Translation of "Kasvetli" in French

Görünüm kasvetli.

Les perspectives sont peu réjouissantes.

Tom kasvetli.

Tom est sombre.

Kasvetli görünüyorsun.

- Tu as l'air triste.
- Vous avez l'air triste.

O kasvetli görünüyor.

Il a l'air sombre.

Ev çok kasvetli görünüyordu.

La maison avait l'air très lugubre.

O kasvetli bir yerdir.

C'est un endroit sinistre.

- Bugün kasvetli hissediyorum.
- Bugün efkârlıyım.

Je me sens triste aujourd'hui.

Japonya'nın gelecek için beklentileri kasvetli görünüyor.

Les perspectives pour l'avenir du Japon semblent sombres.

Aralıklı şimşekler, ormanın kasvetli karanlığını aydınlattı.

Des éclairs intermittents illuminaient la profonde obscurité de la forêt.

Kasvetli bir manzara, her yöne millerce yayıldı.

Un paysage ennuyeux s'étendait sur des kilomètres dans toutes les directions.

Ben yarın başka bir kasvetli toplantıya gitmek zorundayım.

Je dois aller à un autre rendez-vous ennuyeux, demain.

Sanırım bir şey için birine asla güvenmek zorunda kalmadığım için benim dostluk üzerine görüşüm oldukça kasvetli.

Je suppose que mon point de vue sur l’amitié est assez morne parce que je n’ai jamais réellement eu à compter sur qui que ce soit pour quoi que soit.

- Bu kahrolası köyde yaşayan köylülerin çoğunluğu ne okuyabiliyor ne de yazabiliyor.
- Bu kasvetli köyde yaşayan köylülerin çoğunluğu ne okuyabiliyor ne de yazabiliyor.

La plupart des paysans vivant dans ce village perdu ne savent ni lire ni écrire.