Translation of "Tilki" in French

0.006 sec.

Examples of using "Tilki" in a sentence and their french translations:

Bir tilki birlikte geldi.

Un renard arriva.

Tilki vahşi bir hayvandır.

Le renard est un animal sauvage.

Avcı bir tilki vurdu.

Le chasseur a tué un renard.

O bir tilki mi?

Est-ce que c'est un renard ?

Tilki oyuk bir ağaçta saklandı.

Le renard s'est caché dans l'arbre creux.

Tavuğu o tilki öldürmüş olmalı.

Ce renard a dû tuer la poule.

Tavuklar bir tilki tarafından öldürüldüler.

Les poulets ont été tués par un renard.

şehre inen tilki, aslan ve domuz

renard, lion et cochon descendant vers la ville

Kulağının arkasına bir tilki dövmesi yaptırdı.

Elle s'est fait tatouer un renard derrière l'oreille.

Dikkat! Tilki, tavuk kümesinin etrafında dolaşıyor.

Attention ! Le renard rôde autour du poulailler.

Tom kurtla tilki arasındaki farkı bilmiyor.

Tom ne connaît pas la différence entre un loup et un renard.

Tilki olsaydı, gerçekten çok güçlü bir kokusu olurdu.

Si c'était du renard, l'odeur serait vraiment très forte.

Biz bir tilki yakalamak için bir tuzak kurduk.

Nous avons posé un piège pour capturer un renard.

Ben bir kurt, bir tilki ve bir tavşan gördüm.

J'ai vu le loup, le renard, le lièvre.

Bu daha çok köpekgil benzeri, daha yumuşak. Tilki daha kalın olurdu.

Là, c'est plus canin, plus doux. Le renard, c'est fort.

- Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üzerine atlar.
- Pijamalı hasta yağız şoföre çabucak güvendi.

Portez ce vieux whisky au juge blond qui fume.

- Bazı tilkilerin bu dağda yaşadığını biliyor muydun?
- Bu dağda birkaç tilki yaşadığını biliyor muydun?

Saviez-vous que quelques renards vivaient sur cette montagne ?

Uzun uzun zaman önce, bir maymun, bir tilki ve bir tavşan birlikte mutlu şekilde yaşadılar.

Il y a très très longtemps en Indes, un singe, un renard et un lapin vivaient ensemble heureux.