Translation of "Bahçe" in French

0.042 sec.

Examples of using "Bahçe" in a sentence and their french translations:

- Bahçe, evin önündedir.
- Bahçe evin önünde.

Le jardin est en face de la maison.

- Bahçe, evin önündedir.
- Bahçe evin önünde.
- Evin önünde bir bahçe var.

Le jardin est en face de la maison.

"Önemli olan bahçe değil, yapılan bahçe işleri."

« Ce n'est pas le jardin qui est important, mais le jardinage. »

Bahçe, zambaklarıyla ünlüdür.

Le jardin est célèbre pour ses iris.

Bahçe çiçeklerle doluydu.

Le jardin était plein de fleurs.

Bahçe işleri eğlencelidir.

Jardiner est amusant.

Bahçe evin arkasında.

Le jardin est derrière la maison.

Bahçe buraya ayrılır.

Le chemin se divise ici.

- Bahçe Japon tarzında kuruldu.
- Bahçe, Japon tarzında tasarlandı.

Le jardin est conçu dans un style japonais.

Ne güzel bir bahçe.

Quel beau jardin.

Ne sevimli bir bahçe!

Quel charmant jardin !

Bahçe harika revaklarla çevriliydi.

Le jardin était entouré de magnifiques portiques.

Bu verimli bir bahçe.

Ce jardin est fertile.

Bu bahçe ikiye ayrılır.

Le chemin se divise ici en deux.

Bahçe sarı çiçeklerle doluydu.

Le jardin était plein de fleurs jaunes.

Bahçe güzel çiçeklerle doluydu.

Le jardin était rempli de jolies fleurs.

Büyük bir bahçe değildi.

C'était à peine une cour.

Bu bahçe güllerle dolu.

Il y a beaucoup de roses dans ce jardin.

Evimin arkasında bir bahçe var.

Il y a un jardin à l'arrière de ma maison.

Bahçe yağmurdan sonra harap oldu.

Après la pluie, le jardin a été dévasté.

Bahçe ahşap bir çitle çevriliydi.

Le jardin était entouré par une barrière en bois.

Büyükannem bağ-bahçe işlerinden anlar.

Ma grand-mère a la main verte.

Evimizin arkasında bir bahçe var.

Il y a un jardin à l'arrière de notre maison.

Sen bahçe aletlerini nerede tutuyorsun?

Où est-ce que tu gardes tes outils de jardinage ?

Evimizin önünde bir bahçe var.

Notre maison est pourvue d'un jardin sur sa face avant.

Yağmur yağarsa bahçe partisi düzenlenmez.

Si la pluie survient, la fête champêtre n'aura pas lieu.

- Evimin önünde ufak bir bahçe var.
- Evimin önünde küçük bir bahçe var.

Il y a un petit jardin devant ma maison.

Kendi başlarına karışık gördükleri ön bahçe.

qu'ils considéraient comme une ingérence dans leur propre cour avant.

Evin önünde bir bahçe var mı?

Y a-t-il un jardin devant la maison ?

- Bahçe makasım nerede?
- Bahçıvan makasım nerede?

Où est le sécateur ?

Bir ihtimal yağmur yağarsa bahçe partisi olmayacak.

Si jamais il pleut, la fête champêtre n'aura pas lieu.

Ne kadar da güzel bir bahçe yapmışlar!

Quel beau jardin ils ont fait.

Hayalsız bir hayat çiçeksiz bir bahçe gibidir.

Une vie sans rêves est comme un jardin sans fleurs.

Benim arka bahçe on kişiden daha fazlasını barındırabilir.

Ma cour peut accueillir plus de dix personnes.

Bu günlerde zaman geçirmek için bahçe işleriyle uğraşıyorum.

Je fais du jardinage ces temps-ci pour tuer le temps.

Ve su yosunları için hidroponik bir bahçe görevi görüyor,

et agissent comme de petits jardins hydroponiques pour les algues

Açık Bahçe isimli bir proje oluşturmam için beni davet ettiler.

Ils m'ont invité à créer un projet qu'on a appelé le « Verger ouvert »

Tom daha önce hiç bu kadar güzel bir bahçe görmemişti.

Tom n'avait auparavant jamais vu un si beau jardin.

Singapur. Tertemiz su yollarına ve iki milyondan fazla ağaca sahip bu bahçe şehir,

Singapour, une ville-jardin aux cours d'eau immaculés et aux plus de deux millions d'arbres,