Translation of "Sürekli" in Finnish

0.010 sec.

Examples of using "Sürekli" in a sentence and their finnish translations:

Sürekli kusuyorum.

Olen oksennellut.

Aklınızla sürekli oynuyorlar,

muokkaavat mieltämme myös jatkuvasti,

Sürekli uzayan dişler.

Ne eivät lakkaa kasvamasta.

Sürekli seni düşünüyorum.

Ajattelen sinua kaiken aikaa.

Sırtım sürekli ağrıyor.

- Selkääni sattuu koko ajan.
- Minun selkäni on koko ajan kipeä.

Seni sürekli özlüyorum.

Kaipaan sinua jatkuvasti.

Tom sürekli TV izler.

- Tomi katsoo televisiota koko ajan.
- Tomi kattoo telkkarii koko ajan.

Büyük başarılar sürekli çabadan kaynaklanmaktadır.

Suuri menestys on jatkuvan ponnistelun tulos.

O sürekli diğer insanları eleştirir.

Hän kritisoi jatkuvasti muita ihmisiä.

Tom'u sürekli izlememe gerek yok.

Minun ei tarvitse vahtia Tomia koko ajan.

Son zamanlarda sürekli yağmur yağıyor.

Viime aikoina on satanut koko ajan.

Neden beni sürekli aşağılamak zorundasın?

- Miksi sinun täytyy vähätellä minua koko ajan?
- Miksi sinun täytyy nöyryyttää minua koko ajan?

Tom sürekli senin hakkında konuşuyor.

Tom puhuu sinusta koko ajan.

Ve sürekli hırlamasını ve ısırışını duyuyordum.

ja pystyin kuulemaan sen murinan koko ajan sen purressa.

Erkek kardeşlerim sürekli çevresine şakalar yapıyor.

Veljeni pilailevat aina.

Tom'un Fransızcası sürekli daha iyi oluyor.

- Tomin ranska tulee vakaasti yhä paremmaksi.
- Tomin ranskantaito paranee tasaisesti.

Peter sürekli annesiyle telefon görüşmesi yapıyor.

Peter soittaa jatkuvasti äidilleen.

Kolugoların kocaman gözleri vardır. Sürekli tehlike kollarlar.

Kaguaaneilla on valtavat silmät, jotka tarkkailevat merkkejä vaaroista.

Bu civardaki barlara ve birahanelere sürekli takılır.

- Hän on lähistön baarien ja pubien vakioasiakas.
- Hän on baarien ja pubien vakioasiakas näillä tienoilla.

Hatalarım sürekli düzeltilmiş olsaydı, daha çabuk öğrenirdim.

Jos virheitäni aina korjattaisiin, oppisin nopeammin.

Vücudumuzun bilgeliği. Tükürük sürekli sahip olduğumuz sıradan bir şey

Se on kehon viisautta. Jotakin, mikä meillä on aina mukana,

Kendinizi adayacak ve kendinizden emin bir şekilde sürekli ileri gideceksiniz.

Täydellinen sitoutuminen ja positiivinen liikkuminen eteenpäin.

Lindbergh'in tek başına sürekli transatlantik uçuşu kayda değer bir başarıydı.

Lindberghin välilaskuton yksinlento Atlantin yli oli huomattava saavutus.

Neden benimle sürekli İngilizce konuşuyorsun? Bir yabancı olduğum için mi?

Miksi sinä aina puhut minulle englantia? Johtuuko se siitä, että olen ulkomaalainen?

- Yağmur üç gün boyunca aralıksız yağdı.
- Üç gün boyunca sürekli yağmur yağdı.

Satoi kolme päivää putkeen.

Ben okuldayken, sürekli dövülürdük. Bugünlerde, birçok okulda bir öğretmenin bir öğrenciye vurması yasadışıdır.

Minun kouluaikoinani meitä usein rangaistiin kepeillä. Nykyään monissa kouluissa opettajan on kiellettyä lyödä oppilasta.

- Bunalımlı olduğum zaman her zaman abur cubur yerim.
- Depresyondayken sürekli abur cubur yerim.

Syön aina roskaruokaa kun olen masentunut.

İkincisi de, sürekli ilerlemeye devam etmek. Canınız istemese bile emin bir şekilde ileriye gitmelisiniz.

Ja toiseksi: Positiivinen eteneminen, vaikka ei aina siltä tuntuisi.