Translation of "Tıp" in French

0.009 sec.

Examples of using "Tıp" in a sentence and their french translations:

O tıp biliyor.

Il s'y connaît en médecine.

Tıp eğitimim yok.

Je n'ai pas de formation médicale.

- Kyoto'da tıp kongresi gerçekleştirildi.
- Kyoto'da tıp kongresi düzenlendi.

Le congrès médical s'est tenu a Kyoto.

- O, tıp uygulaması yapıyor.
- O, tıp mesleğini icra ediyor.

Il pratique la médecine.

Ve ''Tıp hazırlığı bırakalım,

« Abandonnons médecine,

Tıp okuma kararını alkışlıyorum.

J'applaudis votre décision d'étudier la médecine.

Hayatını tıp mesleğine adadı.

Il a consacré sa vie à la médecine.

O bir tıp öğrencisidir.

Il est étudiant en médecine.

O bir tıp öğrencisiydi.

Elle était étudiante en médecine.

Tıp fakültesinde kaçıncı sınıftasın?

En quelle année de médecine êtes-vous ?

Tıp dilinde akıcı konuşmaya başladım,

J'ai appris à parler couramment le jargon médical,

2005'de bir tıp dergisinde

Dans un journal médical en 2005,

Amerikada tıp eğitimi yapmaya niyetlendim.

J'avais l'intention d'étudier la médecine aux États-Unis.

Dan tıp fakültesine kabul edildi.

Dan a été admis à la faculté de médecine.

O kendini tıp çalışmasına adadı.

Il s'est dévoué à l'étude de la médecine.

Ve son olarak tıp konusu var.

Et enfin, il y a la médecine,

Tıp bilimi çarpıcı bir ilerleme gösterdi.

La science médicale a réalisé d'immenses progrès.

O tıp öğrenimi için Amerika'ya gitti.

Il alla en Amérique étudier la médecine.

Modern tıp olmasa ben şimdi ölürüm.

Si ce n'était pour la médecine moderne, je serais mort à l'heure qu'il est.

Bunu tıp okulunun ilk yılında öğrendim.

J'ai appris ça en première année de médecine.

Oğlum tıp okumak için ABD'ye gitti.

Mon fils est allé faire ses études de médecine aux États-Unis d'Amérique.

LB: Arifeen Rahman tıp ikinci sınıf öğrencisidir.

LB : Arifeen Rahman est étudiante en deuxième année de médecine.

Ben tıp öğrenimi için Almanya'ya gitmeyi düşünüyorum.

Je pense que je vais aller en Allemagne pour étudier la médecine.

Eğer bir tıp diploman varsa, onu getir.

Si vous avez un certificat médical amenez-le.

- Hayatını tıp mesleğine adadı.
- Hayatını tıpa adadı.

Il a consacré sa vie à la médecine.

Modern tıp olmasaydı şu an ölmüş olurdum.

Si ce n'était pour la médecine moderne, je serais mort à l'heure qu'il est.

O, tıp eğitimi görmek için Almanya'ya gitti.

Elle est allée en Allemagne pour étudier la médecine.

Diseksiyonu 200'den fazla tıp öğrencisi izledi.

Plus de 200 étudiants en médecine ont assisté à la dissection.

Doktor Martin'in Amerikan Tıp Derneği'nin dergisinde yayımladığı makale.

Le Docteur Martin a publié dans le journal de l'association médicale américaine.

- O tıpa tıp babasına benziyor.
- O, babasını kopyasıdır.

- C'est le portrait craché de son père.
- Il ressemble comme deux gouttes d’eau à son père.

O tıp okumak için Amerika Birleşik Devletleri'ne gitti.

Il alla en Amérique étudier la médecine.

Bir tıp doktoru olarak Tom'un parlak bir kariyeri var.

Tom a une brillante carrière en tant que médecin.

Profesyonel çevirmenler çoğunlukla sadece tek bir alanda uzmanlaşırlar, örneğin hukuk ve tıp.

Les traducteurs professionnels se spécialisent souvent dans un seul domaine, par exemple le droit ou la médecine.

Her zaman tıp öğrencilerinin çalışkan ve çok meşgul kişiler olduklarına inanırdım. Seninle tanışana kadar.

J’ai toujours cru que les étudiants en médecine étaient des gens vaillants et très occupés. Jusqu’à ce que je te rencontre.

Tıp öğrenimi yapması için onun doktor babasının teşvikini reddettikten sonra Hawking onun yerine Matematik ve fizik üzerinde konsantre olmayı seçti.

Rejetant l'injonction de son père médecin d'étudier la médecine, Hawking choisit plutôt de se concentrer sur les mathématiques et la physique.