Translation of "Japon" in English

- Japon musun?
- Japon musunuz?

Are you Japanese?

O Japon.

- He is Japanese.
- He's Japanese.

Japon musunuz?

Are you Japanese?

Japon musun?

Are you Japanese?

- Tüm katılımcılar Japon.
- Bütün katılımcılar Japon.

All participants are Japanese.

- O Japon mu?
- O kadın Japon mu?

Is she Japanese?

- Japon restoranına gidelim.
- Bir Japon restoranına gidelim!

Let's go to a Japanese restaurant!

Japon tarihine aşinadır.

She is familiar with Japanese history.

Japon vatandaşı oldular.

They became citizens of Japan.

O, Japon değildir.

He is not Japanese.

Japon bayrakları dalgalanıyordu.

Japanese flags were flying.

O Japon mu?

- Is he Japanese?
- Is she Japanese?

Onun karısı Japon.

- His spouse is a Japanese woman.
- His wife is Japanese.

Japon olduğumu bilmiyorlar.

They don't know that I'm Japanese.

Japon ekonomisi krizde.

The Japanese economy is in depression.

Japon yeni yükseldi.

The Japanese yen rose.

Onlar Japon mu?

Are they Japanese?

Japon Büyükelçiliği nerede?

Where is the Japanese Embassy?

Japon siyasetçilerden utanıyorum.

I'm ashamed of Japanese politics.

Japon restoranına gidelim.

Let's go to a Japanese restaurant!

O doğuştan Japon.

He is Japanese by birth.

Japon kızlarını severim.

I like Japanese girls.

Sen Japon değilsin.

You aren't Japanese.

Japon tarihiyle ilgiliyim.

I'm interested in Japanese history.

Sen Japon görünmüyorsun.

You don't look Japanese.

Sen Japon musun?

Are you Japanese?

Japon olduğunuzu düşünmüştüm.

- I thought you were Japanese.
- I thought that you were Japanese.

Japon evleri küçüktür.

Japanese houses are small.

Japon kültürüne aşinadır.

He is familiar with Japanese culture.

Japon yemekleri yerim.

I eat Japanese food.

Japon tarihi çalışıyorum.

I study Japanese history.

Japon yemeğini severim.

I like Japanese food.

"Amcaların nereli?" "Japon."

"Where are your uncles from?" "Japan."

Japon öğrenci misin?

Are you a Japanese student?

- Bahçe Japon tarzında kuruldu.
- Bahçe, Japon tarzında tasarlandı.

The garden is laid out in the Japanese style.

Bu Japon şefi sadece geleneksel Japon bıçakları kullanır.

This Japanese chef only uses traditional Japanese knives.

Gerçekten Japon tatlıları, Japon çayı ile iyi gider.

Indeed, Japanese sweets go well with Japanese tea.

- Masako, Japon bir kadındır.
- Masako bir Japon kadınıdır.

Masako is a Japanese woman.

Geleneksel Japon tatlıları gerçekten Japon çayı ile iyi gider.

Traditional Japanese sweets really do go well with Japanese tea.

- O tipik bir Japon insanı.
- O tipik bir Japon.

- He is Japanese to the bone.
- He is a typical Japanese.
- He's a typical Japanese man.

Çoğu Japon pirinçle beslenir.

Most Japanese live on rice.

O, Japon yiyeceği midir?

Is it Japanese food?

Nehir Japon Denizi'ne akar.

The river flows into the Sea of Japan.

Biri Japon diğeri İtalyan.

One is Japanese and the other is Italian.

Bir Japon restoranına gidelim.

- Let me take you to a Japanese restaurant.
- Let's go to a Japanese restaurant.

Japon halkı savaştan vazgeçti.

The Japanese people have renounced war.

O bir Japon çocuk.

He is a Japanese boy.

Japon satrancı oynamaya düşkünüm.

I'm fond of playing shogi.

Japon ekonomisi hâlâ istikrarlı.

The economy of Japan is still stable.

Suşi bir Japon yemeğidir.

Sushi is a Japanese food.

Onun kız arkadaşı Japon.

His girlfriend is Japanese.

Ben bir Japon yazarım.

I am a Japanese writer.

Japon yemeklerin var mı?

Do you have any Japanese foods?

Onun Japon olduğunu bilmiyordum.

I didn't know that he was Japanese.

Japon ekonomisine ne olacak?

What will happen to the Japanese economy?

Yoko bir Japon ismidir.

Yoko is a Japanese name.

Japon birası denedin mi?

Have you tried Japanese beer?

Bu benim Japon arkadaşım.

This is my Japanese friend.

Yakitori bir Japon yemeğidir.

Yakitori is a Japanese food.

Japon yemeklerini sever misin?

Do you like Japanese food?

Bu Japon arabasına bak.

Look at this Japanese car.

Japon ekonomisi hızla gelişti.

The Japanese economy developed rapidly.

Ben bir Japon kadınıyım.

I am a Japanese woman.

Çoğunlukla Japon siyasetinden bahsettik

We often talked about Japanese politics.

Sumo, Japon geleneksel sporudur.

Sumo is the traditional sport of Japan.

Bir Japon vatandaşı mısınız?

Are you a Japanese citizen?

Susie Japon müziğini seviyor.

Susie loves Japanese music.

Japon kültürünü merak ediyorum.

I am curious about Japanese culture.

O bir Japon köpeği.

It's a Japanese dog.

O kadın Japon mu?

Is she Japanese?

Japon arabaları çok popülerdir.

Japanese cars are very popular.

O bir Japon bebeği.

That is a Japanese doll.

Ben bir Japon öğrencisiyim.

I'm a Japanese student.

Dr. Georges'un sekreteri Japon.

Dr. Georges's secretary is Japanese.

Japon tarihi ilgimi çekiyor.

Japanese history interests me.

Birçok Japon kilisede evlendi.

Many Japanese get married in church.

O, Japon olduğumu bilmiyor.

She doesn't know that I'm Japanese.

Manila, Japon askerlerine düştü.

Manila fell to Japanese troops.

Japon güçleri Birmanya'ya yürüdü.

Japanese forces marched into Burma.

Japon tarihi ile ilgileniyorum.

I am interested in Japanese history.

Favori Japon şarkıcın kimdir?

Who's your favorite Japanese singer?

Japon yemeği yiyerek büyüdüm.

I grew up eating Japanese food.

Onlar Japon sumo güreşçileridir.

They are Japanese sumo wrestlers.

Tom Japon yiyeceğini sevmiyor.

Tom doesn't care for Japanese food.