Translation of "Yemekte" in English

0.007 sec.

Examples of using "Yemekte" in a sentence and their english translations:

Adam ekmek yemekte.

The man is eating bread.

Oğlan ekmek yemekte.

The boy is eating bread.

Bugün yemekte ne var?

What are we having today?

Tom'un aklı hep yemekte.

Tom always thinks about food.

Dü akşam yemekte bizi ağırladılar.

They entertained us at dinner last night.

Bu yemekte kaç kalori var?

How many calories are in this dish?

Bu akşam yemekte ne var?

What are we having for dinner today?

Ya da annelerin buluştuğu bir yemekte

For a mom's dinner,

Çubukla Japon yemeği yemekte iyi değilim.

I'm not good at eating Japanese food with chopsticks.

- Adam ekmek yiyor.
- Adam ekmek yemekte.

The man is eating bread.

- Öğle yemeğinde ne var?
- Yemekte ne var?

What's for lunch?

- Akşam yemeğinde ne var?
- Yemekte ne var?

- What's for dinner?
- What's for supper?

Bu akşam yemekte benimle olmak ister misin?

Would you like to have dinner with me tonight?

Tom dün geceki yemekte bir kargaşaya neden oldu.

Tom caused a commotion at the dinner last night.

- O çiçek yemeye uygun.
- O çiçeği yemekte sakınca yok.

That flower is edible.

- Tom bizimle yiyecek mi?
- Tom yemekte bizimle olacak mı?

Will Tom eat with us?

- Yemeğe başka kimler kalacak?
- Yemekte bizimle birlikte başka kimler olacak?

Who else will be eating with us?

Tom evde hiç birası olmadığı için yemekte bir bardak suyla yetinmek zorunda kaldı.

Tom had to make do with a glass of water with his food because he had no beer at home.

- Bu akşam yemekte ne var?
- Bu gece akşam yemeği için ne yiyoruz?
- Bu gece akşam yemeği için ne var?

- What's for dinner tonight?
- What are we having for dinner tonight?