Translation of "Karşılıklı" in French

0.003 sec.

Examples of using "Karşılıklı" in a sentence and their french translations:

Bizim karşılıklı arkadaşlarımız var.

- Nous avons des amis communs.
- Nous avons des amies communes.

Onun hisleri karşılıklı değildi.

Ses sentiments n'étaient pas réciproques.

Onlar karşılıklı anlaşmayla boşandılar.

- Le divorce a été prononcé par consentement mutuel.
- Le divorce s'est déroulé de façon consensuelle.

Karşılıklı farklılıklarımızla kendimizi zenginleştirelim.

Enrichissons-nous de nos différences mutuelles.

Bence bu karşılıklı olark yararlı.

Je pense que c'est mutuellement bénéfique.

Tom'la Mary sahilde oturup karşılıklı konuştular.

- Tom et Mary se sont assis sur la plage et se sont parlés.
- Tom et Mary s'assirent sur la plage et discutèrent.

- Yöneticilerle yüz yüze oturduk.
- Yöneticilerle karşılıklı oturduk.

Nous étions assis face aux cadres.

Tom yerleri Mary ile karşılıklı değiştirebilmeyi diliyor.

Tom aimerait pouvoir échanger sa place avec Mary.

Onun onu sevdiğini herkes bilir ve karşılıklı olarak.

Tout le monde sait qu'il l'aime et qu'elle l'aime aussi.

Evlilik karşılıklı olarak ve son derece eğitici olmalı.

Le mariage doit être une éducation mutuelle et infinie.

Keyif, sevgi ve karşılıklı destek için bir kaynak olabilir.

il peut être une source de joie, d'amour, de support mutuel.

Aralarında karşılıklı saygı ve sadakate dayalı özel bir bağ kuruldu

et un lien spécial se forma entre eux, basé sur le respect mutuel et la loyauté.

Biz hedefe ulaşmak için karşılıklı yardımın gerekli olduğu sonucuna vardık.

Nous sommes arrivés à la conclusion que l'entraide était essentiel pour atteindre ce but.

Hani karınla aslında iş yerindeyken çekildiğin karşılıklı attığın fotoğraflar var ya hani

Vous savez, il y a des photos que vous avez prises avec votre femme pendant que vous étiez au travail

Ben buraya dünyada Birleşik Devletler ve Müslümanlar arasında yeni bir başlangıç noktası aramak için geldim; biri karşılıklı ilgi ve karşılıklı saygıya dayalı; biri Amerika ve Müslümanın münhasır olmadığı ve rekabet içinde olması gerekmeyen gerçeğine dayalı.Bunun yerine onlar örtüşürler ve ortak prensipleri paylaşırlar - adalet ve ilerleme prensipleri tüm insanların hoşgörü ve haysiyeti.

Je suis venu ici pour rechercher un nouveau départ entre les États-Unis et les Musulmans à travers le monde ; qui soit fondé sur l'intérêt mutuel et le respect mutuel, et qui soit fondé sur la vérité que l'Amérique et l'Islam ne sont pas exclusifs, et n'ont pas besoin d'être en concurrence. Au contraire, ils se recouvrent et partagent des principes communs - principes de justice et de progrès, tolérance et la dignité de tous les êtres humains.