Translation of "Kardeşimle" in French

0.006 sec.

Examples of using "Kardeşimle" in a sentence and their french translations:

Kardeşimle yiyorum.

Je mange avec mon frangin.

Erkek kardeşimle sinemadaydım.

J'ai été au cinéma avec mon frère.

Kız kardeşimle görüştüm.

Je me suis concerté avec ma sœur.

- Kız kardeşimle oyun oynuyorum.
- Kız kardeşimle bir oyun oynuyorum.

Je joue à un jeu avec ma sœur.

- George kız kardeşimle evlendi.
- George benim kız kardeşimle evlendi.

George a épousé ma sœur.

- O benim kız kardeşimle evlendi.
- O kız kardeşimle evlendi.

Elle a épousé ma sœur.

Kız kardeşimle parkta oynardım.

Je jouais avec ma sœur dans le parc.

O, kız kardeşimle nişanlı.

Il est fiancé à ma sœur.

Küçük kardeşimle birlikte yedim.

J'ai mangé avec mon petit frère.

Erkek kardeşimle oyun oynadım.

J'ai joué avec mon frère.

Ben kız kardeşimle konuşuyorum.

- Je parle à ma sœur.
- Je suis en train de parler à ma sœur.

Erkek kardeşimle sinemaya gittim.

Je suis allée au cinéma avec mon frère.

Kız kardeşimle oyun oynuyorum.

Je joue à un jeu avec ma sœur.

Erkek kardeşimle sinemaya gittik.

Je suis allée à la salle de cinéma avec mon frère.

Kız kardeşimle tanışmanı istiyorum.

- J'aimerais que tu rencontres ma sœur.
- J'aimerais que vous rencontriez ma sœur.

Erkek kardeşimle gurur duyuyorum.

- Je suis fier de mon frère.
- Je suis fière de mon frère.

Kız kardeşimle öyle konuşma.

- Ne parle pas à ma sœur comme ça.
- Ne parlez pas à ma sœur comme cela.

Beni erkek kardeşimle karıştırdı.

- Elle m'a pris pour mon frère.
- Elle m'a confondu avec mon frère.

Çoğunlukla ben kardeşimle karıştırılırım.

On me confond souvent avec mon frère.

Erkek kardeşimle iyi geçinirim.

Je suis en bons termes avec mon frère.

Odayı kız kardeşimle paylaşıyorum.

Je partage la chambre avec ma sœur.

O beni kız kardeşimle karıştırdı.

Elle m'a confondue avec ma sœur.

O, küçük kız kardeşimle nişanlıdır.

Il est fiancé à ma jeune sœur.

Kız kardeşimle hayvanat bahçesine gittim.

- Je suis allé au zoo avec ma sœur.
- Je suis allée au zoo avec ma sœur.

O benim kız kardeşimle evlendi.

Il s'est marié avec ma sœur.

Tom beni erkek kardeşimle karıştırdı.

Tom m'a pris pour mon frère.

Bir daireyi erkek kardeşimle paylaşıyorum.

Je partage un appartement avec mon frère.

Herkes beni erkek kardeşimle karıştırıyor.

Tout le monde me prend pour mon frère.

Kız kardeşimle flört etmeyi bırak.

- Arrêtez de draguer ma sœur !
- Arrête de draguer ma sœur !

Tom kız kardeşimle flört ediyor.

Tom sort avec ma sœur.

Ben seni erkek kardeşimle karıştırdım.

Je pensais que vous étiez mon frère.

Annem erkek kardeşimle alışverişe gitti.

- Mère est partie faire des courses avec mon frère.
- Mère est allée faire des courses avec mon frère.

Lütfen beni erkek kardeşimle kıyaslama.

Ne me compare pas avec mon frère, je te prie !

Erkek kardeşimle bir oda paylaşıyorum.

Je partage une chambre avec mon frère.

Kız kardeşimle iletişime geçmeye çalışıyorum.

J'essaie de contacter ma sœur.

- Beni sık sık erkek kardeşime benzetirler.
- Çoğunlukla ben kardeşimle karıştırılırım.
- Çoğunlukla beni kardeşimle karıştırırlar.
- Ben sık sık erkek kardeşimle karıştırılırım.

- On me confond souvent avec mon frère.
- On me prend souvent pour mon frère.

Beni her zaman kız kardeşimle karıştırır.

Il me confond toujours avec ma sœur.

Kız kardeşimle flört etmene izin vermeyeceğim.

Je ne te permettrai pas de sortir avec ma sœur.

Ben her zaman erkek kardeşimle oynadım.

J'ai toujours joué avec mon frère.

Öğlenleyin kız kardeşimle birlikte yemek yiyorum.

Je mange avec ma sœur à midi.

Onun beni kız kardeşimle karıştırdığına eminim.

- Je suis sûre qu'il m'a confondue avec ma sœur.
- Je suis sûr qu'il m'a confondu avec ma sœur.

Bugün erkek kardeşimle öğle yemeği yiyorum.

Aujourd'hui je déjeune chez mon frère.

O, yaklaşık olarak kız kardeşimle aynı yaşta.

- Elle a à peu près le même âge que ma sœur.
- Elle a environ le même âge que ma sœur.

Küçük kız kardeşimle aynı zamanda mı ayrıldın?

Êtes-vous parti en même temps que ma jeune sœur ?

Şu an kız kardeşimle öğle yemeği yiyorum.

Je suis en train de déjeuner avec ma sœur.

Sence Tom kız kardeşimle çıkmayı düşünür mü?

Penses-tu que Tom envisagerait de sortir avec ma petite sœur ?

Kardeşimle The Great Dance isminde bir film çekiyorduk.

Je tournais The Great Dance avec mon frère.

O, yaklaşık olarak büyük kız kardeşimle aynı yaşta.

- Elle a à peu près le même âge que ma sœur aînée.
- Elle a environ le même âge que ma sœur aînée.

Ben annemle, erkek kardeşimle ve büyük ebeveynlerimle yaşıyorum.

Je vis avec ma mère, mon frère et mes grands-parents.

Kız kardeşimle hemen hemen aynı yaşta gösterdiğimi söylerler.

Les gens disent que j'ai l'air d'avoir à peu près le même âge que ma sœur.

- Beni erkek kardeşimle karıştırdı.
- O, erkek kardeşimi ben sandı.

- Elle a confondu mon frère avec moi.
- Elle m'a confondu avec mon frère.

- O benim kız kardeşimle evlendi.
- O benim kız kardeşim ile evlendi.

Il s'est marié avec ma sœur.

- Ben kız kardeşimle yemek yiyorum.
- Ben kız kardeşim ile yemek yiyorum.

Je suis en train de déjeuner avec ma sœur.