Translation of "Inanıyor" in French

0.008 sec.

Examples of using "Inanıyor" in a sentence and their french translations:

Yapacağına inanıyor

Il croit qu'il

Hayaletlerin varlığına inanıyor.

Il croit aux fantômes.

Ruhlara inanıyor musun?

- Crois-tu aux esprits ?
- Croyez-vous aux esprits ?

Allah'a inanıyor musun?

- Croyez-vous en Dieu ?
- Crois-tu en Dieu ?
- Croyez-vous en l'existence de Dieu ?
- Crois-tu en Dieu ?
- Croyez-vous en Dieu ?

Perilere inanıyor musunuz?

Croyez-vous aux fées ?

Kim Allah'a inanıyor?

Qui croit en Dieu ?

Tom sana inanıyor.

Tom te croit.

Bana inanıyor musun?

Crois-tu en moi ?

Ona inanıyor musun?

- Vous fiez-vous à sa parole ?
- Est-ce que tu le crois ?
- Est-ce que tu le crois, lui ?

Tom Tanrı'ya inanıyor.

Tom croit en Dieu.

Ona kim inanıyor?

- Qui croit cela ?
- Qui croit ça ?

Tom ona inanıyor.

Tom le croit.

Tom, Mary'ye inanıyor.

Tom croit Marie.

Herkes ona inanıyor.

Tout le monde le croit.

Reenkarnasyona inanıyor musun?

- Croyez-vous à la réincarnation ?
- Crois-tu à la réincarnation ?

Onlar ona inanıyor.

- Ils la croient.
- Elles la croient.

Nazara inanıyor musunuz?

Crois-tu au mauvais œil ?

- Paskalya tavşanının varlığına inanıyor musun?
- Paskalya tavşanına inanıyor musun?

Crois-tu au Lapin de Pâques ?

Onun masum olduğuna inanıyor.

Elle croit qu'il est innocent.

Her şeyi bildiğine inanıyor.

Il croit tout savoir.

Şimdi bana inanıyor musun?

- Me croyez-vous, maintenant ?
- Me crois-tu, maintenant ?

O, onu kanıtlayabileceğine inanıyor.

Il croit pouvoir le prouver.

Ona hâlâ inanıyor musun?

- Crois-tu encore à cela ?
- Croyez-vous toujours cela ?

Aşkın gücüne inanıyor musun?

- Crois-tu au pouvoir de l'amour ?
- Croyez-vous au pouvoir de l'amour ?

Tom mucizelere inanıyor mu?

Tom croit-il aux miracles ?

Allah'ın varlığına inanıyor musun?

Crois-tu en l'existence de Dieu ?

Koruyucu meleklere inanıyor musun?

- Crois-tu aux anges gardiens ?
- Croyez-vous aux anges gardiens ?

Savaşın başlayacağına inanıyor musun?

Crois-tu que la guerre va commencer ?

Bir tanrıya inanıyor musun?

Crois-tu en un dieu ?

O açıklamaya inanıyor musun?

Souscris-tu à cette explication ?

Buna gerçekten inanıyor musun?

- Est-ce que tu crois vraiment à ceci ?
- Crois-tu vraiment ça ?

O, Noel Baba'ya inanıyor.

Il croit au Père Noël.

Oğlum Noel Baba'ya inanıyor.

Mon fils croit au Père Noël.

Sen burçlara inanıyor musun?

Crois-tu aux horoscopes ?

Şimdi buna inanıyor musun?

- Est-ce que tu le crois maintenant ?
- Le croyez-vous maintenant ?

Tom, Mary'nin öldürüldüğüne inanıyor.

Tom croit que Mary a été assassinée.

Onun dediğine inanıyor musun?

- Est-ce que tu crois ce qu'il a dit ?
- Crois-tu à ce qu'il a dit ?

Gerçekten buna inanıyor musun?

- Crois-tu vraiment ceci ?
- Croyez-vous vraiment ceci ?

Hikayenin gerçek olduğuna inanıyor.

- Il pense que cette histoire est vraie.
- Il croit que cette histoire est vraie.

- Erkek arkadaşının masum olduğuna inanıyor.
- Erkek arkadaşının suçsuz olduğuna inanıyor.

Elle croit que son petit ami est innocent.

Çocuk dünyanın düz olduğuna inanıyor.

Cet enfant pense que la Terre est plate.

Kiliseye giden herkes Tanrı'ya inanıyor.

Quiconque se rend à l'église croit en Dieu.

Tom Mary'nin her söylediğine inanıyor.

Tom croit tout ce que dit Mary.

Sen buna dürüstçe inanıyor musun?

- Le croyez-vous honnêtement ?
- Le crois-tu honnêtement ?

Oğlunun hâlâ hayatta olduğuna inanıyor.

- Elle croit que son fils est encore vivant.
- Elle croit son fils encore vivant.

Polis kurbanın katilini tanıdığına inanıyor.

La police croit que la victime connaissait son meurtrier.

Dan evrenin merkezi olduğuna inanıyor.

Dan se prend pour le centre de l'univers.

Onu yaptığıma gerçekten inanıyor musun?

- Croyez-vous vraiment que j'ai fait cela ?
- Est-ce que tu crois vraiment que j'ai fait ça ?

Oğlum hâlâ Noel Baba'ya inanıyor.

Mon fils croit toujours au Père Noël.

Sen aslında buna inanıyor musun?

- Est-ce que tu crois vraiment à ceci ?
- Crois-tu vraiment ça ?

Tom Mary'nin hatalı olduğuna inanıyor.

Tom croit que Mary a tort.

Gerçekten o şeye inanıyor musun?

- Croyez-vous vraiment à ce genre de choses ?
- Crois-tu vraiment à ces trucs ?

Tom'un masum olduğuna inanıyor musun?

- Crois-tu que Tom soit innocent ?
- Croyez-vous que Tom soit innocent ?

Tom Mary'nin masum olduğuna inanıyor.

- Tom croit que Marie est innocente.
- Tom croit Marie innocente.

O hikayelere gerçekten inanıyor musunuz?

Crois-tu vraiment ces histoires ?

Tom hâlâ Noel Baba'ya inanıyor.

Tom croit toujours au Père Noël.

Bunun doğru olduğuna inanıyor musunuz?

- Croyez-vous que ceci soit vrai ?
- Est-ce que tu crois que c'est vrai ?

Tom'un kazanacağına gerçekten inanıyor musun?

Tu crois vraiment que Tom va gagner ?

Dünyada yalnız olduğuna inanıyor musun?

Croyez-vous que vous êtes seul au monde ?

Dünyada yalnız olduğunuza inanıyor musunuz?

Croyez-vous que vous êtes seul au monde ?

O, onun bir kahraman olduğuna inanıyor.

Il se prend pour un héros.

Birçok insan yarasaların kuş olduğuna inanıyor.

Beaucoup de gens pensent que les chauves-souris sont des oiseaux.

Herkes onların yaşlılıkları için hazırlandıklarına inanıyor.

Tout le monde pense qu'il a prévu pour sa vieillesse.

Birçok kişi paranın mutluluk getirdiğine inanıyor.

Beaucoup de gens pensent que l'argent fait le bonheur.

O aramızda bir casus olduğuna inanıyor.

Il pense qu'il y a un espion parmi nous.

- Hayaletlere inanıyor musunuz?
- Hayaletlere inanır mısın?

- Crois-tu aux fantômes ?
- Est-ce que tu crois aux fantômes ?
- Tu crois aux fantômes ?
- Croyez-vous aux fantômes ?
- Est-ce que vous croyez aux fantômes ?
- Vous croyez aux fantômes ?

Sen onun doğruyu söylediğine inanıyor musun?

Croyez-vous qu'il ait dit la vérité ?

Tom'un güvenilir olduğuna gerçekten inanıyor musun?

Penses-tu réellement que Tom est fiable ?

Bazıları Nessie'nin bu gölde yaşadığına inanıyor.

Certains croient que Nessie vit dans ce lac.

Ölümden sonra hayat olduğuna inanıyor musun?

Penses-tu qu'il y a une vie après la mort ?

Tom'un bizi duyabileceğine gerçekten inanıyor musun?

Penses-tu vraiment que Tom peut nous entendre?

İnsanlar bu raporun doğru olduğuna inanıyor.

Les gens pensent que ce reportage est vrai.

Tom ölüm cezasının kaldırılması gerektiğine inanıyor.

Tom trouve que la peine de mort devrait être abolie.

Tom herkesin ondan nefret ettiğine inanıyor.

Tom est convaincu que tout le monde le déteste.

Başarılarının kısmen benzersiz bir zihniyete atfedilebileceğine inanıyor…

Il croit que leur succès peut être attribué, en partie, à un état d'esprit unique…

Bazıları ruhaniliğin sofuluktan tamamen farklı olduğuna inanıyor.

Certains croient que la spiritualité est complètement différente de la religiosité.

Hala benim erkek kardeşimi öldürdüğüme inanıyor musunuz?

- Croyez-vous toujours que j'aie tué mon frère ?
- Crois-tu toujours que j'aie tué mon frère ?

Gerçekten benim erkek kardeşimi öldürdüğüme inanıyor musunuz?

- Croyez-vous vraiment que j'aie tué mon frère ?
- Crois-tu vraiment que j'aie tué mon frère ?

Sanırım Tom Mary'nin söylediği her şeye inanıyor.

Je pense que Tom croit tout ce que Marie lui dit.

Birçok insan ülkemiz politikacılarının yozlaşmış olduğuna inanıyor.

Beaucoup de gens croient que les politiciens de notre pays sont corrompus.

Çoğu insan onların ortalamanın üstünde olduklarına inanıyor.

La plupart des gens pensent qu'ils valent mieux que la moyenne.

Tom'un sana söylediği her şeye inanıyor musun?

Tu crois tout ce que Tom te dit ?

Ben söylentilere inanmıyorum. Sen onlara inanıyor musun?

Je ne crois pas aux rumeurs. Tu y crois ?

Kaderlerimizin yıldızlar tarafından kontrol edildiğine inanıyor musun?

- Croyez-vous que notre destin soit régi par les étoiles ?
- Crois-tu que notre destin soit régi par les étoiles ?
- Crois-tu que nos destins soient régis par les étoiles ?
- Croyez-vous que nos destins soient régis par les étoiles ?
- Croyez-vous que nos destinées soient régies par les étoiles ?

Tom Mary'nin doğru bir seçim yaptığına inanıyor.

Tom pense que Marie a fait le bon choix.

Tom hükümetin yabancılar hakkındaki gerçeği gizlemek istediğine inanıyor.

Tom croit que le gouvernement cache la vérité au sujet des extraterrestres.

- Muhtemelen ona gerçekten inanamazsın.
- Buna gerçekten inanıyor olamazsın.

Vous ne pouvez pas croire cela, quand même.

Dan gerçekten tüm dünyanın onun etrafında döndüğüne inanıyor.

Dan croit vraiment que le monde repose sur lui.

Tek kutsal, katolik ve apostolik kiliseye inanıyor musunuz?

Croyez-vous en la sainte église catholique, apostolique et romaine ?

O onun söylediğinin doğru olduğuna inanıyor gibi görünüyordu.

Il semble qu'il croie que ce qu'il dit est juste.

Aranızda kim benim için benden daha çok çalıştığına inanıyor?

Qui d'entre vous croit qu'il a travaillé plus dur pour moi que moi pour vous ?

- Yalnız başıma gitmem gerektiğine inanıyor musun?
- Sence, yalnız mı gitmeliyim?

- Penses-tu que je devrais y aller seul ?
- Penses-tu que je devrais y aller seule ?
- Pensez-vous que je devrais y aller seul ?
- Pensez-vous que je devrais y aller seule ?

Herkes farklı bir şeye inanıyor ama sadece bir gerçek vardır.

Chacun croit à une chose différente, mais il n'y a qu'une vérité.

- Tom doğumdan sonra yaşama inanır.
- Tom doğumdan sonra yaşama inanıyor.

Tom croit à la vie après la naissance.

En iyi şekilde planlanıyor ve bazıları şekil olarak modern olduklarına inanıyor,

Emirats sont planifiées de la meilleure façon, et certains pensent qu'elles sont de forme moderne,

Aranızdan kim benim onun için çalıştığımdan daha çok benim için çalıştığına inanıyor?

Qui d'entre vous crois qu'il m'a plus donné que je lui ai offert ?!