

Orada vahşi lavantanın dışında hiçbir şey yetişmiyordu.

Il ne poussait rien là d'autre que de la lavande sauvage.

Bir sürü vahşi hayvan yiyecek yokluğundan öldü.

De nombreux animaux sauvages crevèrent par manque de nourriture.

Çiftlik kedileri genellikle vahşi veya yarı vahşidir.

Les chats de ferme sont généralement sauvages ou à moitié sauvages.

Şehirler genişleyip vahşi yaşam alanları daralırsa ne olur?

Qu'arrive-t-il quand les villes s'étendent et l'habitat faunique rétrécit ?

Insanlar artık adım adım vahşi alanlara girmeye başladı.

les hommes envahissent progressivement les terres sauvages.

Ama geceleri şaşırtıcı derecede vahşi bir ortam oluşur.

Mais la nuit, elles sont étonnamment hostiles.

Vahşi doğanın ne kadar değerli olduğunu anlamamı sağladı.

Elle m'avait fait comprendre la valeur des endroits sauvages.

Bu vahşi ortamla temas hâlindesin ve seninle konuşuyor.

On est en contact avec le sauvage, qui nous répond.

Vahşi hayvanları evcil hayvanlar olarak tutmak yasal değil.

Garder des animaux sauvages comme animaux domestiques est illicite.

- Vahşi hayvanlar ormanda yaşarlar.
- Yabani hayvanlar ormanda yaşar.

Des animaux sauvages vivent dans la forêt.

Ama bu vahşi kediden sonra diğer finalistimiz kim olacak?

Mais qui rejoindra ce félin féroce dans notre sélection de finalistes ?

Vahşi doğmuş, acımasız hayvanlar fakat güzel ve müstesna yırtıcılar.

Ce sont des bêtes nées sauvages. Des prédateurs violents mais magnifiques.

Vahşi hayatta iyi bir sığınak hayatta kalmanın tek yoludur.

Dans la nature, un bon abri est le seul moyen de survivre.

Vahşi yaşam size bir besin fırsatı sunarsa onu değerlendirirsiniz!

Quand la nature nous offre de la nourriture, on ne refuse pas !

Kimin en vahşi, erkeğin mi dişinin mi olduğunu görüyoruz.

qui des deux est le plus féroce, les mâles ou les femelles ?

Vahşi bir kadın, asi bir şarkıcı ve bir elçiyim.

Je suis une femme sauvage, une chanteuse rebelle, une messagère.

Vahşi manzaraları ve kalabalık şehirlerinde epik bir savaş veriliyor.

À travers ses paysages sauvages et ses villes surpeuplées, une bataille épique est menée.

Vahşi düz kürklü su samurları gündüz aktif olsa da...

Bien que les loutres à pelage lisse soient actives le jour,

Hayvanların vahşi yaşamlarına dönmeleri için mükemmel bir ortam sağlıyor.

fournit l'environnement idéal aux animaux pour retrouver leur mode de vie sauvage.

Hiç yiyecek olmadığı için bir sürü vahşi hayvan öldü.

De nombreux animaux sauvages moururent parce qu'il n'y avait aucune nourriture.

Vahşi hayat çok basit ve toplumlarımız çok karmaşık makine!

La vie sauvage est si simple, et nos sociétés sont des machines si compliquées !

27 yıllık vahşi bir sivil savaş sonrası toparlanan bir ülke.

un pays se relevant après 27 ans de guerre civile brutale.

Çevreciler geride kalan vahşi gergedanları kurtarmak için daha çok çalışıyor.

Les écologistes redoublent d'efforts pour sauver les derniers rhinocéros.

Singapur şu anda dünyanın vahşi yaşama en dost şehirlerinden biri.

Singapour est désormais l'une des villes les plus hospitalières pour les animaux.

Bu vahşi hayvanların hayatlarının ne kadar hassas olduğunu fark ediyorsun.

On comprend à quel point ces animaux sont vulnérables.

Vahşi yaşam size bir yiyecek fırsatı sunarsa, onu değerlendirirsiniz! Ne yemeliyiz?

Quand la nature nous offre de la nourriture, on ne refuse pas ! On mange quoi, alors ?

Birim, 1793'te Prusyalılara karşı harekete geçti: vahşi bir ateş vaftizinde,

L'unité est entrée en action contre les Prussiens en 1793: lors d'un brutal baptême du feu, la moitié

Vahşi doğada bir şey yemek her zaman risklidir ve şimdi başımız belada.

Manger dans la nature est toujours risqué, et maintenant, on est dans le pétrin.

Ama ince farkları ancak öyle görebiliyorsun. Vahşi doğayı işte o zaman tanıyorsun.

C'est la seule façon de voir les petits détails. Et de comprendre la nature.

Ama bunun sizi yıldırmasın. Vahşi doğa şaşırtıcıdır. Artık hangi yönün batı olduğunu biliyoruz,

Mais ne vous découragez pas. La nature est parfois trompeuse. Maintenant, on sait où est l'ouest.

İskoçya'ya giderseniz lütfen bana bir vahşi sakatat yahnisi tekrar getirir misin? Teşekkür ederim.

Si tu vas en Écosse, pourrais-tu me rapporter un haggis sauvage ? Merci.

Içeride Gubbi ve diğer vahşi yaşam görevlileri büyük ağlar gererek kaçağı tuzağa düşürmeyi umuyor.

à l'intérieur, Gubbi et les autres agents de la faune installent de larges filets espérant piéger le fugitif.

Dünya'nın dört bir yanında, vahşi hayvanlar yemek çalmak konusunda daha çok hüner göstermeye başlıyor.

Dans le monde entier, les animaux sauvages rivalisent d'ingéniosité pour voler leur repas,

Kendi hâlindeki vahşi bir hayvan, ziyarete gelen bu garip insan yaratığından ne kazanabilir ki?

Comment cet animal sauvage qui vit sa vie pourrait tirer quelque chose de cet étrange visiteur humain ?

İlk başlarda suya girmek zor. Burası yüzmek için gezegendeki en vahşi, en korkunç yerlerden biri.

Au début, c'est dur de rentrer dans l'eau. C'est un des lieux les plus terrifiants où l'on puisse nager.

Vahşi yaşam biyoloğu Dr. Wong Siew Te'ye göre en tehlikeli gergedan, kendini tehdit altında hisseden gergedandır.

D'après le biologiste de la faune, Dr Wong Siew Te, un rhinocéros menacé est un rhinocéros dangereux.

Şehirlerimizin her türden vahşi yaşama yuva olduğu bir gelecek. Sadece geceleri değil, aynı zamanda... ...gündüzleri de.

Où nos villes seront un refuge pour la vie sauvage, non seulement la nuit, mais aussi le jour ?

- Yabanileşmiş kediler vahşi hayat için önemli bir tehdit oluşturuyor.
- Yabanileşmiş kediler doğal yaşam için büyük tehdit oluşturuyor.

- Les chats errants représentent une menace majeure pour la faune sauvage.
- Les chats harets représentent une menace majeure pour la faune sauvage.

Yağmur ormanları dünya yüzeyinin sadece yüzde ikisini kaplamasına karşın; vahşi bitki, hayvan ve bitki türlerinin yarısından fazlası orada yaşar.

Bien que les forêts tropicales ne couvrent que 2% de la surface de la terre, plus de la moitié des espèces animales, végétales et des insectes y vivent.