Translation of "Zamanlar" in Finnish

0.008 sec.

Examples of using "Zamanlar" in a sentence and their finnish translations:

Bir zamanlar oradaydım.

Olen ollut siellä kerran.

O zamanlar çok gençtim.

Olin vasta poika.

Bunlar zor zamanlar, biliyorum.

Elämme kurjia aikoja, tiedän sen.

O zamanlar ben öğrenciydim.

Olin siihen aikaan opiskelija.

- Zamanlar dayanıklıdır.
- Devir kötü.

- Elämme vaikeaa aikaa.
- Elämme kovia aikoja.

Bir zamanlar Osaka'da yaşadım.

Asuin kerran Osakassa.

Bir zamanlar onu gördüğümü hatırlıyorum.

Muistan nähneeni hänet kerran.

Tom bir zamanlar birini gördü.

Tom näki yhden kerran.

Ben bir zamanlar Roma'da yaşadım.

Asuin kerran Roomassa.

O zamanlar çok kadın doktor yoktu.

Siihen aikaan ei ollut paljon naislääkäreitä.

Bir zamanlar bir astrofizikçi olmak istedim.

Joskus halusin olla astrofyysikko.

Bir zamanlar burada bir köprü vardı.

Kerran tässä oli silta.

Bir zamanlar güzel bir prenses varmış.

Olipa kerran kaunis prinsessa.

Bir zamanlar bir yıldız kayması gördüm.

Näin kerran tähdenlennon.

Bir zamanlar onun gibi birini tanıyordum.

Tunsin aikoinaan erään hänen kaltaisensa.

Bir zamanlar bir tahta parçası vardı.

Olipa kerran puunpala.

Bir zamanlar, güzel bir prenses yaşıyordu.

Olipa kerran kaunis prinsessa.

Bir zamanlar, bir zalim kral yaşarmış.

Olipa kerran julma kuningas.

Tom, iş bulurken zor zamanlar geçirdi.

Tomilla oli vaikeata löytää työtä.

O zamanlar tek yaptığım şey onu düşünmekti.

Ajattelin sitä koko ajan.

Bir zamanlar İngiltere'de kötü bir kral vardı.

Olipa kerran ilkeä kuningas Englannissa.

Seni bir zamanlar uyardım ama sen dinlemedin.

Minä varoitin sinua kerran, mutta sinä et kuunnellut.

Peri masalları hep aynı başlar: bir zamanlar.

Sadut alkavat aina samalla tavalla: ”olipa kerran”.

Bugünün Türkiye'sine bir zamanlar sultan egemen oldu.

Kerran sulttaani hallitsi tämän päivän Turkkia.

Bir zamanlar, Tango adında bir kedi varmış.

Olipa kerran kissa, jonka nimi oli Tango.

- Bir zamanlar üç kızı olan bir kral yaşıyordu.
- Bir zamanlar üç kızı olan bir kral vardı.

Olipa kerran kuningas, jolla oli kolme tytärtä.

Bir zamanlar İngiltere'de çok kötü bir kral yaşarmış.

Olipa kerran ilkeä kuningas Englannissa.

Bir zamanlar, Bu köyde yaşlı bir adam varmış.

Olipa kerran vanha mies kylässään.

Tom ve Mary eski zamanlar hakkında konuşmak istediler.

Tom ja Mari halusivat puhua vanhoista ajoista.

Eğer doğru hatırlıyorsam, sen o zamanlar oldukça iyimserdin.

Jos muistan oikein, niin sinä olit melkoisen optimistinen siihen aikaan.

Bir zamanlar Pekin'de yaşadım ama şimdi Seul'de yaşıyorum.

Asuin aikoinaan Pekingissä, mutta tätä nykyä asustan Sŏulissa.

Bir zamanlar üç kızı olan bir kral vardı.

Olipa kerran kuningas, jolla oli kolme tytärtä.

Bir zamanlar köyün çıkışında küçük güzel bir ev varmış.

Olipa kerran pieni sievä talo kaukana maaseudulla.

Bir zamanlar bir tavuk vardı, onun bir gözlemesi vardı.

Olipa kerran kana, jolla oli näkkileipä.

Bir zamanlar güzel bir kızı olan bir kral vardı.

Olipa kerran kuningas, jolla oli kaunis tytär.

Bir zamanlar üç güzel kızı olan bir kral vardı.

Olipa kerran kuningas, jolla oli kolme kaunista tytärtä.

Bir zamanlar yoksul bir adam ve zengin bir kadın vardı.

Olipa kerran köyhä mies ja rikas nainen.

Bir zamanlar fakir bir adam ve zengin bir kadın yaşardı.

Olipa kerran köyhä mies ja rikas nainen.

Daha önce bir zamanlar onunla karşılaştığım için, onu derhal tanıdım.

Koska olin tavannut hänet kerran aikaisemmin, tunnistin hänet heti.

Bir zamanlar fakir olan ama güzel bir kızı olan bir değirmenci vardı.

Olipa kerran köyhä mylläri, jolla oli kaunis tytär.

Tom yapmayı söz verdiği yetimhaneyi yaptırmak için yeterli parayı toplamada zor zamanlar geçirdi.

Tomilla oli työlästä aikaa kerätäkseen varoja lupaamansa orpokodin rakentamiseen.

Peri masalları genellikle "bir zamanlar" ile başlar ve "sonsuza kadar mutlu yaşadılar" ile biter.

- Sadut alkavat yleensä ”olipa kerran kauan kauan sitten...” ja loppuvat ”...ja he elivät onnellisina elämänsä loppuun saakka”.
- Sadut alkavat yleensä ”olipa kerran...” ja loppuvat ”...ja he elivät onnellisina elämänsä loppuun saakka”.

Bir zamanlar hayatın bir şaka olduğunu, her şeyin de bunu gösterdiğini düşünürdüm. Artık biliyorum.

Elämä on pilaa; tämä näkyy kaikesta. Luulin näin ennen ja nyt olen varma.

- Tom bir bisiklete binmeyi öğrenmede zor zamanlar geçirdi.
- Tom bisiklete binmeyi öğrenirken çok zorluk yaşadı.

Tomilla oli kovasti tekemistä oppia pyöräilemään.

Bir zamanlar büyük bir fatih olan bir imparator yaşardı ve dünyadaki herhangi birinden daha fazla ülkede hüküm sürdü.

Olipa kerran keisari, suuri valloittaja, joka hallitsi useampia maita, kuin kukaan muu.