Translation of "Çıktım" in French

0.009 sec.

Examples of using "Çıktım" in a sentence and their french translations:

Sahneye çıktım,

Je monte sur scène,

Karanlıktan çıktım.

Je m'en suis sortie.

Oradan çıktım.

je suis partie.

Karşı çıktım.

J’ai marqué mon désaccord.

Sudan çıktım.

- Je suis sorti de l'eau.
- Je suis sortie de l'eau.

Kayalığın üzerine çıktım.

On a atteint le sommet.

Son maçıma çıktım

j'ai catché pour la dernière fois

Kovulmadım. İşten çıktım.

Je n'ai pas été viré. J'ai démissionné.

Arkadaşımla dışarı çıktım.

Je suis sorti avec mon ami.

- Öğle yemeğine çıktım.
- Öğle yemeği için dışarı çıktım.

Je suis sorti déjeuner.

Çıktım, gayet iyi hissettirdi.

Je l'ai fait, et je me suis senti bien.

Yağmura rağmen dışarı çıktım.

- Je suis sorti malgré la pluie.
- Je suis sortie, malgré la pluie.

Asansörle dördüncü kata çıktım.

J'ai pris l'ascenseur jusqu'au quatrième étage.

Az önce hapisten çıktım.

Je viens de sortir de prison.

Akşam yemeğine dışarı çıktım.

Je suis sorti pour dîner.

Ben arkadaşlarımla dışarı çıktım.

Je suis sorti avec mes amis.

Sabah erkenden yürüyüşe çıktım.

Je suis allé marcher tôt le matin.

Arka kapıdan dışarı çıktım.

Je suis sorti par la porte de derrière.

Yağmur yağmasına rağmen dışarı çıktım.

- Je sortis, bien qu'il plut.
- Je suis sorti, bien qu'il plut.

Bu sabah dışarı erken çıktım.

- Je suis sorti dehors tôt le matin.
- Je suis sorti tôt le matin.

Ben bir ilişkiden yeni çıktım.

Je viens de sortir d'une relation.

Anahtarı içeride bırakıp dışarı çıktım.

J'étais enfermé hors de chez moi.

Yardım almak için dışarıya çıktım.

Je suis sorti pour chercher de l'aide.

- Odayı terk ettim.
- Odadan çıktım.

J'ai quitté la pièce.

Ben uzun bir yürüyüşe çıktım.

J'ai fait une longue promenade.

Bu sahneye o sayede mi çıktım?

Suis-je là grâce à cette discrimination ?

Çok soğuk olmasına rağmen, dışarı çıktım.

Même s'il faisait très froid, je suis sorti.

Treni kaçırmayayım diye evden erken çıktım.

- Je suis parti tôt de la maison pour être sûr ne pas rater le train.
- Je suis partie tôt de la maison pour être sûre ne pas rater le train.

İlk trene yetişebilmek için erken çıktım.

Je suis parti tôt afin d'attraper le premier train.

Kapıyı kapattım ve ilk kata çıktım.

J'ai fermé la porte et je suis monté au premier étage.

Artanını ona bıraktım ve dışarı çıktım.

Je lui ai laissé le reste et suis sorti.

İlk trene yetişmek için erken çıktım.

Je suis parti tôt afin d'attraper le premier train.

İşte o gün basamakları üçer üçer çıktım.

Ce même jour, j'ai monté un escalier avec trois volées de marches,

Ben henüz üç ay önce cezaevinden çıktım.

Je viens de sortir de prison, il y a trois mois.

Bir sandalyeye çıktım böylece üst rafa ulaşabildim.

Je suis monté sur une chaise pour pouvoir atteindre l'étagère du haut.

İşten erken çıktım ve doğruca eve gittim.

J'ai quitté mon travail tôt et suis rentré directement à la maison.

- Asansörle üçüncü kata çıktım.
- Asansörle üçüncü kata indim.

- Je montai par l'ascenseur au troisième étage.
- J'ai pris l'ascenseur jusqu'au troisième étage.
- J'ai pris l'ascenseur jusqu'au deuxième étage.

Ön masadaki anahtarımı istedikten sonra asansörle benim kata çıktım.

Après avoir demandé ma clé à la réception, j'ai pris l'ascenseur jusqu'à mon étage.