Translation of "" in Finnish

0.016 sec.

Examples of using "" in a sentence and their finnish translations:

Entä taivaamme?

Sizin için sahip olduğum şey.

on teille tarjottavana.

Hiçbir şeyim yok.

Minulla ei ole mitään.

Zilch.

Nolla.

Zippo.

Ei mitään.

Zeki değil. İlham verici değil.

Ei mitään fiksua. Ei mitään inspiroivaa.

Birazcık bile araştırılmış değil.

Ei mitään edes vähän tutkittua.

Tümüyle, söyleyecek hiçbir şeyim yok.

Minulla ei ole kerta kaikkiaan mitään sanottavaa.

Bir sürü el hareketi yapacağım.

Elehdin paljon käsilläni.

Gerginliği azaltmak için bir şey.

Jotain jännityksen murtamiseksi.

Kendimi biraz sevdirmek için bir şey.

Jotain, joka saa minut vaikuttamaan vähän herttaiselta.

Mahçup edici bir şey.

Jotain hieman noloa.

Ve şimdi konuyu daha kapsamlı bir noktaya getireceğim.

Ja nyt tuon sen laajempaan näkökulmaan.

Konuyu işaret edeceğim.

Viittoilen oikein kunnolla.

Konuyu entellektüel yapacağım.

Teen siitä intellektuellia.

Konuyu, tam buradaki adama getireceğim.

Tuon asian tähän mieheen tässä.

Fakat benim, bilhassa, kim olduğu hakkında hiçbir fikrim yok.

Mutta minulla ei ole aavistustakaan, kuka hän on.

Ve gördüğünüz gibi, önemli bir noktaya temas ediyormuşum,

Ja kuten nyt näette, yritän vaikuttaa siltä, että minulla on pointteja,

Argüman topluyormuşum,

että rakennan argumenttia,

2x6 eşittir 12.

Kaksi kertaa kuusi on 12.

5,601.

5 601.

2.6 milyon.

2,6 miljoonaa.

Dört.

Neljä.

Herkes görüyor değil mi? Havalı değil mi?

Huomaavatko kaikki? Eikö olekin hienoa?

Şimdi de şu çubuk grafiğine göz atalım,

Ja katsotaanpa tätä pylväskaaviota,

Bocalıyorum,panikliyorum. Hiçbir şeyim yok.

Takertelen, panikoin, minulla ei ole mitään.

Tamamen ve sapına kadar bir sahtekârım.

Olen täysin ja kertakaikkisesti huijari.

Fakat biliyor musunuz?

Mutta tiedättekö mitä?

Wagga wah, gabba gabba.

Vaka vaa, kapa kapa.

Hindi, ağız ve bir ağız.

Kalkkuna, suu ja suu.

İsimler, şeyler.

Nimiä, asioita.

Kelimler, kelimeler ve daha fazla şey.

Sanoja, sanoja ja enemmän asioita.

Ve gördünüz mü? Mantıklı olabilir gibi hissettiriyor, değil mi?

Ja huomaatteko? Tuntuu kuin se voisi olla järkevää, eikö?

Belki gibi, sadece belki,

Kenties, kenties

Onları zeki görünmek için taktım,

Käytin niitä näyttääkseni fiksulta,

Görme yeteneğim muhteşem olmasına rağmen.

vaikka näköni onkin täydellinen.

Ve şimdi her şeyi, biraz yavaşlatacağım.

Ja nyt alan vähän hidastaa tahtia.

Tonu değiştireceğim.

Muutan tunnelmaa.

Hayat inişli çıkışlı.

Elämä on vuoristorataa.

Bilirsiniz, konuşmamdan alacağınız, bir şey varsa,

Jos haluatte painaa mieleenne yhden asian puheestani,

Başlangıçta duyduğunuz şey hakkında,

miettikää sitä, mitä kuulitte heti alussa,

Ve şimdi duyduğunuz şey hakkında, düşünmenizi istiyorum.

ja miettikää sitä, mitä kuulette nyt.

Çünkü o hiçbir şeydi

Sillä se ei ollut mitään

Ve hala hiçbir şey,bunu bir düşünün.

eikä se edelleenkään ole mitään, miettikääpä sitä.

Ya da düşünmeyin, fark etmez.

Tai älkää, sekin sopii.

Tarih, 126 Himalayalı köylüyü yediği kaydedilen 19'uncu yüzyılda yaşamış bir kaçaktan,

Historia mainitsee "Rudraprayagin ihmissyöjäleopardin," 1800-luvun konnan,

Hindistan Vahşi Yaşamı Koruma Derneğine göre

Intian villieläinten suojeluydistyksen mukaan -

2014 yılından bu yana yaklaşık 1.500 pars öldürüldü.

lähes 1 500 leopardia on tapettu vuodesta 2014 lähtien.

"insan yiyen Rudraprayag parsından" bahsediyor.

jonka raportoidaan syöneen 126 kyläläistä Himalajalla.

Vahşi doğada sadece 14.000 pars kaldı.

Vain 14 000 elää edelleen luonnossa.

Parslarla ilgili tek bir olumlu şehir efsanesi aklıma gelmiyor.

En keksi yhtäkään positiivista urbaania legendaa leopardeista.

Şeytani ve kötü ruhları çağrıştırıyorlar.

Se yhdistetään usein paholaiseen ja pahoihin henkiin.

Grup hâlinde gezmek, yüksek sesle müzik çalmak, fener ve sopa taşımak

Ryhmissä kulkeminen, kovan musiikin soittaminen, soihtujen ja keppien kantaminen -

Pars saldırısından korunmayı sağlayabilecek öneriler,

ovat kaikki ehdotuksia leopardihyökkäysten hillitsemiseksi.

Bu yüzden, bu hayvana karşı duyulan korku toplum ve kültürler aracılığıyla

Se voimistuu yhteiskunnassa ja kulttuureissa -

Peki onlardan biriyle göz göze gelecek olursanız ne olacak?

Mutta mitä tehdä, jos joutuu vastakkain näiden kanssa?

Devam ettiriliyor, onu hiç görmemiş olanlar bile ondan korkuyor.

ihmisten alkaessa pelätä tätä eläintä näkemättä sitä koskaan.

Kedi Güvenliği Ders Bir: Asla koşmayın... Çünkü sizi kovalamasını sağlayan bir içgüdü devreye girer.

Kissaturvallisuuden perusteet: Älä juokse. Se sytyttää vaiston: "Minun on jahdattava tuota."

Büyük kötü kedi etiketine rağbet etmeyen kurbanlardan biri Sanjay Gubbi.

Yksi uhri, joka ei lähde mukaan leimaamiseen, on Sanjay Gubbi.

Parsın sinirli ve heyecanlı olduğu için kendisini yaraladığını söylüyor.

Hän sanoo vammautuneensa, koska leopardi oli ärsyyntynyt ja kiihottunut.

Eğitim, saldırıların önlenmesi ve insanların yaşadığı alanlarda dolaşan kedilerin takibi üzerine çalışıyor.

Hän keskittyy sivistämiseen, ennaltaehkäisyyn ja ihmisen elintiloissa kulkevien kissojen jäljitykseen.

O, ısırdığında acı veren korkunç bir katil,

Se on armoton tappaja, jolla on tuskallinen purema.

Ancak, saldırılara çözüm bulmak için vakit daralıyor,

Mutta konfliktin ratkaisuun alkaa aika loppua.

Tersi pis olan dev bir yaratık.

Se on iso ja ilkeä olento.

Birçok pars, meseleleri kendileri çözmek isteyen öfkeli çeteler tarafından öldürülüyor.

Vihaiset väkijoukot tappavat monia leopardeja, ratkaisten asian omalla tavallaan.

Asya orman kırkayağına bulaşırsanız doğduğunuza pişman olursunuz.

Aasialaisen metsäjuoksujalkaisen kanssa ei kannata ryppyillä.

Agresif ve çok hızlı olan

Aggressiivisena ja salamannopeana -

Scolopendra subspinipes alt edebileceği her şeyi avlar.

Scolopendra subspinipes saalistaa kaikkea, minkä se voi taltuttaa.

Çenesi çok güçlüdür ve ısırığı yılandan çok acı verir, korkulacak bir avcıdır.

Voimakkailla leuoillaan ja käärmettä kivuliaammalla puremallaan, se on pelottava eläin.

Güçlü, zehri çok kuvvetli. Bulaşılacak bir şey değil.

Niiden voima ja myrkky ovat kovia. Sen kanssa ei pidä leikkiä.

Bunlardan biriyle karşılaşırsanız pişman olursunuz.

Sellaiseen törmäämistä katuu.

Arizona egzotik evcil hayvan mağazası sahibi Traci Roach, ki bu onun sahne adı değil, gerçek adı,

Arizonalaisen eläinkaupan omistaja Traci Roach, ja ei, se ei ole keksitty persoona, vaan oikea nimi,

"Kötü" kelimesi o hissi anlatmaya yetmez.

Sana "kamala" ei tee oikeutta sille tunteelle.

Yakıcı bir acı hissetti, kıvrandıracak şiddetteydi.

Hän tunsi polttavaa, voimakkuudessaan tuskallista kipua.

Elinizin bir mengeneye sıkışıp ardından yanması gibi.

Kuin käsi olisi puristettu tulikuumaan ruuvipenkkiin.

Âdeta kemiğime kaynar su zerk ediliyordu.

Välillä tuntui kuin kiehuvaa vettä olisi ruiskutettu luuhuni.